RİSÂLETÜ'N-NÛRİYYE

10.09.2016

 

 RİSÂLETÜ'N-NÛRİYYE
 
Vâlih ü hayrân olıban kendözümden bî-haber
Şimdiyi bilmez bu aklum ne bile ferdâsını
Her kişi görse sanur içim taşum hep ten durur
Korkaram aklum ne bile ferdâsını
Sırrımı sır eyledüm bu vakta dek fâş olmadı
Ba’d-ezân Allâh bilür hâlı nite olasını
Kendümi ısmarladum her ne iderse dôst bilür
Gönlümi jeng ileye dilerse yuya pâsını
Bu acebdür dünyi kavmı nik-nâmun kanı dir
Bilimezler taşa çaldum nâmusum şişesini
Şemsiyâ cânı cihânı nidesin şimden girü
Hırka idin şâl idin dervişlerün pâlâsını
Her gice direm ki yarın terk idem sevdâsını
Subh olıcak tazeler ışkı girü gavgâsını
Hiç nedendür bilmezem bu bagrımun kanı benüm
Gözlerümden turmaz akar kim bilür nolasını
Başımun sevdasını bilmez meger hâldaş olan
Kandadur haldâşı bulam silse gönlüm pâsını
Başumı top iledüm çevgân-ı ışka çalmaga
Nik-nâmı nilerem nûş iledüm deryâsını
Âşıka cânlar sezâdur dosta kurbân itmeğe
Valıgun itsün umarsa vaslına iresini
Bahr-ı ışkdurmahv iden zulmâtı mümkin varlıgum
Geydim esved eski hırka ya’ni tutdum yasını
Şems eger ölürse ayruk kimse yasun tutmasın
Ne azâ Sultan Mahmûd gel dişe Ayâ’sını
Ya İlâhi umaruz fazlıla cûdun bol durur
Sen hemîşe benliğim alıp seni viresini
Eraslan Kemal (1984). "Akşemseddin’in Dinî Tasavvufi Şiirleri", Türk Dili. Ekim, S. 394, 335-411-471. 
 
 

 

0

1

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar