Seb’a'l-mesânî : السبع المثاني
“Seb “ kelimesi Arapça kökenlidir ve “yedi” anlamına gelir. Mesani sözcüğü de Arapça kökenlidir ve “katlamak, bükmek; iki katını almak” manalarına gelmektedir. Mesani sözcüğü “ seny “ kökünden gelmektedir.
Mesnâ bir şeyin katı manasındadır ve çoğulu ise mesânîdir. [1] Mesnanın çoğulu olan "mesani" kelimesi çok anlamlı ve çok kapsamlı bir kelimedir. Buna rağmen Seb’a'l-mesâni daha çok “tekrarlanan, iki kattan ibaret olan yedi” anlamına gelir. Seb’a'l-mesâni Hicr Sûresi 15/87. Ayetinde “ Andolsun ki biz sana tekrarlanan yedi ayeti ve yüce Kur’ân’ı verdik.” Manasında ve “seb‘an mine’l-mesânî” şeklinde geçer. Dini kaynaklara göre bu tabirin anlamı “bıkmadan tekrar tekrar okunan kitap” anlamındadır.
Seb’a'l-mesâni bir tabir olarak divan şiirinde de çok sık ve çok çeşitli anlamlara gelebilecek şekillerde kullanılmıştır. Göz attığımız kaynaklara göre divan şairleri “ seb’a'l-mesâni” tabirini çoğunlukla “Yedi âyetten meydana gelen ve Kur'ân-ı Kerîm'in ilk sûresi olan Fatiha” suresini kast edecek şekilde ve "tekrarlanan yedi (âyet)" anlamında kullanmışlardır.
Ancak “Seb’a'l-mesâni” tabirinin geçtiği pek çok beyit incelendiğinde; bu tabirin vahiy, Kur’ân’ın bütünü, Mâûn Sûresi, Bakara Sûresi’nden Berâe Sûresi’ne kadar olan yedi uzun sûre, Kur’ân’da yedi defa geçen “Hâ mîm” ayeti manalarında da kullanıldığı dikkati çeker. Bunların dışında divan şairlerinin “seb’a'l-mesâni” tabirini yazıya benzer yüzdeki ince tüyler, hat, yazıya âit unsurlar, tekrar tekrar okunan, değerini koruyan vb anlamlarını ifade edecek şekillerde de[2] kullandıkları görülür.
Bu tabirin çok çeşitli manalarda kullanılması insan yüzündeki uzuvları da kast edebilecek manalara da kullanabilmesinin birçok izahı vardır. Kimi din âlimlerine göre Fatiha Suresinde yedi âyetin olması nedeni her bir ayetinin yedi kat göğe karşılık gelmesi nedeni iledir. Tasavvufa göre ise Fatiha’daki yedi âyet, yüzdeki yedi hatta karşılık gelmektedir. Bunlar iki kaş, dört kirpik ve bir saçtır.
Ahsen-i takvîm dinildi şânına insân isen
Geç bu sûret nakşını gel ma‘nii insânda gör Ümmi Sinan
Ümmi Sinan bu beytinde, insanın asıl mânâsının seb‘ü’l-mesânîde açıklandığını, Ümmü’l-Kitâbın tefsirinin-mânâsının insan olduğunu, insan sûretinde ortaya çıktığını söylemektedir.
Namâzı kaşı mihrâbında kıldum
Çü anda ohıdum seb‘-i mesânî Kadı Burhaneddin
Züf ü ruhsârını görmeklik için leyi ü nehâr
Okurum Seb’a'l-mesânî ile Kur’ân beri gel Nesîmî
Kaddün kimi sütûde-sanavber ne yirde var
Anber-feşân saçun kimi anber ne yirde var [3]
KAYNAKÇA
[1] ABDULHAMİT BİRIŞIK, https://islamansiklopedisi.org.tr/es-sebul-mesani
[2] Bünyamin Ayçiçeği – Divan Şiirinde Seb‘ü’l-Mesânî Kavramı ve Anlam Çerçevesi - Akademik Edebiyat Dergisi [ Journal of Academic Literature ] PROF. DR. ALİ NİHAD TARLAN ÖZEL SAYISI ISSN: 2458 - 8636
[3] Bünyamin Ayçiçeği – Divan Şiirinde Seb‘ü’l-Mesânî Kavramı ve Anlam Çerçevesi - Akademik Edebiyat Dergisi [ Journal of Academic Literature ] PROF. DR. ALİ NİHAD TARLAN ÖZEL SAYISI ISSN: 2458 - 8636
0
0
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın