Şu Bizim Hortlak Öyküsü Hakkında Özeti Oscar Wilde

31.07.2019

 

 

Şu Bizim Hortlak Öyküsü Hakkında

Şu Bizim Hortlak , Dorian Gray'in Portresi ve adlı eserleri ile tanınan Oscar Wilde ‘in en güzel öykülerinden birisidir. Geç Victoria döneminin  ünlü yazarlarından biri olan Oscar Wilde , Londra'daki Estetik hareketinin  önde gelen  yazarlarından biridir. Oscar Wilde , giyimi , kuşamı, düşünceleri ve Dandy tarzı tavırları ile dikkat çekmiş; eril  estetiğe karşıt görüşleri  ile sanat camiasında kendisini kanıtlamış biriydi. Estetik ve sanat hakkındaki ilginç görüşleri nedeni Amerika’ya konferanslar vermesi için davet edilmişti. Farklı görüşleri, erkeksi estetiğe karşıt ilginç sanat görüşleri, kadınsı üstelik Dandy tavırları ile Amerika da bir hayli ilgi görmüş, bir yıl boyunca farklı şehirlerde konferanslar vermişti.

Yazar bu öyküsünü Amerika turundan sonra  Costance Lloyd ile evliliğinden 1885 ve 1886'da doğan iki oğlu için 1887 yılında yazmıştı. Dorian Gray'in Portresi adlı romanının yazdıktan sonra sansasyonel bir şöhrete kavuşan yazar Mutlu Prens  adındaki öykü kitabını da bu çocukları için kaleme almıştı. Dorian Gray'in Portresi adlı romanı yanı sıra birçok öykü de yazan Oscar Wilde daha çok tiyatro  yazarı olarak tanınmıştı.

Şu Bizim Hortlak, İngilizcedeki adı ile  "Canterville Ghost"  İrlanda asıllı yazar Oscar Wilde’nin (1854-1900)  yazdığı bir hikâyedir. Bu öykü yazarın yazmış olduğu ilk  öyküolarak bilinmektedir. Bu öykü  23 Şubat ve 2 Mart 1887 tarihli The Court and Society Review'de iki bölümde yer almıştır. Şu Bizim Hortlak, yazarın yazmış olduğu  ilk öyküsü olmakla birlikte en çok sevilen öykülerinden birisidir. 

Şu bizim Hortlak çocuklar için yazılmış bir hikâyedir. Canterville Hortlağı  olarak da bilinen bu öykü gotik bir öykü özelliği taşımaktadır.

 

ÖYKÜNÜN ÖZETİ

Zengin bir Amerikalı olan   Horace B. Otis ve ailesinin İngiltere’deki Canterville Şatosu’nu satın almak ister. Lord Canterville onları bu evi almamaları konusunda uyarır. Fakat Horace B. Otis bu şatoyu alır ve ailesi ile birlikte bu şatoya taşınır. Bay Otis, bu eve büyük oğlu Washington, kızı Virginia ve iki küçük oğlu ile gelip yerleşir.

Fakat bu evde 1575 yılında karısını Sir Simon'ı şatosudur ve bu evde yüzyıllardır Sir Simon de Canterville’nin hortlağı yaşamaktadır. Horace B. Otis ve ailesi Şato’nun sahibi Lord Canterville buranın hortlaklı olduğu konusundaki uyarılarına rağmen Bay Otis, hayaletlere inanmadığını söyleyerek Şato’yu satın alır ve ailesiyle Şato’ya yerleşir.

Rahatı kaçan hortlak, Otisleri Şato’dan kaçırmaya kararlıdır. Ama karşısında gözü pek, doğaüstü varlıklara inanmayan kişiler vardır! Fakat her şey Bay Otis’in düşündüğü gibi değildir. Şato’daki hayalet devreye girmiş bay Otis ve ailesini huzursuz etmek için faaliyetlere başlamıştır.  Nitekim aile şatoya yerleştikten sonra garip şeyler de olmaya başlamıştır. Örneğin Bay Otis’in oturma odası olarak seçtiği odanın tavanından yere kan damlamaktadır.

Temizlikçi Bayan Umney,  yerdeki kan lekesinin Lady Eleanore de Canterville'nin kocası Sir Simon de Canterville tarafından öldürüldüğü 1575 yılından beri bu kan lekesinin burada olduğunu iddia etmiştir.  Otis bu kanları temizler, ancak kan lekesi ertesi sabah tekrar ortaya çıkmıştır. Her gün temizlenen leke her gün yeniden ortaya çıkmaktadır. Lekenin inatla yeniden ortaya çıkması ve evin etrafındaki diğer garip olaylar, onları hayalet söylentisinin tamamen temelsiz olamayacağını düşündürmeye başlamıştır.

 Üstelik Bay Otis,  bir gün zincir sesleri ile uyanmış uykusundan uyanıp kalktığında korkunç bir hayaletle karşılaşmıştır. Bu arada evin ikizleri de işi şakaya vurmuşlar, kendilerini korkutmaya gelen hayaletleri korkutmak için bir takım muziplikler de yapmaya başlamışlardır.  Bu durum yüzlerce yıldır şatoya gelenleri korkutmaya alışkın olan hayaletlerin canlarını sıkmaya başlamıştır.

Fakat Bay Otis, bunun başka bir anlamı olduğundan kuşkulanmakta bu kan lekelerini kimin döktüğünü anlamaya çalışmaktadır. Nihayetinde  bunun kan lekesi olmadığını ve boya olduğunu anlar daha sonra yaptığı araştırmalar sonrasında   bu boyaların Virginia Otis'in boyaları olduğu anlaşılır.

Bu arada, genç Cheshire Dükü evin genç kızı Virginya’ya aşık olmuş ve Canterville Chase’te kalmaya gelmiştir. Genç Dük, bir gece Virginya’nın odasına gizlice girmeye çalışırken tesadüfen hayaletlerin kullandığı gizlenme yerini bulur.  Dük ile Virginya bu delikten geçerek kaybolurlar

Bay Otis ve ailesi kızlarını bulamayınca hayaletlerin onu kaçırdığını düşünür. Fakat biraz sonra Dük ile Virginya ortaya çıkarak şatodaki gizemleri ve sırları keşfettiklerini anlatırlar.

Şatonun gizemleri ortaya çıkmış Dük ile Virginya’da evlenme hazırlıklarına başlamışlardır.

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar