Perçem Nedir Şiirlerde Perçem
Osmanlıca yazılışı perçem : پرچم
Perçem kelimesi Farsça kökenlidir. Farsçada erkeklerin başlarını kazıtarak baş üstünde bıraktıkları atkuyruğu şeklindeki saç demeti, kâkül veya tuğ, bayrak, sancakların üzerinde bulunan püskül, anlamlarına gelir.
Par-çam پرچم kelimesi Farsçada kanat anlamına gelen “ par- per “ sözcüğü ile salmak, bırakmak anlamına gelen çamīdan چميدن [1] kelimelerinin birleşmesinden oluşan bir bileşik kelimedir. Par-+ çamidan, per+çem
Eski dilde ca'd, ferhâl, zülf ve kâkül sözcükleri perçem kelimesi ile eş anlamlı olarak kullanılmışlardır. Kelime Türkçeden Bulgarca ve Sırpçaya da geçmiştir][2]
Perçem sözcüğü Türkçede başını tıraş ettiren erkeklerin tepeleri üzerinde bıraktırdıkları atkuyruğu şeklindeki saç demeti, alın üzerine düşen kısa saç demeti, kâkül, yele, bayrak, sancak, mızrak gibi aletlerin tepelerine konan püskül anlamlarında kullanılır. A. Talat Onay , Burha-ı Katı tercümesinden alıntı ile “Eski devrilerde yük atlarının boyunlarına ziynet olarak asılan katas’a da perçem denildiğini” [3] aktarmış ancak katas sözcüğünün ne olduğunu açıklamamıştır. Katas denilen eşyanın yük atlarının başlarına takılan boncuklu ipli bir çeşit süs eşyası olduğu tahmin edilebilir.
Erkelerin kazıtılmış, tıraş edilmiş kafaların üzerinde atkuyruğu şeklinde saç bırakma âdeti çok eskiden beri var olan bir uygulamadır. Erkeklerin tepe üzerinde saç bırakma âdetinin Moğollarda, Çinlilerde ve Türklerde de eskiden beri var olduğu bilinir.
İslami dönemde tepe üzerinde perçem bırakma âdeti özellikle Bâtıni tarikatlarda yaygın olarak görülmüş, Haydari tarikatına mensup olan Torlaklar başlarını kazıtarak tepelerinde perçem bırakmışlardır. Bu âdetin zamanımıza kadar uzadığı Anadolu da 19 yy sonlarına kadar bazı köylerde baş üzerinde perçem bırakmak âdetinin görüldüğü bilinmektedir. [4] Perçem bırakmak âdetinin Batını tarikatlarında yaygın olduğu, kişinin hangi tarikata bağlı olduğunu belli eden bir sembol işlevi gördüğünü, kişinin mezhebi ve tarikatını belli eden bir işaret olarak da kullanıldığı aşikârdır.
A.T. ONAY’ın aktardığı ilginç bir bilgiye göre harpte ölen perçemli askerler perçemlerinden tutularak mezara götürülürmüş. [5]
Hatta tepelerinde perçem olan askerlerin veya erkeklerin kafaları kesildiğinde kesik başların perçemlerinden tutularak mezara veya gösterilmek istenen kişinin yanına götürüldüğü de bilinir. Önemli kişilerin kesilmiş kelleleri perçemlerinden tutularak bal küpü içine konmuş, kesik başa ödül veya bahşiş verecek kim ise onun yanına kadar bu şekilde taşınmıştır. Bal küpü içindeki kellelerin uzun müddet kokmadığı, bozulmadığı malumdur.
Tepedeki saç tutamı manasından hareketle olsa gerek atların yelelerine, mızrak ve sancakların başlarındaki püsküllere de perçem denilir. Perçem, kâkül ve zülüf anlamlarına gelecek şekilde de kullanılmış, alınlara düşen saç demetlerine de perçem denmiştir.
Eski döneme ait şiirlerimizde perçem daha ziyade sevgilinin alna dökülen saçları, zülüf, kâkül anlamları ile karşımıza çıkar. Ancak yukarıda sözü edilen diğer manalarına gelecek şekilde de kullanıldığı görülmektedir. Şiirlerde perçem daha ziyade güzel kokuları ile karşımıza çıkar. Bu nedenle perçem misk ve anber kokuları ile birlikte tenasüplü kullanılmıştır. Perçem ve kâkül, şekli ve kokusundan dolayı çoğu kez sümbüle de benzetilir. [6] ( bkz Kâkül Gisu Perçem Nedir Edebiyatta Sevgilinin Saçları) Sevgilinin zülüfleri ve perçemleri, yılana ,mâra, Şahmarana, ejderhaya, Dahhak ’ın yılanlarına benzetilir. ( bkz Dahhak Efsanesi Şiirlerde Dahhak Gave Sahtiyan Önlük )
Perçem şiirlerimizde sık sık karşımıza çıkan bir motiftir. Hatta divan şiirinde perçem redifli çok sayıda şiire rastlamak da mümkündür.
Çeyş-i mülk hüsnüne sergerde etmiş perçemi
Fitneye başbug kılmış bir belâ-yı mübremi Hayreti
Bu beyitteki perçem tepede bırakılan saç manasındadır. Hayreti kalenderi bir şairdir.
Eyleyip teshîr mülk-i Çîni server perçemin
Bahs eder âfâka top top müşg ü anber perçemin Şeyh Galip
Firāķ-ı zülf [ü] perçemüñle ey tiryāķ-leb her-bār
Yılan śoķmış gibi feryād idermiş dāyimā aġyār Baki
Sidre kaddi üzre yârun Müntehâdur perçemi
Gûyiyâ genc üzre yatur ejdehâdur perçemi Hamdullah Hamdi
Kisve-i Ka‘be-i cebheñ ki siyeh perçem olur
Hâl zâhir Hacerü’l-esved ü leb zemzem olur Edirneli Kâmî
Bu ne zülf olur bu nice perçem
Ki itdi âlemi zulm-ıla der-hem Ahmedi
Cilve ettikçe ne dem olsa perişân perçem
Pür olur Nükhet-i müşk ile gribân hevâ Nef-i ( Rahşiyye)
Ol perī perçemlerinden çengine çevgān alur
Her kimüñle ḥüsn ṭopın oynasa meydān alur Necati Bey
Bir güzel perçemin çıkarmış fesden
Gülerek meclis-i irfana geldi
Nuş etmiş badeyi bezm-i elesden
Dürr-i meknun söyler mestane geldi Konyalı Aşık Şemi
Yokuşa yukarı tavşan çıkışlım
İnişe aşağı keklik sekişlim
Alnı akıtmalı ceylan bakışlım
Gelin gözlü kız perçemli Kırat'ım Köroğlu
Çamlıbel'e süreyidim yolunu
Altınlardan nalladayım nalını
Üç güzele dokutayım çulunu
Alma gözlü kız perçemli Kıratım Köroğlu
Siyah perçemini dökmüş yüzüne
Salınarak gelen hümaya bakın
Kimden söz işitmiş düşmüş hüzüne
Keder yakışmayan simaya bakın Davut Sulari
KAYNAKÇA
[1] https://www.etimolojiturkce.com/kelime/per%C3%A7em
[2] http://www.lugatim.com/s/per%C3%A7em
[3] A.T. ONAY, Eski Türk Edebviyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s.395
[4] A.T. ONAY, Eski Türk Edebviyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s.395
[5] A.T. ONAY, Eski Türk Edebviyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s.395
[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kakul-gisu-percem-nedir-edebiyatta-sevgilinin-saclari/124900