Fransa'da 1860 yılında Çağdaş parnas şiir dergisi etrafında toplanan sanatçılarca ortaya çıkarılmış bir akımdır. Gerçekçiliğin şiire yansımasıdır. Sanat için sanat görüşü benimsenmiştir. Şair , kuyumcu titizliğiyle çalışır. Şekil çok önemlidir. Romantizm akımına tepkidir. Dış dünyayı nesnel bir bakışla anlatır. Şiirde ölçü, kafiye ve ses uyumu çok önemlidir. Bu özelliği Parnasizmi Sembolizm'den farklı kılar.Şiiri,ışık,gölge,renk ve çizgilerle sağlamayı düşünürler. Uzak ve yabancı ülkelerin efsanelerinden yararlanırlar. Şairler şiirlerinde kişiliklerini gizlemişlerdir.Bu akımın başlıca temsilcileri arasında Theophille Gautier, Theodore Banville, Leconte de Liste, Jese Maria de Heredia ve Francois Coppee bulunmaktadır. Türk edebiyatında ise Tevfik Fikret, Yahya Kemal ve Cenap Şahabettin sayılabilir.aynı zamanda Fransada ortaya çıkmıştır. Türk edebiyatında özellikle Servet-i Funun döneminde ilgi görmüştür.
Parnasyenler şiiri salt biçim olarak görürler. Bu nedenle biçim güzelliğini her şeyin üstünde tutarlar. Yine aynı nedenlerle ölçü ve uyağa çok önem vermişler, ritmi ön plana çıkarmışlardır. Sözcüklerin birarada kullanılmasından doğacak müziği de şiir için gerekli görmüşlerdir. Parnasizm, romantizme tepki olarak doğduğu için bu akımda duygunun yerini düşünceler almış, parnasyenler şiirde ayrıntılı ve nesnel betimlemelere yer vermişler, duygusallığı reddetmişlerdir.
Şiiri, ışık, gölge, renk ve çizgilerle sağlamayı düşünürler.
“Sanat, sanat içindir” görüşünde olan parnasyenler şiirde yarar değil, güzellik ararlar.
Tarihteki mutlu dönemlere duyulan özlem, yabancı ülkelerin manzara ve gelenekleri işlenen konulardır.
Parnasyenler Eski Yunan ve Altin mitolojisine büyük hayranlık duyarlar. Dolayısıyla ele alınan bazı konular klasisizmle benzerlikler taşır.
Çağdaş Parnas" adlı bir şiir dergisinin çevresinde toplanan şairlere parnasyen, bunların oluşturduğu şiir akımına da parnasizm denmiştir.
Romantizme tepki olarak doğan parnasizm, öznel şiirin yerine nesnel ve duygusuz bir şiir koymak istemiştir.
Doğanın değişik görünümlerini yansıtan tasvirci şiire önem verilmiştir.
Parnasizm toplumla ve toplumun sorunları ile ilgilenmemiş, "sanat için sanat" görüşünü benimsemiştir.
Parnesyen şair, şiirde kişiliğini gizlemiş, kendi duyguları yerine dış dünya ile ilgili gözlemlerini, değişik doğa görünümlerini nesnel biçimde anlatmıştır.
Parnasizm ile Yunan kültür ve mitolojisine yeniden dönülmüştür.
Şiirde biçim mükemmelliğine çok önem verilmiştir. Şairler, şiirde ritmi aramışlar, şiir tekniği üzerinde titizlikle durmuşlardır. Ölçüye, kafiyeye önem vermişlerdir. Dilin ustalıklı kullanımına aşırı özen göstermişlerdir.
Tarihe yönelmişler, tarihin her döneminden kişi ve olayları şiirlerinde işlemişlerdir. Yabancı ülkelerin kültür ve efsanelerinden yararlanılmış, uzak yerlere ait (egzotik) doğa güzellikleri işlenmiştir.
Şiirde felsefi düşünceler işlenmiştir. Şiir için biçim güzelliği yeterli sayılmış, toplumsal konulara ilgi gösterilmemiştir.
Parnasizmin kurucusu Th. Gautier'dir. Banville, Leconte de Lisle, François Coppe, Heredia, Sully Prudhomme parnasizm akımının temsilcileridir.
Türk edebiyatında parnasizmi ilk tanıtan Cenap Şahabettin'dir. Tevfik Fikret ve Yahya Kemal bu akımdan etkilenmişlerdir
Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.
BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya s_kuzucular@hotmail.com