Nikâb Nedir Şiirlerde Peçe

10.12.2020

Nikab 

Osmanlıca yazılışı; nikab :  نقاب

 

Nikâb, Arapça kökenli bir kelimedir. Osmanlıca lügatlerdeki anlamları: Yüz örtüsü, peçe şekillerindedir.

nikab-ı zulmâni: karanlık peçe, perde, örtü (hicâb)

Bilindiği gibi Müslüman ülkelerinde kadınların yüzlerinin açık olması haram kabul edilmiş o yüzden kadınların sadece gözleri görünecek kadar açıkta kalması hatta gözlerinin dahi ince bir tül, peçe yani nikâb ile örtülmesi salık verilmiştir.

Bu nedenle günümüze dahi nikâb ve peçe kadınlar tarafından yüzü örtmek, gizlemek için kullanılmaktadır.Nikâb, kelimesi şiirlerimizde sevgilinin yüzünü örten gizleyen, aşığın görmesini engelleyen sis, perde, karanlık, zulum, zulmet gibi bir engeldir. 

Sevgilinin yüzü Ay’a mâha, mihre, Güneş’e, güle benzetilir.  Peçe, nikâb veya örtü ise bu güzelliği gizleyen bir karanlık olmaktadır. Bu ise aşığa bir zulümdür. Sevgilinin yüzünü örten peçe kimi zaman da sevgilinin saçları olmaktadır.  Sevgilinin yüzünü peçe ile saklaması aşığı çileden çıkarır. Âşık sevgilisinin yüzünü gizlemesine dayanamaz.  Âşık bu nikabın açılmasını, sevgilisinin yüzünü görmeyi ister.Bazı durumlarda nikâb aşığın gözyaşlarıdır ve aşığın da yüz perdesi olmaktadır. Nikâb kullanmak bazı durumlarda naz, bazı durumlarda ise utanmaktan dolayıdır. Şairlerimiz bu ayrıntıları da gözden kaçırmamışlardır.  Bazı durumlarda Ây’ın ve Güneş’in doğması nikâbın açılmasına benzetilir.

Gözyaşını Necati eder yüzüne nikab

Miskin meğer ki etdiği işlerden utanır    Necatî

Âşık ile sevgili arasında bir engel olan nikâb sözcüğünün divan ve ozan şiirimizde çok sözü edilen bir konu olduğunu tahmin etmek zor değildir.

 

Aç nikâbı yüzüñi âşıklaruña arza kıl

Kim firâkuñdan yahıldı şem bigi cân u dil       Ahmedi

 

Cânâ götür yüzüñden lutf eyleyüp nikâbuñ

Étme nihân cemâlin ebriyle âfitâbuñ               Ahmedi 

 

Çün götürdi gül yanagından nikâb

Mevsüm-i işretdür ü câm-ı şarâb   Ahmedi

 

Dut ki_örtesin nikâb-ıla benden cemâlüñi

Nice gideresin bu gözümden hayâlüñi      Ahmedi

 

Göñül cemāl•i muʿanber-niḳāb ile oynar

Ḥaḳīr ẕerreyi gör ki ̮āfitāb ile oynar       Necati Bey

 

Nikâbın açtı tâ ol meh cemâli âfitâbından

Serâser on sekiz bin âlemi pür kıldı tâbından   Zati

 

Sâye salsa üstüme ol kâkül-i müşgîn-nikâb

Başum üzre sâye-bân olurdı Ahmed-veş sehâb  EMRÎ

 

Şerm ile hûn-feşân olur zülf-i ruhı nikâb iken

Hîç yakışur mı necm ola bir gice mâh-tâb iken     ARPAEMÎNİ-ZÂDE MUSTAFA SÂMÎ

 

Bizden yüzün nikaplamış bürümüş

Efendime öldü derler bazılar

Dar fenadan dar bekaya yürümüş

Alnıma yazıldı kara yazılar          Şarkışlalı Aşık Veli

 

Kaldır nikabını görem yüzünü

Aç başını yaradanı seversen

Siyah zülfün mah yüzünün üstüne

Tel tel eyle yaradanı seversen      Karacaoğlan

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da