25.12.2021
Rûm Nedir Rumî Şiirlerde Rûm
Osmanlıca yazılışı rûm : روم
Rum sözcüğünü Osmanlı öncesi ve Osmanlı dönemi içerisinde olmak üzere iki ayrı dönemdeki anlamı ile bilmek gerekir.
Osmanlı Öncesi Rum Kelimesinin Anlamı
Rum, kelimesi Romeos (Romalı) sözcüğünden bozularak Rum haline dönüşen bir kelimedir.
Osmanlı ve Malazgirt Savaşı öncesi anlamı ile Rum, Anadolu’daki Roma ve Bizanslıların ülkesi olarak anlaşılmıştır. Anadolu Müslüman ve Türk ülkesi olmadan önce Araplar, İranlılar, Türkler ve diğer doğulu ülkeler nezdinde Rum, Roma ve Doğu Roma ülkesinin Anadolu’yu kapsayan kesimi anlamında kullanılmıştır. Doğu Roma imparatorluğu ve Bizans devleti Anadolu'yu da içine aldığı için Anadolu'ya Rûm, Anadolululara da Rûmî denilirdi.
Rum, sözcüğü İstanbul’un fethinden sonra Yunan, Yunanlı anlamında kullanılmaya başlanmış, Rum ve Rumeli sözcüğü Balkanlar ve Balkanların güneyini kast eden bir sözcük haline gelmiştir. Şu halde İstanbul’un fethine kadar Rum sözcüğü: “ Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan, Roma yurttaşı haklarına sahip olan halk. Romalı. Arap ilinden başka ilden olan kimse. Anadolu” Anlamlarındadır.
İstanbul’un Fethi Sonrası Rum Sözcüğünün Anlamı
Ancak Rum sözcüğü İstanbul’un fethine kadar Bizanslıların ve Romalıların ülkesi anlamında olmak üzere Müslümanların Anadolu'yu tanımlamak için kullandığı bir tabirdir. Buradaki Rum'dan kasıt Roma, Romalı, Doğu Roma ya da Doğu Romalı dolayısı ile Bizans olmaktadır.
İstanbul’un fethine kadar hatta daha sonralarında dahi Anadolu’ya Rum denmesi alışkanlığı devam eder. Anadolu’da yaşayan Türk ve Müslümanlara da Rumi denmiştir. Ancak bir müddet sonra Osmanlılar Rum kelimesini yavaş yavaş Trakya, Trakya’nın güneyi, Yunanlı, Yunanlıların yaşadığı yerler anlamında kullanmaya başlar.
İstanbul’un fethinden sonra Rum sözcüğü Anadolu’daki Osmanlılar şeklinde anlaşılmaya başlanmış, Osmanlılar bu sözcüğü hem Osmanlı ülkesi hem de Osmanlı ülkesinde yaşayan Hıristiyan Ortodoks mezhebinden olan ve Yunanca konuşan kimseler, Rum milletinden olan, Yunanistan, Yunanlı, Yunan milletinden olan anlamlarında kullanılmıştır. Zamanla da Osmanlı'da ve Türkçede Rum denince, Hıristiyan Ortodoks mezhebinden olan ve Yunanca konuşan kimse anlaşılır.
Günümüzde Rum Kelimesinin Anlamı
Günümüz sözlüklerinde Rum sözcüğünün tarifi “ Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimse. Rumlara ilişkin, Rumlarla ilgili “ şekillerindedir.
Divan Şiirinde Rum
Divan şiirinde Rum sözcüğü yukarıda izah ettiğimiz şekilde Anadolu anlamı ile ancak Romalıların ülkesi manasında kullanılır. Rum ülkesi insanları beyaz tenli ve güzel yüzlü olarak tasavvur edilmiş, Habeş, Zenci ve Zengibâ ile karşılaştırılarak Rum güzelleri onlara göre daha üstün tutulmuştur.
Saña Servân ile Tebrîz’ini mülk-i ‘Acem’üñ
Baña Rûm illerinüñ husrev-i hûbânları Ravzi
Gündüz, Rûm ise; gece, Habeşi veya Zencî olarak ifade edilir. Rum ülkesi çoğu kez sevgilinin beyaz yüzü, sevgilinin yüzündeki sarı ince tüyler olarak da karşımıza çıkar. Tüylerin siyahlaşmaya başlaması Habeşî, zenci ve zengibaların Rum ülkesini işgal etmelerine benzetilir.
Kamer devri nihâyet buldı geldi ‘âsi-yi hattuñ
Ki gâret itmege Rûm’ı çıkar küffâr besbelli Ravzi
Örneğin Ravzi bu şiirinde kamer devrinin bitmesi ve Rum ülkesine küffar çıkması ile sevgilisinin on beş on altı yaşlarını geçkin hale gelmeye başladığını ifade etmeketmektedir. Eski devrilerde Rum adında bir içki türünün de olduğu bu içki türünün adı ile Rum insanı ve Rum içkisi anlamlarının birlikte ve tevriyeli kullanıldığı dikkati çekler
Çekdi Çînden Rûma leşker kâkül-i müşkîn-i dost
Aldı cân mülkin ser-â-ser kâkül-i müşkîn-i dost Revani ( 16 Yy)
Hatt-ı ruhuñ gelelden ider oldı şiveyi
Eş‘âr-ı Rûmdan şu‘arâ-yı ‘Acem tırâş Gelibolulu Sun’î
Çöz sünbülüni Rûm diyârı Hoten olsun
Gül incü dişün şevkına ‘âlem ‘Aden olsun Hamdullah Hamdi
Çîn-i zülfünden nigâr el urdu nâgeh yüzine
Dedi gâlip Rûm'dan leşker çıkar Şâm üstüne Ahmed Paşa
Seyr-i hüsne mâni‘ olmaz ey göñül müjgân-ı yâr
İtdi Bagdâdı şeh-i Rûma müsellem Zül-fekâr Gelibolulu Sun’î (
Meyhaneler kapandı kalıp ruma münhasır
Mestan iki kat uğradı Rumun belasına La edri
Belâ-yı ‘ışka ugratdı beni bir Rûm sultânı
Meger sultânum Allâh eyleye bu derde dermânı GELİBOLULU-SUN'Î-
Sabâ varur-ısan Rûm’a selâm it benden ashâba (579/1)
Veger hâlüm sorarlarsa haber virgil ol ahbaba Ahmedi
Ehl-i şarkuñ hâtırın yazmaga ey Ravzî meger
Şâh-ı Rûm irsâl ider Îrân ile Tûrân’a hat Ravzi
Aradım bulamadım Rûm’da Hicaz’da
Kandedir ey gönül bilmem durağın
Eğlenüben kaldın aşk-ı mecazda
Hakikat râhına gitmez ayağın ŞEYH-AHMED-KUDDUSİ
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın