Satranç – Vezn-i Ahar Örnekleri
Erbâb-ı izzet yârân-ı sohbet bezm-i muhabbet bir dildâr ister
Yârân-ı sohbet ahsen-i ülfet şevk ile elbet bir sâgar ister
Bezm-i muhabbet şevk ile elbet bir dâr-ı adet râmiş-ger ister
Bir dildâr ister bir sâgar ister râmiş-ger ister tenhâ yer ister Asaf Yahya: Hikmet DİZDAROĞLU, a.g.e., s. 145.
Adem oldur
Adem oldur cümle halka her zamanda dâd eder
Cümle halka cân ü dilden rahm edip imdâd eder
Her zamanda rahm edip bî-kesleri dilşâd eder
Dâd eder imdâd eder dilşâd eder irşâd eder
Asaf Yahya, Güneyde Kültür, VI(70), 12. 1994, s. 29.
DİDAR OLUR (Ayaklı Semai- satranç)
Sanma sakın herkesi sen sadıkane yar olur
Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyar olur
Sadıkane belki ol âlemde bir serdar olur
Yar olur ağyar olur serdar olur didar olur Yavuz Sultan Selim
El vurma el çek / dert oldu pürçek
El vurma el çek / dert oldu pürçek / dert varki gerçek / derman yalanmış
Dert oldu pürçek / dert varki gerçek / derman yalanmış / lokman yalanmış
Dert varki gerçek / derman yalanmış / lokman yalanmış / insan yalanmış
Derman yalanmış lokman yalanmış / insan yalanmış / her can yalanmış
Can aldı toprak / tez soldu yaprak / yok oldu gör bak / bahçemde bülbül
Tez soldu yaprak / yok oldu görbak / bahçemde bülbül / bağımda sümbül
Yok oldu görbak / bahçemde bülbül / bağımda sümbül / tarlamda mahsül
Bahçemde bülbül / bağımda sümbül / tarlamda mahsül / harman yalanmış
Hep geldi haktan / var oldu yoktan / baksan uzaktan / görmez mi gözler
Var oldu yoktan / baksan uzaktan / görmez mi gözler / çok canlı gizler
Baksan uzaktan / görmez mi gözler / çok canlı gizler / cansız denizler
Görmez mi gözler / çok canlı gizler / cansız denizler / umman yalanmış
Mevlam yaratmış / eşsiz sanatmış / yapmış donatmış / binbir cisimden
Eşsiz sanatmış / yapmış donatmış / binbir cisimden / farksız resimden
Yapmış donatmış / binbir cisimden / farksız resimden / duydum Rasim'den
Binbir cisimden / farksız resimden / duydum Rasim'den / devran yalanmış Rasim Köroğlu
Kalıbı: müstef'ilatün müstef'ilatün müstef'ilatün müstef'ilatün
Ey vaslı cennet/kıl câna minnet/vay, serv-ı kamet/cân içre cansın
Kıl câna minnet/vay serv-ı kamet/cân içre cansın/nev-res fidansın
Vay serv-kamet/cân içre cansın/nev-res fidansın/suh-ı cihansın
Can içre cansın/nev-res gidansın/şûh-ı cihansın/gözden nihansın. Rasim Köroğlu
Tokatlı Nuri
İtme cefâ bana şehâ cevr ü cefâ görme sezâ
N'ola vefâ etsen eyâ lutf u edâ hûrî likâ
Cevr ü sitem virdi elem bana bu dem ey gül-i fem
Eyledi gam kaddimi ham kem diyemem ol sânemâ
Ey pür edeb n'oldu sebeb bilsem aceb bedende heb
Her rûz u şeb çeşm-i gadep renc ü itab turfa belâ
Var mı güzel sana bedel sînemi gel tîğ ile del
Vaslına el irse sehel n'ola mahâl kân-ı sehâ
Dağ-ı derûn dilde füzûn bağrımı hûn eyledi çün
Aşk u cünûn oldu nümûn sabr u sükûn vire Hüdâ
Gamzen aman âfet-i cân dökmede kan şah-ı cihân
Ehl-i imân külli hemân eyledi cân sana fedâ
Şâm ü seher dilde keder dağ biter uz-i ciğer
Eyleme dar âhım irer birgün ider sana şehâ
Ey büt-i Çin âliye kin itme hemin vasla yakîn
Eyle şirin şah-ı güzin ÖMER'i hazin itme canâ5
Dr. Doğan KAYA, SATRANÇ VE VEZN-İ AHAR ÜZERİNE DÜŞÜNCELER, https://dogankaya.com/fotograf/satranc_ve_vezn-i_aher_uzerine_dusunceler.pdf
SATRANÇ
Vasf edelim yârımızı başlayalım sohbetine
Harc edelim varımızı aşk yolunun vuslatına
Dil sana kimse uyamaz Sırrını ağyâr duyamaz
Teşne olanlar doyamaz la'l-i lebin lezzetine
Şehr-i dili saklayalım her kırığı ekleyelim
Tekkemizi bekleyelim pirimizin himmetine
Sende vefâ görmeyelim zevk u safâ sürmeyelim
Hiç birimiz girmeyelim sofuların halvetine
Nefse uyup gezme gönül sen de vefâyı ara bul
Ağzın açar gonce-i gül andelibin firkatine
Uyma gönül nefsine sen benlik edüp sen deme ben
Mürşidine hürmet eden nâil olur himmetine
Sırr-ı mu'ammâyı bilen nokta-i kübrâyı bilen
"Nahnü kasemnâ" yı bilen râzı olur kısmetine
Hüsn ü güzel lâyıkını kendi bilir sâdıkını
Ma‘şukunun âşıkını da'vet eder rü'yetine
Gözle tefekkürle kader âşık isen çekme keder
Zerrece aklı mı erer kudrete Hak hikmetine
Hüsnü güzel envâr imiş ruhleri hem ahmer imiş
Leblerinin benzer imiş lezzeti bal şerbetine
Söyle KEMÂLÎ emelin "bezm-i elest"dir bu demin
Sabr edelim künc-i gamın derdine hem mihnetine6
Ahmet Tal'at [ONAY], Halk Şiirlerinin Şekil ve Nev'i, İst., 1928, s. 69-70. 10
Dr. Doğan KAYA, SATRANÇ VE VEZN-İ AHAR ÜZERİNE DÜŞÜNCELER, https://dogankaya.com/fotograf/satranc_ve_vezn-i_aher_uzerine_dusunceler.pdf
AŞIK DERTLİ SATRANÇ
Medhine meddâh olalım hüsrev-i hûban güzele
Vasfına sözler bulalım dinleye yârân güzele
Benzeyemez hûr u melek hidmetine çektik emek
Dişleri zen şâne gerek zülfü perîşân güzele
Dayanamam nazlarına tûti gibi sözlerine
Çekme sezâ gözlerine kuhl-i Sıfâhan güzele
Söyleme efsâne gibi bakması bîgâne gibi
Şem'ine pervâne gibi yan güzele yan güzele
Söylese diller dolaşır bakmaya gözler kamaşır
Sırmalı kaftan yaraşır serv-i hırâman güzele
Yüzüne zer hızma ile cebhe zeheb düzme ile
Başta oya yazma ile yakışır elvan güzele
Serv-i sehî kâmetime kâmet-i kıyâmetime
Gelse eğer da'vetime kesmeli kurban güzele
Emrine tâ'at edelim cevrine gayret edelim
Hâneyi halvet edelim bir gece mihmân güzele
Câm ile mey süzdürelim bezme şeker ezdirelim
Seyr ederek gezdirelim bağ ile bostân güzele
DERTLİ-i efkendeleriz vasfını gûyendeleriz
Can ile baş bendeleriz şimdi Âlişân güzele
Dr. Doğan KAYA, SATRANÇ VE VEZN-İ AHAR ÜZERİNE DÜŞÜNCELER, https://dogankaya.com/fotograf/satranc_ve_vezn-i_aher_uzerine_dusunceler.pdf