Evvel tevhid sürerler mürşid dilinden
Evvel tevhid sürerler mürşid dilinden
Erişir canına fazlı Hüdânın
Kurtulursun emmarenin elinden
Erişir canına fazlı Hüdânın
İkincide verir "lafzatu'llâh"ı
Anda keşfederler sıfatu'llâh'ı
Hasenat yeter der eder günâhı
Erişir canına fazlı Hüdânın
Üçüncü "ya Hû" ismini oku
Garib bülbül gibi durmayıp şakı
Kendi vücudunda bulagör
Hakkı Erişir cânına fazlı Hüdânın
Dördüncü esmâya nâil olasın
"Ene'l-Hak" sırrına vâkıf bulasın
Dahi ölmezden sen, evvel ölesin
Erişir cânına fazlı Hüdânın
Gel imdi sen dahi şeyhin haline
Karışasın evliyanın yoluna
Dalasın sen âb-ı hayat gölüne
Erişir cânına fazlı Hüdânın.
MUHYİDDÎN-İ ARABÎ
NUTUK
İy özin inşân bilen
Var edeb öğren edeb
(iy) edep erkân bilen
Var edeb öğren edeb
Edebdür asl-ı tâat
Küllî sıfât cümle zât
Varlıgun edebe sat
Var edeb öğren edeb
Gel Hakk'a olma asi
Tâ gide gönlün pası
Dört kitabûn ma'nîsî
Var edeb öğren edeb
Gaflet içünden uyan
Edebsüz olma iy cân
Edebdür aslı-ı îmân
Var edeb öğren edeb
Edeb gerektür kula
Tâ işi temiz ola
Edebsüz girme yola
Var edeb öğren edeb
Edebdür Hakk'a yakın
Bilür ¡san Hak Hakkın
Edebsüz olma sakın
Var edeb öğren edeb
Bu edeb 'atayidür
Âşıka yüz suyıdur
Evliyalar hûyıdur
Var edeb öğren edeb
Gel Hakka ikrâr isen
Âşıklara yâr isen
Yüz suyın ister isen
Var edeb öğren edeb
Edeb gerekdür ere
Tâ yolı doğrı vara
Edebsüz olma yire
Var edeb öğren edeb
Edebi bekler tâlib
Edebdür Hak'dan nasîb
Edebsüz olma habîb
Var edeb öğren edeb
Edeblü ol cân isen
Hakk'ı bil inşân isen
Muştâk-ı Sultan isen
Var edeb öğren edeb
Edebdür Hakk'a delîl
Edebden olma gâfil
Olmayasın bî-hâsıl
Var edeb öğren edeb
Kaygusuz Abdâl uyan
Işkı bil ışka boyan
Şöyle dimişdür diyen
Var edeb öğren edeb
Kaygusuz Abdal
ABDURRAHMAN GÜZEL, TÜRK DİLİ DERGİSİ
Maksut cihâna gelmekten
Maksut cihâna gelmekten
Kişi Rab’bin bilmek imiş
Rab’bini bilmekten murat
Evliyâsın bulmak imiş
Anın ile olur devlet
Anı beyan kılar âyet
Hak’ka yalvarmaktan murat
Gerçeğe yol varmak imiş
Bulmak değil imiş bilmek
Bilmek değil imiş bulmak
Evliyâya gönül vermek
Rengine boyanmak imiş
Onlar durur Hak’kı bilen
Gayrısı yalandır yalan
Dervişlikte murat olan
Külliyen yok olmak imiş
KAYGUSUZ aşk pervânesi
Oldu Hak’kın divânesi
Ehli aşkın sermâyesi
Aşk od’una yanmak imiş
Kaygusuz Abdal
Elif’tir doksan bin kelâmın başı
Elif’tir doksan bin kelâmın başı
Var Hakk’a şükreyle be’yi n’eylersin
Vücudun şehrini arıtmayınca
Yüzünü yumağa suyu n’eylersin
Vücudun şehrini verme gayrıya
Hatır yıkıp göç eyleme sayruya
Var bir amel kazan Hakk’a yaraya
Hakk’a yaramıyan huyu n’eylersin
İblis benlik ile Dergâhtan ırdı
Âşık olan maşukunu aradı
İki cihan fahri bir engür verdi
Fakr ile fahr olmaz şeyi n’eylersin
Sordular kim Bağdat şehri kandedir
Bildiler kim la‘l ü gevher andadır
Gördüler kim Hakk al-yakîn cemdedir
Hakikî olmıyan kökü n’eylersin
Pir Sultan’ım okuyuban yazarım
Turâb oldum ayaklarda tozarım
Yâr elinden içtim sermest gezerim
Yârdan içilmiyen meyi n’eylersin
Boratav, Pertev Naili, A. Gölpınarlı (1943). Pir Sultan Abdal. Ankara: Ankara Üniversitesi DTCF Yay. s. 106.