Peyami Safa,Bir makale,bir ömür,"Madam ben Türküm"

16.06.2012


bu eser 26.07.2013 tarihinde günün yazısı seçilmiştir


Peyami Safa,O nu 15 haziran 1961 de kaybettik.Ardında çok sayıda Edebiyat 
eseri bırakarak  hayata  veda etti.
Daha çoçuk yaşta babasını kaybeder. Baba İsmail Safa Sivas''da makumken ölür ve oğul Peyami SAFA yetim kalır.
Babasının II Abdülhamit zamanında sürgüne gönderilmesi sebebiyle hiçbir zaman belki bu konuda objecktif olamaz.

Bu yüzden hayata çoçuk yaşta atılır.Ve düzenli eğitim göremez.Ama O kendikendini yetiştirir.Fransızca yı öğrenir ,Fransızca Gramerini yazar.

İlk başlarda kendi ismini kullanmaz.Annesini isminden esinlenerek.Server Bedi ismiyle eserler verir.Bu tür eserlerde keni ismini kulanmama sebebi bu tür eserleri edebi değerinin az olmasında bulur.Ancak ticari kaygılarla bu tür eserler yazmak zorunda kalmıştır.
17 yaşında başladığı yazım hayatı ölene kadar devam etmiştir.

Yazmak Onda tutkudur.Dokuz ve 17 yaş arası kemik hastalığına yakalanması dolayısıyle ,hayatı hastaneler arasında geçer.Bu dönemde Türk Edebiyatına 9 hariciye koğuşunu armağan eder.Bu eserini Nazım Hikmet''e ithaf eder.Daha sonra basında unutulmaz polemikler ,kavgalar başlar,aralarında.Yıllar sonra bu eser TV filmi olur.Çok ilği görür.

Makale,roman,deneme,öykü,,edebiyatın her alanında yazılar yazar.Edebiyat meraklıları mutlaka O nun eserlerinden bir kaçını okumuştur.Daha çok piskolojik ve kültürel değişimleri konu alır.Fatih-Harbiye.Bir tereddütün romanı.Bir akşamdı.
Aynı zamanda fikir ve irfan adamıydı.Bu alanda Doğu Batı sentezi okunmaya değer eserleridir.
Birçok yazarı edebiyat dünyasına kazandırmıştır.Bunlardan en önemlisi;Said Faik''dir.

Necip Fazıl ile arkdaşlıklarından dolayı karşılıklı birbirlerini etkilerler.Bu etkilenme ilerde aralarında sorun olur.Birinin şiirde yaptığını diğeri nesir de yapar.
Olgunluk dönemimde O da mistizime yönelir ve bu alanda ünlü Matmazel Noralyan''ın koltuğu nu yazar.
oğlunun ölümüne çok üzülen SAFA 1961 yılında vefat eder.

Ve şimdi o nun yazdığı bir makaleyi sizlerler paylaşmak istyorum.

Peyami SAFA 1938''de Casino de Paris''in vestiyeri ile bir macerası var ki;bunu daha sonra yani 8 MART 1956 da Milliyet''tegerçek bir hikayebaşlığıyla yazdı..okuyalım..

Paris''te 1938 de Casinode Paris''in vestiyeri kadın temsil bittikten sonra,Amarikalı müşterilerden birine pardesüsünü giydirir.Müşteri hemen çıkararı bu benim değil der.Vestiyer,Amarikalının treçkotunu arar,arar,bulamaz.Yanlışlıkla bir başka müşteriye giydirdiğini anlar,hatta onun da yüzünü hatırlar.

Treckotunun cebinde 150 dolar para ve Amarikan sigarası vardır.Vestiyer kadın,bütün bunları ödemekle kalmayacak,tiyatro mukaveleside bozulacaktır.Telaş içindedir.Amarikalıdan ertesi güne kadar mühlet ister.O geceyi uykusuz geçirir ve düşünürYanlışlıkla bu treckotu giyip giden müşteri.Fransızsa geri getireceği şüphelidir.İngiliz ise geri getireceği muhakkaktırBöylece bütün milletlere göre birer ahlak notu verir.

Ertesi gün,sabahtan itibaren,gözleri kapıda öğleye doğru,zayıf gözlüklü,orta yaşlı ve orta boylu bir adam çıkagelir ve treckotu ceplerindeki dolarlarla sigaralarla vestiyere
teslim eder.Kadın seviçten deli gibidir.Namuslu müşteriye bir çift orkestra koltuğu hediye etmek ister,kabul ettiremez.SorarFransız mısınız siz?hayır madamingiliz?hayır İtalyan? hayır madam benTürküm

O zaman,kadın gece düşündüklerini anlattıktan sonraTürkler hiç hatırıma gelmelmememişder.Ve müşteriye,Türk bayrağının renğini hatırlatan kırmızı ve beyaz güllerden acele yaptırdığı büketi hediye eder.

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar