Pamuk ve Mücevhe
Pamuk sözcüğü Farsçada “penbe”, Arapçada ise “kutn” ) İngilizcede “cotton”, İspanyolcada “algodón “şeklinde ifade edilir. Pamuk, çok eskiden Hint ve Mısır medeniyetlerinden beri bilinen ipliği ve giysisi yapılan bir bitkidir
Pamuk, çiçekleri yün gibi açan ve yumuşak tüylü çiçeklerinden faydalanılan bir bitkidir. Tüy ve yün gibi yumuşak olması nedeni pek çok alanda kullanılır. Pamuk çok yumuşak olması nedeni ile mücevher saklamak için kullanılır. Çok eskiden beri mücevher saklamak için kutular yapılmış bu kutular değerli mücevherleri saklayacak şekilde tasarlanmış ve içlerine pamuk konulmuştur.
Altın, elmas, yakut, lal, zümrüt, inci gibi mücevherler çizilmemesi, bozulmaması, değerini yitirip aşınmaması için pamuklar içinde saklanır. Kolyeler, yüzükler, elmas küpeler, taçlar, inciler, kıymetli tespihler bu şekilde muhafaza edilir
Itri, , misk-i anber, şahi, ahu –yu müşgin gibi çok değerli kokuların kutuları da pamuk içinde saklanmıştır. Çünkü bu değerli kokular da kıymetli kutulardan yapılmışlar, bu kutuların çizilmemsi, pörsümemesi, bozulmaması için pamuklara sarılım şekilde korunması gerekmiştir
Şiir ve edebiyat dünyamızda pamuklu mücevher kutusu, teşbih, mecaz ve gerçek anlamları ile sık sık kullanılmıştır.
Derunu penbede mahfuz olur yâkut pâre veş ahke
Ta’alluk etse hükmü ülfet-i ezdâd- eşyâya Sünbülzade Vehbi
Bürudet öyle ki buzlanmasın diye layık Konulsa penbeye yâkut –pâre –veş ahker Nedim [1]
Hava o kadar soğuk ki, ateş koru donmasın diye yakut parçası gibi pamuk- kutuda- saklansa layıktır. Bu beyitte penbe sözcüğü ile pamuk ve kutusu kast edildiği açıktır.
Tab’ım ol bahr-i sühandır ki kef-i mevci tutar
Penbeler içre nihân sübhâ-li lü’lü azîm Nefi [2]
Kef, avuç içi; lü’lü inci manasındadır. Sübha ise dokuz taneli tespih anlamına gelir. Nefi, bu beyitte şairlik kudretini bir söz denizine benzetmiş, dalgalarını ise inciler saçan köpüklere benzetmiştir. Sözlerinin dokuz taneli dürr-ü yekta incilerle dizilmiş bir tespihe benzeterek şiirlerinin mücevher kutusunda saklanmasını salık vermektedir
KAYNAKÇA
[1] A. Talat Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 390
[2] A. Talat Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 390