Sabaha Sabırla

04.03.2015
Sabahın hayrına durmuş sabırla 
oturmuş sekiye
ocakta 
üç ayaklı sacayakta
kahve cezvesi duman duman   
illâsalı avıla abanmış  bir kuşluk vakti
kuş sesleriyle şakıyor elvan elvan
bir de gökyüzü sunulmuş  bahtına 
ibrişim şalı salkım saçak
kâh duru mavi kâh bulut 
ak pak tostoparlak...

Sen bunları unut,diyor hellâlisi Hacer Hanım'a,
bulut üstümüzden gelip geçerce 
mevsim yaprak dökerce 
unut unutabildiğince
işte  orada 
Karakuz Ormanı bir kurşun menzili 
ay karası gün ortası demez    
yaz  kış demez
Dobruca komitacıları pusu tutar sinsi sinsi.

Yaşanılmaz, diyor vefalısı Hacer  Hanım'a
yaşanılmaz  gayri bu toprakta
Yusuf'umu  vurdular
vurdular Yusuf'u
güpegündüz 
uluorta...

Ve  bir göç 
şekillennip büyüyor beynin kılcal damarlarında   
büyüdükçe çoğalıyor Köstence limanında 
bir göç kıldan ince kılıçtan keskin 
uzun gecelerce uzun 
Dobruca'dan  
Anadolu'ya.

Denizde vapur 
omuzda Yusuf  gidiyor   
kefenden  taşmış  al kan delikanlılığı dal budak
gökyüzünde bulut gidiyor
gökyüzü ak pak tostoparlak
omuzdan omuza devrediyor meşe tahtası tabut 
ölümden ölüme devrediyor meşe tahtası teneşir
devreden göçlerdir akşamdan sabaha, yıladan yıla  
Dobruca'dan Anadolu'ya   
uzun gecelerce uzun 
bulutlarla  haşır neşir.  


    Galip Sertel

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da
ozanemin666
Ozan Emin9 yıl önce
Galip Bey şiiriniz alıp bambaşka yerlere götürdü bizi gerçekten ...