Ömer Seyfettin ve Harem Öyküsü

09.04.2020

 
Ömer Seyfettin ve Harem Öyküsü 
 
Ömer Seyfettin hayatı boyunca bir kere evlenmiş ve bu evliliği de birkaç yıl sürdükten sonra hemen sona ermiştir.  Üstelik boşandıktan sonra da bir daha evlenmemiştir.
Ömer Seyfetin’in kadınlar hususundaki görüş ve beğenileri az çok öykülerinde gizlidir.  Ömer Seyfettin’in öykülerinde fiziki yönden beğendiği kadın tipi iri kıyım, etli butlu, kanlı canlı kadınlar olmaktadır.  Nitekim bir çok öyküsünde öve öve bitiremediği kadın tipleri bu şekildedir.
 
Ömer Seyfettin  Türk kadınlarını eleştiren, Türk kadınlarına karşı ön yargılara sahip olan bir  bakış açısına sahip olduğu söylenebilir. Düşüncelerinin aksine Türk kadınlarına karşı  hikayelerinde gösterdiği tutum kendi zamanında da eleştiri konusu olmuş bazı okurları  onu  Türk kadınını olumlu imajlar içinde gösteren öyküler yazması için baskıya bile maruz bırakmışlardır.
Ömer Seyfettin’in kadınlar hakkındaki değerlendirmeleri de genellikle olumsuzdur.  Belki de bu tip hatta garip düşüncelerinden dolayı da evliliği çok kısa sürmüş, boşandıktan sonra da kadınlar karşı tutumu daha da bir acayipleşmiştir.
 Ömer Seyfettin’in öykülerindeki kadınlar  genellikle iffetlerine düşkün olmayan, ya da saf saf erkelere kanan, neredeyse çoğunca  ahmak ve akılsız kadınlardır.  Bazıları ise iffetsizliklerine dini veya sosyal statü kılıfları bulan işgüzar tiplemeler olmaktadır. Bu tip  öykülerinden çıkarılacak genel sonuç Ömer Seyfettin’in kadınlar hakkında ön yargılı düşündüğü, kadınlar hakkında tuhaf sayılabilecek düşünceleri olduğu şeklindedir
 
Ömer Seyfettin Aşk Dalgası adlı öyküsünde evlilik kurumunun önemini savunurken   Yüksek Ökçeler Fon Sadriştayn’ın KarısıAşk ve Ayak Parmakları Balkon Bir Temiz Havlu Uğruna  adlı öykülerinde ise evlilik, aşk ve kadınlar ile ilgili konulara değinmiştir. 
 
Harem adlı bu öyküsünde ise Ömer Seyfettin güzel ve ideal bir evlilik hayatını ele almış, örnek bir karı koca ilişkisi üzerinde durmuştur.
 
ÖYKÜNÜN ÖZETİ
 
 
Şişli’de yaşayan Sermet ve Nazan’ın mes’ut bir hayatı vardır. Onların yaşantıları “işte saadetin timsali” denilecek kadar evlenecek olan yeni çiftlere örnek bir aile hayatıdır.
 
Bu çiftin Refi ve Meliha isimli aile dostları vardır. Bunlar da Sermet ve Nazan gibi mutludur . Fakat  Refi, Nazan’a  ; Meliha’da Sermet’e yakınlık göstermektedir.
Sermet, karısı Nazan’ın kendisini aldattığını düşünmektedir ama Sermet’in karısı Nazan ‘da aynı şüpheler içindedir. Karı ve koca da aldatıldığını düşündüğü için bu kuşkuya kapılmıştır.
Nazan asri hayata düşkün alafranga hayatı seven ama dürüst, eşine sadık, kalbinde kötülük olmayan iyi kalpli bir kadındır.
Ancak Nazan kadınlı erkekli eğlencelere katılmak tan hoşlanan hatta bu tip eğlenceler düzenlemekten de zevk alan birisidir.  Bu yüzden de bazıları Nazan’ın bu huyundan kuşku duymakta yaptıklarını da doğru bulmamaktadır.
 
Lakin, asri yaşantıyı sevmesi nedeni ile bunda bir kötülük görmemekte, kendisini ayıplayanları da bu nedenle kendi ayıplamaktadır.  Yaptığı eğlenceleri çağın halleri olarak görüyor,  alafranga hayatta bunların normal şeyler olduğunu söylüyordu. Sermet ise karısının böyle eğlenceler düzenlemesine ve katılmasına karşıydı. Sermet lüks ve asri hayatı sevmiyor,  kadınlı erkekli eğlencelerden de asla hoşlanmıyordu.  Bu tip eğlenceleri sevmemesinin asıl nedeni karısını kıskanmasıydı.
 
Nazan yine böyle bir eğlence düzenlemiş, Sermet ise karısının Refi adında bir adamla birlikte olduğu şüphesine kapılmıştı. Bu nedenle karısı Nazan ile tartışmış bu tartışma sonrasında da karı koca ayrılmışlardı. Ama olayın üzerinden çok geçmeden Sermet hata yaptığını anlamış karısıyla oturup konuşmaya karar vermişti. Fakat Nazan ile şöyle bir anlaşma da yapmışlardı. Bu anlaşma şu şekildeydi: anlaşm. Kadınlar, kadınlar arasında;  erkekler de erkeler arasındaki eğlenecelere katılacaklardı.
 
Nazan da kocasını zaten çok kıskanıyordu.  Nazan da kocasının kendisini Refi’nin karısı Meliha ile aldattığı şüphesi içindeydi.  Bu şüphensin doğru olup olmadığını anlamak için de  bir eğlence düzenledi..Bu eğlenceye Refi’yi  de getirmeye karar verdi. Refi ise zaten Nazan’dan hoşlanmaktadır. Nazan, Refi’ye kara çarşafa girerek haremime gel diyerek Refi’yi davet etmiş, Nazan ile birlikte olabileceğini hayal eden Refi de kar bir çarşaf giyerek Nazan’ın davetine gelmiştir.
 
Nazan’ın asıl amacı Refi’nin nasıl bir adam olduğunu onun karısı Melahat’a göstermektir.   Sermet de kendi haremine Meliha’yı davet etmiş Meliha da hemen bu daveti kabul etmiştir.  Meliha’nın da gelebilmesi için Meliha’nın erkek kılığına girmesi gerekmektedir.  Meliha da bu teklifi kabul eder ve erkek kılığına girip Sermet’in haremine gelmiştir.
 
Sermet’in amacı da Meliha’nın nasıl bir kadın olduğunu kocası Refi’ye göstermektir. Nazan’ Sermet’in haremine erkek kılığında girmeyi başarmış ve içeri girer girmez Refi’ye: “  Sen burada benimleyken Refi’de kara çarşaf içinde senin karının yanında “ der. Bunu duyan Sermet karısının haremini basar ve Refi’yi  dövdükten sonra karısına geri döner. Nazan da ona gerçekleri anlatır ve “ hiç bir yer ve mekan önemli değil , önemli olan benim sana olan sevgimdir “ diyerek  kocası Sermet’e asıl bir kadın olduğunu ispat etmiş olur.

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar