Yazıda “J. M. Barrie’nin Peter Pan “ hakkında bilgiler, eserin, konusu, ana fikri, kahramanları,  “ J. M. Barrie’nin Peter Pan “olay örgüsü,  romanın yazarı, “’nin  “hayatı, “, “şahıs kadrosu  yazarın diğer eserleri, eserden alıntılar yer alır.  Eser hakkında yorumlar, “J. M. Barrie’nin Peter Pan “ anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, , çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.

 

 

Peter Pan İskoç roman ve oyun yazarı J. M. Barrie’nin (1860–1937) yazmış olduğu Peter Pan’ın maceralarını konu alan  çocuk kitapları serisidir. James Barrie,  bu romanını ilk kez bir oyun şeklinde düşünmüş “1904’te sahnelenmeye başlayan oyununu 1911 yılında “Peter Pan ve Wendy” adı ile romanlaştırmıştı.

 

Peter Pan oyunu, o tarihten sonra İngiltere’de ve öteki ülkelerde yüzlerce kez oynanmıştı. Oyunun gördüğü bu ilgi üzerine yazar, bu oyunu roman halene getirmiş  romanın yazarı Matthew Barrie’yi birdenbire Britanya’nın en çok kazanan yazarı oluvermişti. [1] Yazarın Peter Pan  konulu romanlarının ilki olan Peter Pan Kensington Bahçelerinde (1904)  yılında Peter ile Wendy (1911) yılında yayınlandı.

 

 

Bu eser aniden yüksek satış rakamlarına ulaşacak ve yazarı birdenbire hem meşhur hem de çok popüler biir haline geldi. Pek çok dile de çevrilen Peter pan  dünya çocuk klasikleri arasındaki, en çok satanlar listesinin ilk sıralarında her zaman kalmayı başarmıştı.  Yazar 1929 yılında Peter Pan’ın oyun ve kitaplarının  tüm haklarını “Great Ormond Street Hospital for Sick Children” isimli çocuk hastanesine bağışladı

 

Böylece Peter Pan oyununu  sahneleyen, kitabı basan veya satın alan herkes, bu hastaneye telif ödemiş olacaktı. Bu bağış bu hasta hane için  muazzam bir gelir sağlayacak hastanenin gelirleri ile çocukların tedavisi sağlanmaya başladı. Eser daha sonra, başkaları tarafından da yazılmış başka Peter Pan öyküleri de doğmuştu.  Dünya çocuk edebiyatının en başarılı örneklerinden biri olan “Peter Pan ve Wendy” adlı kitap dünya üzerindeki dillerin hemen hemen tamamına çevrilmiştir. Zamanla sadece “Peter Pan” adı ile yayınlanmaya başlanmıştı.[2]

 1929 yılında Peter Pan’ın yazarı Barrie, oyun ve kitabın tüm haklarını “Great Ormond Street Hospital for Sick Children” isimli çocuk hastanesine bağışladı. Yani, oyunu sahneleyen ya da kitabı basan veya alan herkes, bu hastaneye telif ödemiş olacaktı.[3]

 

Peter Pan ile Wendy oyunu ve romanı  Peter Pan’ı ansiklopedilere dahi geçen bir kahraman haline getirir. Peter Pan,  karakteri birçok kez sinemaya uyarlanmış, pek çok çizgi filmin de kahramanı olmuş, Peter Pan’in her Noe,l Londra’da sahnelenmesi bir gelenek haline gelmiştir.

 

 

9 Mayıs 1860’da İskoçya’nın Kirriemuir Şehrinde doğan yazar, abisi David ölünce abisi gibi konuşup davranarak annesini teselli etmeye çalışmış bu tavırları ise kendi ruhunda derin izler bırakmış,  üstelik annesi ve babası da onu Barrie olarak değil hep David olarak görmüş ve sevmişti.  Bu nedenle tıp dilinde "psikolojik cücelik"  olarak adlandırılan bir gelişme bozukluğu yaşayan yazarın organları ve bünyesi de küçük kalmıştı.  Gelişemediği için okul yıllarında da sorunlar yaşayan yazarın ruhunda oluşan bu ıstıraplar onun Peter Pan adlı romanı yazmasında ve Peter Pan karakterini yaratmasında çok etkili olmuştu.  

PETER PAN İLE WENDY KONUSU  VE KISA ÖZETİ

 

Peter Pan, kuşlarla perilerin arasında kalabilmek için büyümek istemeyen, kuşlar gibi uçabilen bir çocuktur. Daha yedi günlük bir bebekken pencereden uçup giden kanatsız bir çocuktur. Peter Pan, daha yedi günlük bir bebekken pencereden uçup gitmiş, uzaktaki Kensington Bahçeleri’ne konmuştur. Kanatları yoktur ama uçabilmektedir. Peter Pan orada perilerle karşılaşır çünkü nerede çocuk varsa orada periler de vardır. Periler genellikle çiçek kılığındadırlar. Peter Pan’ın flüt çalar dans delisi olan periler dans ederler. Peter Pan, bir ara doğduğu eve dönmeyi düşünür; uçarak gidip evinin penceresine konar… Wendy Darling adlı kız çocuğu, rüyalarında, hep çocuk kalabilmeyi başaran ve Çıngırdak adlı küçücük bir periyle dolaşan Peter Pan’i görmeye başlar. Sonunda Wendy ve iki kardeşi, Peter ve periye eşlik edip Düşler Ülkesi’ne uçar ve orada Kayıp Çocuklar diye adlandırılan altı çocukla tanışırlar.

 

Kitap Arka Kapak: Kuşlar ve perilerin yanında kalmak için büyümek istemeyen bir çocuğun öyküsü anlatılmaktadır. Darling ailesi çocukları ile birlikte son derece mutu şekilde yaşayan bir ailedir. Çocukları Vendi, Misel ve Jan ise çok akıllı çocuklardır ve en büyük özellikleri çok fazla hayal kurmayı seviyor olmalarıdır. Bu çocuklar bir gün hayal kurarken pencere açılır ve içeriye Peter Pan girer. Çocuklarla konuşan Peter Pan onları uçurarak düşler adasına götüreceğini söyler. Birlikte adaya doğru yola çıkarlar ve bu adanın düşmanlar tarafından işgal edildiğini görürler. Peter Pan adayı işgal eden kişinin düşmanı Kanca olduğunu fark eder. Çocuklar düşmandan kaçmak için bir mağaraya saklanır. Bu mağarada esir edilen Yaban Zambağı’nı bulup kurtarırlar. Ancak yeniden korsanlara yakalanırlar. Peter Pan çocukları kurtarmak için tek başına mücadele verir ve onları kurtararak yeniden gerçek dünyalarındaki yataklarına bırakır.

 

 

 

 Peter Pan, bilmiş bir çocuktu.  Rüyasında gördüğü “Rüya Bahçeleri ”ne gidebilmek  istiyordu.  Bu güçlü isteği üzerine gökyüzüne doğru uçarak “Rüya Bahçelerinin” yumuşak çimlerinin üzerine düşüverdi. Peter Pan’ı gören periler ve kuşlar “aramızda bir insanoğlu var,” diyerek ondan kaçıyorlardı. Ama Salomon isimli karga ile  dostluk kurmayı başardı.  ,Salomon’un emri ile diğer kuşlar  ona yiyecek veriyor Peter de, elbisesinden parçalar koparıp onların yuva yapmalarına yardımcı oluyordu.  Ama elbiselerinden parça kopara kopara sonunda giysisi bitti. Çırıl çıplak kalmıştı ama yine de üşümüyordu.

 

Kuşlara kaval çalıyor, seslerini taklit ediyor, onlara yuvalar yapıyordu. Kuşlar da ona, kayık şeklinde, bir yuva yapmışlardı. Peter Pan, kayığı ile perilerin yaşadığı yere gitmişti. Periler  önceleri ondan hoşlanmamış  ama bir bebeğe benzediği için onu sevmeye başlamışlardı.

 

Peter onlara da kaval çalıyor,  periler dans ediyordu.  Bir akşam,  o kadar güzel çaldı ki, “Periler Kraliçesi” onun istediği iki dileği yerine getirmek zorunda kalmıştı Peter ‘in dilekleri “annesini görmek ”ti. Peter Pan  evlerinin penceresinden  girerek, uyuyan annesini gördü.  Kadıncağız, yedi günlük iken kaybolan bebeği için ağlıyordu. Bir süre annesini okşadı. Sonra “tekrar geleceğim” diyerek, uçup gitti. Peter’in İkinci dileğ i de  “annesini görmek” oldu.  Bu defa evlerinin penceresi kapalı ve demirli olduğu için içeri giremeyip,  “anneciğim ” diyerek ağlamaya başladı. Annesinin kucağında,  bir bebek vardı ve  annesine sesini duyuramayıp  “Periler Ülkesi ”ne dönmek zorunda kaldı. Artık annesini göremeyecek ama çok güzel günler geçirecekti.

Toni ve Wendy  isimli,  iki kardeş de çoğu Veri Bahçelerinde  oluyorlar hep gündüzleri oynadıkları için, gece yaşayanları göremiyorlardı. Toni “bir gün kalacağım ve hep Veler Van’ı hem de diğer perileri göreceğim” Dedi.  Bir kış günü,  Toni koşarak bahçeden çıktı, Wendy  ise “ben kalırım” diyerek, bahçede saklandı. Wendy, , bahçedeki  ağaçların konuştuklarını ve yürüdüklerinİ gördü.

 

Ağaçlar da, “Bu kış günü, bu çocuğun burada ne işi var?” diye hayret ettiler. Jenio ağaçların yürümelerine yardımcı oldu. Birlikte “Bebek Yolu Yokuşu ”nu çıkarak, ”Veriler Bahçesi ”ne vardılar. Bahçede, bir balo vardı. Yüzlerce  peri, kendilerini düke beğendirmek için dans ediyor du. Vendi,  bahçeye giderken suya düşmüş bir periyi görüp kurtardı. Dük onu görünce, kalbine ateş düştü ve Maviş İsimli bu peri ile  dans etti.

 

Wandy “Maviş harikasın!” diyerek onu kucaklama­ya kalkıştı. Ama birden bire ışıklar söndü, müzik sustu, dans edenler durdular. Jeni Wandy  insan olduğunu hatırlayıp, korktu ve  koşmaya başladı. Yüzüne değen kar tanelerini, annesinin öpücükleri; üzerini örten kar tabakasını ise yorganı sanıyordu. Maviş, Kraliçe’nin ayaklarına kapanarak, ona yardımcı olmalarını istedi. Periler de seferber olarak, Jeni’nin yattığı yerde, ona bir ev yaptılar. Jeni,  uyandığında evinde olduğunu zannetti.  Sonra, her şeyi hatırlayarak evden çıktı. Konuştukça ev kayboluyordu. Tamamen kaybolunca, ağlamaya başlamıştı ki, “Ağlama küçük kız, ağlama!” diyen Peter Pan’ın sesini duydu.

 

İkisi konuşmaya başladılar. Peter’in maceraları, Jeni’nin çok hoşuna gitmişti. Ancak,  bahçe kapılan açılınca, ayrılmaları gerektiğini anladılar.  Peter  her akşam Jeni’nin yolunu gözlüyordu. Ancak, dadısı ona göz açtırmadığı için, Wendy gelemiyordu. Jeni’nin yaşadığı maceraları ve Peter’i  Toni’yi  anlatmıştı. Jeni, Peter’e hediye etmek için bir mayo örüyordu.  Akıllı bir kadın olan annesi, Peter’e bir keçi hediye etmesini söylemişti. Böylece hiç kılı ve sütü bitmeyecek, Peter giysisiz kalmayacaktı.  Hikâyeyi dinleyen ananesi toni ve Jeni’yi alarak, “Rüya Bahçeleri “ne  gidip ve bağırdılar. Jeni, “Bir keçi getirdim Peter’e-Sırtına binsin diye”  kollarını açarak üç defa döndü. Böylece hayali keçi gerçekleşmiş, Peter de onun sırtında, bahçede dolaşmaya başlamıştı….

 

---