KategorilerGÜZEL SANATLARResim SanatıOrfizim Saf Resim ve Sanat Akımı

Orfizim Saf Resim ve Sanat Akımı

22.08.2016

ORFİZİM - SAF RESİM 

Francis Picabia(1879-1953) 

Orfizm, kübizm akımının bir devamı olan renk ve renk uyumlarına değer veren bir sanat anlayışı olarak tanımlanabilecek bir resim anlayışıdır.  Bu sanat anlayışı Robert Delaunay tarafından geliştirilen Kübizm akımın içerisinden doğan bir resim anlayışına eleştirmenlerin taktığı bir ada olarak ortaya çıkmış ve bu şekilde benimsenmiştir. Bu sanat dalının yaratıcısı olan Delaunay ise Orfizim adını kullanmayı tercih etmemiş yarattığı stile, Saf Resim demeyi tercih etmiştir. Robert Delaunay bu akımın en önemli temsilcisi ve kurmacısı olarak tarihe geçer.

Orfizm aslında Antik Yunanda bazı kimselerin inandığı bir dinin adıdır. Nadiren Orfikizm de denilen eski Yunanistan'da gizemli ve mitolojik bir din olan din olan Orfizizmi  Orpheus'un kurduğu söylenir. Bu dinin kurucusu Orpheus'un kötülük tanrısı Hadesin yeraltı dünyasına gitmiş ve dönmüş olduğuna inanılırdı. Ofrizim de  de öteki dünya hakkında vaatler veren bir dindir

Bir din hareketi olan Orphik; şarkıcı, kâhin, büyücü Orpheus'a bağlanır: Orpheus, Orphik dinin kurucusu sayılır. Trakya'da doğan bu hareket, oradan VI. yüzyılda Yunanistan'a ve aşağı İtalya'ya geçti. Orphik dionysik-mistik bir kurtuluş dinidir. Orphik dininin mythosu şöyledir: Başlangıçta Khronos (zaman) evreni yarattı. Evrenden tanrı Phanes doğdu. Hem erkek hem dişi olan Phanes, Nyks'i (gece) doğurdu; onunla birleşerek Gaia (toprak), Uranos (gök), KroNos'u (titaN) dünyaya getirdi. KroNos'un oğlu Zeus, Phanes'i yutarak dünya egemenliğini ele geçirdi. Zeus kızı Persephone - Demeter ile birleşip Dionysos-Zagreus'u yarattı. Dionysos-Zagreus, Titanlar tarafından parçalandı, yutuldu. Bunun üzerine Zeus, yıldırımlarının alevleriyle Titanları mahvetti. Ama Titanların külünden insan soyu vücuda geldi. İnsan soyundan Titanların kötü, Yutulmuş Dionysos çocuğun tanrısal iyi huyları birleşti. Athena, parçalanan çocuğun yüreğini kurtarmıştı, Zeus bu yüreği yedi, sonra da Dionysos-Lyseus'u (kurtarıcı) yarattı.

İnsandaki tanrısal ruh, bedende (soma) bir mezarda (sema) gibi hapistir, öte dünyaya kavuşmaya çabalar. Dionysik taraf, Titanik unsurlardan temizlenmek ister. Bunun için de ruh, günahından temizlenmek üzere, birçok vücutlarda dolaşır. Arınma, dürüst bir yaşayış, canlıların verdikleri besinlerden (et, yumurta) el çekiş sayesinde olacaktır. İyileri mutlu bir öte dünya bekler, kötülerse ölüler hâkiminin karşısına çıkacaklar, Tartaros bataklığına götürüleceklerdir.( https://tr.wikipedia.org/wiki/Orfizm)

Orfizim terimi Kübik resim anlayışına sahip olan bazı ressamların oluşturduğu bir sanat anlayışına da ad olmuştu. Bu resim anlayışını gerçekleştiren sanatçı ise Robert Delaunay (1885- 1941) olmuştur. Orfizim, Kübizmin bir kolu olan, renge ve renk uyumuna önem veren sanat anlayışıdır.

Delaunay 1910 yılında Sonia Trek ile evlenerek ondan bir çocuk sahibi oldu. Ertesi yıl “Mavi Atlı” adlı sanatçı topluluğunun ilk sergisine katıldı. Arkasından gerçekleştirdiği Pencereler dizisiyle Delaunay, soyut stile yaklaştı. Chevreul’ün renk teorisine dayanarak renkleri, müzikteki tonlara benzer bir biçimde, kendilerine özgü dinamik bir ritim geliştirecek biçimde düzenledi. Sanat eleştirmeni ve şair Guillaume Apollinaire bu stile orfizm adını verdi. Delaunay Pencere resimlerine sadece simültane renk kontrastlarından kurulmuş olup tümüyle yeni bir sanat akımının temeli gözüyle baktığından “saf resim” kavramını yeğledi.

Delaunay 1912’de ışık ile renk arasındaki bağlantıları açıkladığı Işık Hakkında adlı manifestosunu yayınladı. Dairesel Biçimler adlı tablosuyla resim sanatını geliştirmeyi sürdürdü. Sanatçı daire biçimlerini, doğal ve yapay ışık kaynaklarını gözlemleyerek türetti. 1912/13 sıralarında tamamladığı Simultanscheibe adlı yapıtını, salt renk ilişkilerini işleyen ilk mükemmel soyut resmi olarak niteledi.

1.Dünya Savaşının patlaması Delaunay ailesinin İspanya’da bulundukları bir zamana rastlayınca, bir kaç ay sonra Portekiz’e taşındılar. Burada tamamladığı yapıtlarında sanatçı figüratif ve somut öğeleri dairesel biçimlerle birleştirdi. (Örn. Büyük Portekizli Kadın 1916). Karıkoca savaştan sonra İspanya’ya, 1921 yılında da Paris’e döndüler. Deaunay 20’li yıllarda öncelikle portreler üzerinde yoğunlaştı, Eyfel Kulesi motifini yeniden ele aldı ve Koşucular adlı dizisi üzerinde çalıştı. 1930 sıralarında yeniden daha soyut bir üsluba geçti. Ondan Üç yıl sonra (Sonsuz Ritimler) adlı, uzatılmış yüksek boyutlu tablolarına başladı. Daha önceki resim dizilerinde kullandığı parlak renklere zıt olarak burada hafif nüanslı ince bir renk tabakasıyla yetindi. Robert ve Sonia Delaunay 1937 Paris Dünya Sergisi için Demiryolları ve Havacılık pavyonlarına büyük duvar resimleri ve dekorlar yaptılar. 

Orfizim stilinde eser veren ressamlar eserlerinde daha çok renge önem veren eğilim içinde olmuşlardır. Resimlerinde  algıladıkları objeleri soyut renk uyumlarına dönüştürülebilmeyi amaçlayan bir tutum izlemişlerdir. Kübizmin içinde, kübizm resminden doğan bir resim stili olarak kalan Orfizim tarzına uygun olarak eserler veren sanatçı sayısı çok fazla değildir. Leger ve Chagall sanat yaşamlarının kısa bir döneminde orfist olmuşlardır.

"Bu sanatçıların ve akımın ressamları; İzlenimcilerin saf renklerine bağlı olup, Seurat’ın yaratıcılığını da beğenirdi. O, saf anlatımın, simültane kontrastlar üzerine kurulması gerektiğine ve bunun, renklerin dinamizmini ve varlığını anlatmak için biricik olanak olduğuna inanıyorlardı"  Bir başka tarife göre Orfistlerin resimde izledikleri tutum şu şekilde ifade edilmeketedir: "1911–1914 yıllarında yoğun faaliyet göstermiştir. Renk ogesi her şeye hâkimdir. Tanınabilir ve kanıtlanabilir gerçek temalardan kaçışın ana eğilimi belirttiği bu akımda yapılan eserlerde yapıt dogal yapıtsal aygıtlardan bağımsız olup kendi esas ic yapısına ait netlik kazanmıştır. Dengeli ve statik bir şekillenmeden çok cağın iç dinamizmine uyan çok hareketli bir dinamizme sahip bu eserler diş dünyadan cok kendi ic dünyalarının dinamizmini yansıtmaktadır. Senkronizmde bu akımdan türemiştir.

Delaunay’ın resimlerinde, Picasso ve Brague kübizminin aşıldığı, şiirli ve müzikli bir anlatıma varıldığı açıklanmıştır. Bu sanatçı ve akımın özelliği; İzlenimcilerin saf renklerine bağlı olup, Seurat’ın yaratıcılığını da begenirdi. O, saf anlatımın, simültane kontrastlar üzerine kurulması gerektiğine ve bunun, renklerin dinamizmini ve varlığını anlatmak için biricik olanak olduğuna inanıyordu.

Başlıca Orfist Ressamlar:

  • Frank Kupka(1871-1957)

  • Robert Delaunay(1885-1941)

  • Francis Picabia(1879-1953) dır.

  •  

KAYNAKÇA

  • https://www.felsefeekibi.com/sanat/isimler/isimler_alfabetik_delaunay_robert.html

  • https://tr.wikipedia.org/wiki/Orfizm)

 

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da