24.05.2011
ROMAN NEDİR?
Roman, pek çok olayda insanı veya insanlığı birçok yönden ele alan bir vaka yazısıdır. Hikâyeden birçok olayı ve insani yönü ele alması ile ayrılır.
Roman, gerçekte yaşanmış veya yaşanması muhtemel olan olayları yerler, kişiler, zamanlar ve olaylar içinde anlatan bir olay yazısıdır. Roman anlattığı olayları bir konuya ve konunun bir yönüne ( tema) dayandırılarak belli bir düşünceyi veya duyguyu ortaya çıkaracak şekilde bir zaman dilimi dâhilinde anlatan bir türdür.
Romanın ataları arasında “Petronius’un Satyricon (1’inci yüzyıl) ve Apuleius’un Metamorphoseon’u (2’nci yüzyıl) gösterilir.” Çağdaş anlamına yakın ilk örneklerini ilk örneklerini 15.y.y. da Fransız yazar Rabelais , Boccacio gibiz yazarlar vermişlerdir.
Romanın Unsurları
Romanların dört ana unsuru vardır: Bunlar : Tema, Entrika, Karekterler ve Stil.
TEMA
Tema, bir romanda ele alınan konunun bir yönü, romanda işlenen duygusal yönlerdir. Romandaki tema , romancının olaylardan çıkartılacak duygusal sonuçlar olarak da değerlendirilebilir. Her romancı anlattığı olayların arka planında konudan çıkartılacak soyut bir düşünceyi veya düşünceleri ele alır. Böylece ana düşünce de bu soyut çıkarımlardan meydana gelir. Her romanın vaka düzeneği arkasında işlediği bir teması vardır. Örneğin Yakup Kadri’nin Sodom ve Gomore romanında “ İşgal yıllarında çıkarcıların ve hainlerin düşmanlarla işbirliği ve halkasızları “ dile getirilmiştir.
Margaret Mitchell'in Rüzgar Gibi Geçit’sinde tema, ``Amerikan İç Savaşı'nın Güney toplumu üzerindeki etkisi'' dir. Tema, bir romanın yazma amacını meydana getirir. Yazar olayları anlatırken temasını belirlemek azmindedir. Bir romanın teması ile konusu arasında kesin bir irtibat vardır. Tomanın teması romandaki konunun işlenen üzerinde durulan duygusal veya fikri yönü olmaktadır.
ENTRİKA
Entrika, temanın olaylar içinde dramatize edilmesi, gerilim ve merak unsurlarının planlı şekilde uygulanmasıdır. Entrika romanlarda okuru düğüm bölümüne taşıyan olaylar nasıl bitecek merakını uyandıran vaka düğümlenmeleri veya çatışma unsurlarıdır. Romancı romanının serimden düğüme doğru bu entirik unsurlar, çatışmalar ve gerilim uyandıran bir düzene göre sıralar. Bu durum okurda merak uyandırdığı gibi çatışmalardan düğüme kadar sürükler.
Entrika, bir düğümün çözümünü merak ettiren çatışmalar zinciridir. Olaylar konuya ve amaca bağlantılı olarak düğüme kadar götürülür ve romanın finalinde her şey çözülür.
KARAKTERLER
Romandaki karakterler ana kahraman veya kahramanlardan yardımcı ve figüran tiplere doğru yayılır. Kahraman ve kahramana en yakın kişiler romandaki en önemli karakterler olmaktadır. Romanlardaki olaylara yön veren kişiler romanın en önemli kişileri olmaktadır. Romandajki olaylar da esas kişilerin karakteristik hususiyetlerine göre şekillenir. Romandaki entrikalar ve çatışmalar da kahraman ve rakipleri arasında gerçekleşir. Doğal olarak romanlarda iyi ve kötü karakterler de bulunabilir. Romandaki karakterlerin motivasyonları, amaçları, planları, hedefleri vb romanın konusunu, temasını ana fikrini sonucunu vb ortaya çıkarmış olur. Karakterler olay zincirindeki entrikaları meydana getiren çatışmaları doğuran unsurlardır.
Romandaki kişiler, milliyetlerine, , kültürlerine, sosyal çevrelerine bağımlı hatta onları temsil eden nitelikler de taşırlar.
Romanda Tipler: Romanda, kahramana yakın olanlardan sadece figüran seviyesine kadar çok küçük rollerde olan kişilerdir. Bu tiplemeler kahramana, yakınlıklarına, çatışmalarda aldıkları rollere, göre şekillenirler. Mizaçları çatışmalardaki aldıkları rollere göre iyi , kötü, nötr, olabilirler. Tiplemelerin bazıları yetiştikleri sosyal muhitin ağız, şive, tavır ve mizaçları ile genel bir temsilcisi de olabilir. Laz, Acem, Kasımpaşalı, Kayserili gibi tiplemeler bu şekildedir. Veya bazı kişiler romanda bu tip yöresel veya lokal olguları temsilen davranırlar.
Romanda karakter: Kahramanlar sosyal, kültürel, mahallî, azınlık gibi genel özellikler ve davranışlar gösteren tiplemelerden farklı olarak kendine has kişiliği olan özel karakterlerdir. Romanın kahramanı kendi inançları düşünceleri, tavırları olan ortak akılla hareket etmeyen, kendi yönünü kendi çizen bazen idealist, bazen, kötü, bazen iyi, olağan üstü eylemeleri de olabilen her yönü ile sıradan olmayan veya sıradanlıkta bile sıra dışı kalabilen seçilmiş bir kişidir.
Ana karakterler, romancı tarafından bedeni, manevi, psikolojik, toplumsal vb her yenden üzerinde en çok durulan roman kahramanıdır.
Örneğin, Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar adlı romanında biri çok kuvvetli ama aptal bir karakter diğeri ise akıllı ama insan sevgisi ile dolu iki karakterin insani olarak birbirlerine bağlılıkları ele alınmış, bu iki zıt ama dost karakterin kişilikleri tüm detayları ile verilirken diğer kişiler, sosyal sınıflarına veya toplumsal konumlarına göre anlatılmışlardır.
STİL
Romanın stili romancının sanat görüşü, tema, konu, ana fikir seçimi, anlatım biçimine göre değişen bir tarz ile yazılır. Romanın tarzı romancının mizacı, bağılı olduğu sanat akımı, hayat anlayışı, fikri ve siyasi yapısı, hayalci, realist, gerçek üstülüğe vb yakın ya da uzak oluşu ile alakalı değişkenlikler gösterir.
Romanın tarzına seçilen konu ile verilmek istene mesajlar da etki eder. Romancının sanat ve hayat anlayışı romanın tarzını da etkileyen ana faktörlerden biridir. Roman, tarzına göre, hayali gerçek, gerçek üstü, fantastik, bilim kurgu, realist, romantik vb olabilir.
Romandaki mekânlar, olaylar, kişiler, yer, zaman unsurları romanın tarzına göre, gerçekçi, hayali, fantastik veya masalsı bir şekle dönüşebilir
Romandaki anlatım ise öyküleyici bir anlatımdır. Bu nedenle romandaki anlatım öyküleyici olmak kaydıyla, ben merkezli, hâkim anlatıcı veya tanrısal bakış açısı ile anlatılabilir. Böylece anlatıcı bizzat olayı yaşayan birinci kişi, olayları gözlemleyen gözlemci, anlatıcı ya da her şeyden haberdar tanrısal bir anlatıcı tarafından aktarılır. Birçok yazar bu üç ana anlatıcı merkezinden hareketle çeşitli anlatım türevleri de gerçekleştirebilmektedir. Bu türevler, monolog, diyalog, , günlük, mektup gibi anlatım şekillerine doğru dallanıp budaklanabilir.
Romanın yazım amacına göre, romanda gözlem ve betimlemeler önem kazanır veya önemi azalır. Örneğin sosyal bir romanda gözlem ve analiz çok önemli hale gelir. Bilim kurgu türü romanlarda ise hayali mekânlar söz konusu olunca gözlem ve betimlemelerin önemi azalmış olur. Tezli romanlarda ise bunların yanı sıra felsefe, sosyoloji, psikoloji, tarih gibi bilimlerin bilinmesi önem kazanır. Dolayısı ile romanın pek çok bilim dalı ile irtibatı da vardır. Roman’ın sosyolojik, tarihi, toplumsal, politik olaylar ile çok yakın ilgisi vardır. Özellikle realist, gerçekçi, biyografik, sosyal, politik ve tezli romanlarda bu tip konular çok önemli hale gelir.
Romanda da belli başlı dört unsur vardır:
1 — olay,
2 — kişiler,
3 — çevre,
4 — anlatım
1)Romandaki Olay Unsuru: Romanlar, belli tarihte ve belli bir süre içinde geçen olayları ele alır. Bu zaman yazarın yaşadığı çağ olabildiği gibi geçmiş veya gelecek zaman da olabilir. Bazı romanlar ise yalnızca birkaç saat içinde vukû bulan bir zaman diliminde geçer.
2 ) Kişler kahramanlar: Romanın kişileri romanın türüne göre gerçekte, yaşamış, hayali gerçekçi veya fantastik olabilir. Gerçekçi, tezli, biyografik romanlarda kişiler bilinen normal insanların özellikleri taşır. Gerçekçi romanların tiplemeleri toplumun her tabakasından her türlü huy ve karakteristik özellikleri olan insanlardan seçilir.
Bu tiplemeler romandaki işlevlerine göre mizaçlar edinirler. Fantastik romanlarda dahi insanın sosyal hayattaki rolü işlevi ve mizacı söz konusudur.
3 ) Çevre: Romanlarda çevre fiziki ve sosyal çevre olarak iki türlüdür. Fiziki çevre, ev, dağ, ova, şehir, göl gibi dünyadaki mekânsal unsurlardır. Sosyal ve kültürel çevre ise adından da anlaşılacağı gibi, örf, adet, milliyet, gelenekler gibi inançların, kültürlerin veya zümrelerin oluşturduğu çevreler olmaktadır. Romanın kişileri de bu fiziki veya sosyal çevrelerine göre mekânlarını temsil eden unsurlar olmaktadırlar.
Kimi romanlarda ise hayali mekânlar da bulunabilir. Buna mukabil sosyal ve fiziki mekânlar genel olarak hayatın gerçeklerine uygun düşmektedirler.
4 ) Anlatım: Anlatım, birinci tekil kişi, gözlemci, tanrısal anlatıcı şekillerinde üç ana yöntem ve bu ana yöntemlerden hareketle, anı, mektup, derleyici, gözlemci anlatıcı gibi türevlerle yapılabilir. Bu anlatım tekniklerinden birini seçen romancı, romanını kendi dil kabiliyeti, edebi yeteneği, birikimi vb ile olayları aktarır. Romancının dil yetisinin tümü ise romancının üslubudur. Kimi romancılar belli bir üslup tarzına dahi ulaşamazken kimi romancıların anlatımı adeta onun edebi kişiliğinin imzası gibi belirgin bir özelliğe kavuşur. Romancının üslup anlatım başarısını, zekâsı, doğuştan gelen yeteneği, yetiştiği muhit, etkilendiği sanat akımları, bilgi birikim, kelime bilgisi gibi çok çeşitli faktörler tarafından belirlenir. Her edebi eserde olduğu gibi romanda üslûp romanın kalitesini belirleyen en önemli faktörlerden biridir.
ROMAN PLANI
Serim: Romanda olayların başladığı, vakanın belirdiği, mekânların tanıtıldığı ve belli olduğu, kahramanların belli edildiği ilk bölümdür.
Düğüm: Romandaki çatışmaların, gerilimlerin, entrikaların nasıl biteceği merak edilir hale kadar düğümlendiği bölümdür.
Çözüm: Romandaki olayın açıklığa kavuşur, çatışmalar ve entrikalar bir sonuca ulaşır.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın