Peyk Nedir Haberci Ulak Padişah Alayı
Osmanlıca yazılışı: peyk : پيك
Peyk Farsça kökenlidir. Sözlüklerdeki anlamları “Bir şeyin etrafında, ona tabi olarak dönen. Seyyare. Haber ve mektup getirip götüren kimse. Uydu. Bir başkasına bağımlı olan, onun peşinden gelen, bir gezegenin ya da başka bir uydunun etrafında belirli bir yörüngede dönen gök cismi. Ulak.” Peyk sözcüğünün Türkçedeki karşılığı ulak veya tatardır.
Osmanlı Devletinin ilk yıllarında padişahın emirlerini yerine ulaştırmak ve istihbaratla görevli, posta sınıfına peyk denmişti. Bu askerler düzgün vücutlu iyi koşan askerler arasından seçilirdi. Son dönemlerde törenlere gösteri amaçlı katılan askerlere de peyk denmiştir.
peyk-i ecel : Azrail.
peyk-i felek : Ay.
Sefer çıkan padişahı korumak, padişahın haberlerini, iletmek ve yetiştirmekle görevli peykler padişahın muhafızlığını yapan piyade askerlerdi. Bu askerler omuzlarında yarım ay şeklinde yapılmış teberler taşırlar padişahın sağ tarafından yürüyerek muhafızlık ederlerdi. Padişahın yakın korumasını ise Yeniçeri Ocağının 60, 61, 62 ve 63. ortalarından yetişen solaklar sağlıyordu. Padişahın yanında solakbaşı ile peykbaşı yürür,( Kānûnnâme-i Âl-i Osman, s. 17) solaklar ve peykler padişahın atının sağ tarafında koşar adım giderlerdi. Peykbaşı da solakbaşı gibi ata binme yetkisine de sahipti ve padişah alayında solaklarla beraber sultanı koruma görevliydi. [1] Padişah sefere veya törene çıktığında en yakınında solaklar bulunur onların önünde de peykler yürürdü.
Peyk denilen muhafızlar aynı zamanda yaya postacı sınıfıydı. İyi koşan ince, çevik ve güçlü yapılı askerlerden seçilen peykler, formlarını korumak için sürekli idman yaparlar, vücutlarının biçimini bozmamak için az yemek yer, düzenli yaşarlar, saatlerce koşabilecek şekilde eğitilirlerdi. “Peykler çavuşların atla gidemediği yerlere giderler ve saatlerce koşabilirlerdi. Edirne’ye iki günde gittikleri bilinmektedir.”[2]
Osmanlıların gerileme dönemlerinde peyk sınıfı askerleri törene çıkan padişahı korumakla görevli süslü bir tören birliği haline geldi. Bu askerler süslü elbiseler ile törene katılan gösteriş kıtası haline dönüşmüştü. Diz veya kemer bağlarına da, küçük çıngıraklar asarlar, koşmalarını engellemeyecek rahat giysiler giyerlerdi. Başlarına üsküf denilen sivri, uzunca ve gümüşlü bir külah giyerler ve üzerlerine «sorguç» denilen renkli kuş tüyü takarlardı.
Peykler, daha ziyade sağ ellerinde şeker veya şekerleme dolu bir torba taşır, sol ellerinde de yarım ay şeklinde balta (nacak- teber ) tutarlardı. Padişahlar törene çıktığı zaman yanında 30, özel gezisinde ise 12 peyk bulunurdu. Peyklerden derecesi yükselenler sipahi bölüğüne kapıağası idaresi altına verilirdi. En üst zabitlerine peyk başı veya serpeykam deniyordu.[3] Diğer yüksek rütbeleri baş müjdeci, peykler kethüdası ve ikinci müjdeci olarak adlandırılırdı.
Peyklerin Sultanahmet Camii çevresinde bir kışlaları bulunur, hacdan dönene kafileleri bildirmekle de görevli olurlardı. Bu görevi yapacak peyklerin müjdecibaşı olanı hac kafilesi ile hacca kadar gider, Mekke Şerifin mektubunu padişaha getirir, Hac yolculuğu esnasındaki haberleri de iletirdi. Peyk teşkilâtı 3 Mayıs 1829’da II. Mahmut zamanında kaldırıldı.
Divan şiirinde peyk daha ziyade uydu, gök cismi, Ay anlamları ile kullanılmıştır. Kimi şairler ise peyki haberci ulak, tatar, anlamları ile de kullanır. Peyk, haberci ulak anlamında kullanıldığında aşığın feryatlarını yare haber olarak ileten bir postacı anlamına gelir. Bu anlamada kullanılınca da Saba Melikesi ve Hz Süleyman’ın saba yeli ile haberleşmesine telmih edilir.
Yâre varsın peyk-i nâlem âh ü zârım söylesin
Âb-ı çeşm-i girye-i bî-ihtiyârım söylesin Nabi Şiirleri
Yazanlar peykerim destimde bir peymâne yazmışlar
Görüp mest-i mey-i aşk olduğum mestâne yazmışlar Nefi
İy sabâ peyk-i revânsın haberüm câna irür
Bu kulun hasretini Hazret-i Sultân'a irür Şeyhi Şiirleri
Bu beyitte Şeyhi peyk kelimesi ile Saba Melikesi ve Hz Süleyman’ın saba yeli ile haberleşmesine telmih yapmıştır.
Eski devrin nucum ilminde peyk Ay olarak karşımıza çıkar. Ay ise nücum ilmine göre Güneş’in peyki olarak gösterilir.
Peyk-i zemâne zer teberin duşuna alıp
İrgürdü hâce-i hizmete ıyddan peyam Baki
Baki bu beytinde peyklerin bayramın geldiğini de bildirmekle görevli olduklarına işaret etmiş olmaktadır. Zamanın peyki altından teberini omzuna alıp hocanın hizmeti için bayram haberini getirdi.
Peyk-i evvel bahar olur nümayan
Diler menefşe destar-ı canan
Çiğdem öksüz oğlan kır çiçeğiyle
Zeyn-ider zemini nevruz-sultan Konyalı Aşık Şemi
KAYNAKÇA
[1] ZEYNEP TARIM ERTUĞ, SOLAK, https://islamansiklopedisi.org.tr/solak
[2] ZEYNEP TARIM ERTUĞ, PEYK , https://islamansiklopedisi.org.tr/peyk#2-osmanlilar
[3] ZEYNEP TARIM ERTUĞ, PEYK , https://islamansiklopedisi.org.tr/peyk#2-osmanlilar