Fâ’ilâtün/ Fâ’ilâtün/ Fâ’ilâtün/ Fâ’ilün

 Remel: - . - -/ - . - -/ - . - -/ - . –

 

1 Esmerü’l-levnün olur şîrîn edâsı vâkı’â

 Pek güzel semt-i Hicâz'un dil-rübâsı vâkı’â

2 Olsa Lokmân u Felâtûn çâre-sâzı n’eylesün

 Derd-i ‘aşkun olmayınca bir devâsı vâkı’â

3 Serserî vü der-be-der olmak mukarrerdür hele

 Öyle şûh-ı pür-cefânun mübtelâsı vâkı’â

4 Cân fidâ eyler imiş herkes metâ’-ı vuslata

 Ben harîdâr olmadum yokdur bahâsı vâkı’â

5 Bî-vefâ bir dil-rübâ dirler idi gerçek imiş

 Yâver'e yok gayrıya vardur vefâsı vâkı’â

 

1 Hicaz bölgesinin çok güzelleri olduğu ve karayağızların da tatlı bir caka sattığı

gerçektir.

2 (Âşık,) Lokman Hekim ve Eflatun gibi dertlere çare bulanları ne yapsın?

Çünkü aşk derdinin bir ilacı olmadığı gerçektir.

3 İşi gücü eziyet etmek olan şuh bir güzelin tutkunu olan kişinin, başıboş ve

perişan halde düşünülmesi gerçektir.

4 Vuslat metasını alabilmek için herkes canını feda edermiş. Ben ise onun alıcısı

olmadım; çünkü vuslatın, hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar değerlidir.

5 (Sevgiliye), “sözünde durmayan, uçarı bir güzel” derlerdi; bu söz gerçekmiş.

Evet, onun vefası Yâver’e yok ama başkalarına vardır.

 

 

Dr. Kaplan ÜSTÜNER, ENDERUNLU HASAN YÂVER DİVAN [İnceleme-Metin-Çeviri-Dizin], https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10608,enderunlu-hasan-yaver-divanipdf.pdf?0