ÖLÜME RAĞMEN YAŞAM

28.01.2018
    ÖLÜME RAĞMEN YAŞAM



    Ekranlarda izlediğimiz, gazetelerde okuduğumuz ölüm haberlerine ve kaybettiğimiz yakınlarımızın acısına rağmen yaşamak kolay değil.

   Yaşama sevgiyle bakmanın ve hayata heyecanla devam etmenin en zor olduğu andır ölüm haberleriyle karşılaştığımız anlar. Yüreğimiz soğur ve çehremiz solar. Ölümün soğuk nefesini hissederek nefes alırız ve tebessüme yabancılaşırız bir süre. Acıyla yatar acıyla kalkarız. Ateşe ne kadar yakınsak acımız o kadar derin olur. Ölümün soğukluğu dolaşır iç dünyamızda ve adım attığımız her mekânda.        

   Kim ölümden korkmaz ki! Ölüme rağmen yaşama sıkıca sarılmanın kolay olduğunu kim söyleyebilir ki! Ölümü yazmayan kalem var mı? İnsanların ve var olan her tür canlının ortak kaderi ve ortak kederi ölüm. Belki de ortak olduğu için bir nebze hafifliyor. Ahiret inancı ve böylece yok olup gidilmeyeceği düşüncesi de ölümün anlamını değiştiriyor. Tabii günahlarımızdan dolayı bir bedel ödeyeceğimizin biz insanlara kutsal kitaplar yoluyla bildirilmesi de ayrı bir anlam ve önem taşıyor.

     Hayatın akıp giden hareketliliği içinde çoğu zaman sadece ölüm insanı kendine getirebiliyor. Durup düşünmemize ve belki bir şeyleri gözden geçirmemize vesile olabiliyor. Bazılarına ölüm de bir ibret vesilesi olamayabiliyor. Yaşam ve ölüm gerçeğine nasıl baktığına bağlı bu durum. Ölüm gerçeğini ortadan kaldıramayacağımıza göre bu gerçekle yaşamayı ve söylemesi çok zor olsa da bu gerçekle barışık olmayı öğrenmeliyiz. Yakınlarımızın hayatımızdan bir bir ayrılması ve duyduğumuz ölüm haberlerine rağmen yaşamla da barışık olmayı başarmak zorundayız.

     Bu ikilemle barışık olmayı başarabildiğimiz sürece bize verilen ömrü doğru yaşayabilir ve "ölenle ölünmeyeceği" gerçeğini idrak edebiliriz.

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar