Rind Rindan Nedir Şiirlerde Rind
Osmanlıca yazılışı: rind: رند
Rind ve Rindan Kelimesinin Kökeni ve Sözlük Anlamları
Rind رند Farsça kökenli bir sözcüktür. Farsçadan dilimize girmiştir. “Güzel insan. Filozof, kalender, dünya hırslarından vaz geçen”, gönül ehli, Dünya işlerini hoş gören” anlamlarındadır.
Rindan ﺭﻧﺪﺍﻥ ise rint kelimesi üzerine gelen çoğul eki -an ile yapılan rind kelimesinin çoğuludur. Dolayısı ile “rindan” rint kimseler, rintler manasına gelir. Rindan: Güzel insanlar, Dünya işlerini hoş görenler, Dünya işlerinden elini eteğini kesen, gönük ehli güzel insanlar anlamlarına gelmektedir.
Rindane : ﺭﻧﺪﺍﻧﻪ : rind kelimesi üzerine yakışır, tarzda anlamında sözcükler yapan – ane eki ile kurulan bir sözcüktür. Rinadan, rinde yakışır, rind edasında olan, rintler gibi manasına gelmektedir.
Edebiyat ve Tasavvufta Rind ve Rindaneler
Rintler, Dünyevi ve maddi işlere ehemmiyet vermeyen ama dünyevi işleri de hoş gören gönül ehli geniş manada ise Allah dostu olan, softa olmayan, acıyı, tatlıyı, iyiyi kötüyü hoş gören, üzüntüyü ve neşe aynı şekilde hoş karşılayan kişilerdir.
Rintler, Dünyanın maddi kıymetlerine ehemmiyet vermeyen, zenginliği şöhreti, parayı, malı mülkü değerli görmeyen, gönlü gani kimselerdir. Buna mukabil rindler, Kalenderiler gibi dilenmeye meyl etmeyen ancak mal, mülk para derdinde de olmayan, bunlara kıymet vermeyi gönül ehli olmayı üstün tutan, güzel ve olgun insanlardır.
Rind, rindan veya rindane olmak divan şairleri için bir erdem olarak görülür. Divan şairleri kendilerini içki, içen softalarla kendilerini bir tutmayan içki içmese, bile içenleri hoş gören kişiler olarak görürler. Örneğin hayatlarında hiç içki içmeyen Şeyhülislam Yahya gibi şairler dahi rind olmayı değerli kabul eder. Hatta içki içmedikleri halde, mey içenleri, meyhaneyi ve şarabı hoş görmüşlerdir.
Hayatları boyunca hiç içki içmeyen şairlerin bile meyhaneden, içkiden, şakiden söz etmelerinin nedeni de rintlere ve rintliğe değer vermelerinden kaynaklanır. Divan şairleri rindane bir hayat yaşamak emelindedir. Kendileri rint olamasalar bile böyle bir özlem içindedirler. Divan şairleri rind olmayı arif olmak olarak anlamışlardır. Ariflik ile rintlik onların gözünde aynı şey olmaktadır. Rindlik, onlar için kalender meşrep olmaktır.
Arif ol ehl-i dil ol rind-i kalender-meşreb ol
Ne müselmân-ı kavî ne mülhid-i bî-mezheb ol
Asla mağrur olma eflâtûn-i vakt olsan eğer
Bir edîb-i kâmili gördükde tıfl-ı mekteb ol Nefi
Rindlerin hayat anlayışı ile mala, mülke, paraya tamah etmeyen bohemlerin hayat anlayışları arasında birçok benzerlik vardır. Rind olarak anılan kimseler, sohbet eri gönül adamıdır. İçki içebilir, meyhaneye gidebilir, acıya, tatlıya, iyiye kötüye karşı aynı tepkiyi verebilen neredeyse Raziye mertebesinde görülen gönül ehli adamlardır.
Divan şiirinde içkiden, meyden, meyhane ve sakiden söz eden şiirlere rindane şiir denilir. Rindlik ile ilgili konulardan en çok söz eden divan şiiri türü ise gazeldir. Bu nedenle, aşk, şarap, eğlence rinttik konulardan söz eden gazellere ise Rindane denilir.
Divan şiirinde sık sık rind ile zahid, rind ile softa mukayesesi yapılmış rindlerin gönlü softa ve zahide karşı üstün görülmüştür. ( bkz Fuzûlî Rind İle Zâhid Hakkında Bilgiler Özeti)
Dün gice sohbetimiz yâr ile rindâne idi
Sâgar idi ben idim şem’ idi pervane idi Malkaralı Nevi
Sofi nefret mi verir meclis-i rindane sana
Yoksa siklet mi verir sohbet-i mestane sana. Harabi Baba
Solmuş çemenin gülleri bülbülleri hâmûş
Düşmüş yine meyhâneye rindân-ı kadeh-nûş Nâilî
Eylemez aslâ çü âb-ı telh ü şîrin imtizâc
Birbiriyle olsa da zühhâd u rindan âşinâ Fıtnat Hanım
Ruze ruze cem' olur rindan Ayasofiyye'de
Halka-bend-i üns olur yaran Ayasofiyye'de Nabi
Cânan gide rindan dağıla mey ola rîzan
Böyle gecenin hayr umulur mu seherinden Ziyâ Paşa
Vâiz düşerdi meygedeye kordu mescidi
Görse safâ-yı meclis-i rindânemiz bizim Nef’î