Non Figüratif Sanat Akımı
İng. Non-figurative art
Soyut Sana; abstre sanat, mnon figüratif (figürlü olmayan) sanat veya non objektif sanat gibi isimlerle anılan bir Soyut Sanat akımıdır. İlk önce resim sanatında ortaya çıkmış bazı sanat dallarına da sıçramıştır. Taklitten uzak, zihine yönelen Sanatçısının kendi iç dünyasında şekillenen bir objeyi ışık ve rengi kullanarak objenin şeklinden ve kendisinden ziyade çağrışımlarını aktaran bir sanat anlayışı olarak ortaya çıkmıştır. Soyut Sanat, genel anlamıyla doğada var olan gerçek nesneleri betimlemek yerine, biçimler ve renklerin, temsili olmayan veya öznel kullanımı ile yapılan sanata denir. Non figüratif Sanatta objeler ve betimlemeleri gerçek birer nesne ya da varlık olarak tanınamaz, yalnızca sanatsal gerçeklik düzleminde var olurlar.
Bu akımın kuramcısı ve ortaya çıkaran sanatçısı olan Kandinsky’e göre gerçek figürsüz resim, tamamıyla soyut olarak tasarlanan resimdir. Sanatçı, rengi kendi duygularını ifade etmek için kullanır. Soyut resimde sanatçının amacı, çizgi ve renkleri düzenli bir biçimde yüzey üzerine yerleştirerek duygusal kompozisyonlar elde etmektir. Resimde, renklerin her hangi bir şeyi yansıtmaksızın, coşkusal bir çekicilik uyandırarak, hareketli ya da duran, çizgisel ya da biçimsel etkileri üzerinde durarak çalışılmasını gerçekleştirmiştir. Soyut resim, doğada olmayan biçimler, renk ve lekelerle yapılan bir çeşit çalışmadır. Renkler ve ışık kullanılarak kompozisyonlar oluşturulur. Soyut sanat, eşya, doğa ve canlıların görünüşlerinden faydalanmayı reddedip, resimde renk, çizgi ve düzlemleri düzenleyerek bunlarla heyecan verici kompozisyonlara ulaşmayı amaçlar.
Soyut ifadecilik, Abstre ya da NON-FİGÜRATİF ( figürsüz ) diye de adlandırılan bu Sanat Akımı objelerin doğadaki görüntülerine bağlı olmayan bir akımdır. Uygulama alanı resim sanatı içinde kalmamış; biçim ve renklere sonsuz bir serbestlik tanıması nedeniyle heykeltıraşlık, mimarlık, süsleme, dekor ve kostüm gibi sanatları da etkisi altında bırakmıştır. Günlük eşyaların biçim ve renkleri bile soyut sanatın etkisi altında kalmıştır.
İslam ve Musevi geleneklerinde insanların resmedilmesinin yasak olması nedeniyle bu kültürlerde Süsleme Sanatları önemli derecede gelişmiştir. Bunlara örnek olarak gösterilebilecek kaligrafi ve hat sanatı da nonfigüratif sanatlardır. Batı kültüründe de soyut tasarımların kökü eskilere dayanır. Bunlara rağmen, soyut sanat, süsleme sanatlarından farklı olarak, dekoratif değil güzel sanatlar adı altında incelenir. Bunun nedeni soyut sanat eserinin kendi başına, sanatçının sadece eserin kendisine yoğunlaşmasıyla ortaya çıkmasıdır. (1)
Kandinsky kendini nesneler dünyasından kurtarmış ilk soyut sanatçıdır. Sanatçının 1910 yılında yaptığı sanat tarihinde dış gerçekle ilintisi olmayan ilk soyut resim olarak kabul edilir. Sanatçı evinin duvarındaki resimlerinin birini baş aşağı görünce asılı resmin figürden kurtulmuş resim olduğunu keşfetmiş ve o anı şöyle anlatıyor. Henüz başlayan başlayan grup vakti idi. Paletlerimle çalışmadan yeni gelmiştim, dalgındım ve bitirdiğim çalışmamı düşünüyordum. işte bu sırada anlatılmayacak kadar güzel bir iç pırıltı ile parlayan bir tablo gördüm. İlkin hayretle durup kaldım, sonra hemen biçim ve renkten başka bir şey görmediğim ve içerikçe anlaşılmaz olan bu muammalı resme yaklaştım ve gördüm ki benim yapmış olduğum ve yanlamasına duvarda asılı duran tablo idi.Artık kesin olarak biliyordum ki obje resimlerime zararlı olmaktaydı. Wassily Kandinsky, doğadaki dinamik kuvvetlerle uğraşarak madde hakkında bilgimizi artıran bilimin yanında, sanatın görsel dünyanın ardındaki spiritüel güçleri göstermesi gerektiğine inanıyordu.
Soyut sanat, non-figüratif, abstre, non-objektif isimlerle de ifade edilir. Resimde, renklerin her hangi bir şeyi yansıtmaksızın, coşkusal bir çekicilik uyandırarak, hareketli ya da duran, çizgisel ya da biçimsel etkileri üzerinde durarak çalışılmasını gerçekleştirmiştir. Doğada olmayan biçimler, renk ve lekelerle yapılan bu çalışmalarda renkler ve ışık yoluyla objelerin doğal çizgilerinden uzak hatta objelerinin tamamen kendileri dışında kompozisyonlar oluşturulur. Eşya, doğa ve canlıların görünüşlerinden faydalanmayı reddedip, resimde renk, çizgi ve düzlemleri düzenleyerek bunlarla heyecan verici kompozisyonlara ulaşmayı hedeflerler. Soyut sanat ile non-figüratif sanatı birbirinden ayrı tutmak sorun olmuştur. Bu sanatın başlangıcı doğadandır, sonu ise doğadan tamamen uzaklaşmıştır. Oysa nonfigüratifte, başlangıçtan itibaren, doğaya bağlı olmadan bir çalışma söz konusudur ve bu çalışmalarda, dünyadaki nesneler değil, renklerin, çizgilerin biçim düzenleri ifade edilir. (Ahmet Şişman- Sanat Terimleri Sözlüğü )
Bu akımın kurmacısı ve ilk uygulayıcısı olan Kandinsky fovistlerden etkilenmiştir. İlk dönemlerinde Münih ve çevresindeki kırların manzaralarını yapmış. Bu dönemde ışık ve renk üzerinde çalışmıştır. Sanatçının duygusal soyutlamanın üç ana kaynağı vardır. İzlenim, Doğaçlama, Düzenleme soyut müziksel başlıklar adını 1910-1914 yılları arasında yaptığı resimlerine vermiştir. Birinci ve ikinci grupta sezgiye üçünçü grupta ise temel davranış olan komposizyon yaratışlarında iç dünyasından hareket ederek renk ve çizgi mantığıyla ele almıştır. 1910 ve 1921 yılları arasında ilk soyut çalışmaları ikinci kaynaktan çıkmış, bu dönemde canlı renkleri kullanmadığı görülür. Bu döneme dramatik dönemde denir.
1910 yılına kadar yaptığı çalışmalar birinci kaynaktan olup Fovizm Resimlerdir. Sonraki yıllarda mimari yapıda resim devri denmiştir. Bu dönemde renkler şiddetini korumakla birlikte biçim bakımından düz çizgiler, lekeler birer geometrik şekil haline girer.1925-1928 arasındaki resimlerine ise daireler hakimdir. Bundan sonraki dönemleri ise müziğin insanda uyandırdığı isimsiz ve sözcüksüz ahenk duygusunu renk ve biçimle anlatma yolunu bulduğu için “Müziksel Devre”denir.
Soyut sanat ile nonfigüratif sanatı birbirinden ayırmak sorun olmuştur. Bu sanatın başlangıcı doğadandır, sonu ise doğadan tamamen uzaklaşmıştır. Oysa nonfigüratif te, başlangıçtan itibaren, doğaya bağlı olmadan bir çalışma söz konusudur.
ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ
Wassily Kandinsky (Vasili Kandinski) (1886-1944):
Rus ressam Kandinsky’e göre gerçek figürsüz resim, tamamıyla soyut olarak tasarlanan resimdir. Sanatçı, rengi kendi duygularını ifade etmek için kullanmıştır.
Birkaç Çember, Kazaklar, Kompozisyon ve Su Bendi önemli yapıtlarıdır.
Robert Delaunay
Robert Delaunay (Rober Dölenay)
(1885-1941): Fransız ressam, renk kullanımını geliştirip hayalinden ürettiği biçimler kullanarak sanat dünyasıyla hiçbir ilişkisi olmayan, tümüyle soyut resimler yapmıştır.Sanatçının önemli yapıtları arasında Dairesel Şekiller, Koşucular ve Bleriot’ya Saygı sayılabilir.
Piet Mondrian (Pit Mondriyon) (1872-1944): Hollandalı sanatçı resimlerini en basit olan düz çizgiler ve asal renkler (sarı, kırmızı, mavi)le oluşturmuştur.
Kompozisyon adını verdiği geometrik düzenlerle kurulmuş çok sayıda yapıtı vardır.
Jackson Pollock (Ceksın Polak) (1912-1956): Tuvali son derece özgür kullanan sanatçı, boyaları tuvalin üzerine boşaltarak onların üzerinde yürümüş ve son derece ilgi çekici yapıtlar oluşturmuştur. Gece ve Sis ile Numara 1 A en tanınmış yapıtlarıdır.
Joseph Albers (Jozef Alber) (1888-1976): Kare ve dikdörtgenler sanatçının ilgisini çekmiş, birbiri içinde büyüyen ve küçülen geometrik biçimler kullanmıştır.