Sebeb-i Te’lif Nedir Özellikleri Örnekleri

04.09.2022

 

Osmanlıca yazılışı: Sebeb :  سبب

Osmanlıca yazılışı telif :  تأليف

Osmanlıca yazılışı sebeb-i telif :   تأليف  سبب

Sebeb :  سبب  sözlük anlamları: Bir işte te'siri olmayan fakat o işin yapılmasını, vücudunu, var olmasını icap ettiren şey. Vâsıta. Âlet. Alâka. Bahane.

Telif :  تأليف sözlük anlamları: Yazma, özgün bir kitap meydana getirme

Sebeb-i telif: sözlük anlamları:   تأليف  سبب: Özgün eseri yazma meydana getirme sebebi. Eserin yazılma amacını açıklayan, yazılmasına vesile olan olaylar ve kişiler hakkında bilgi veren dibace, mukaddime, önsöz, ithaf veya giriş olarak da adlandırılabilecek ilk bölüm,

Eski devrilerde ek yazma kitapların baş kısımlarında yer alan bir izahat, bölümüdür.  Sebeb-i telif bölümü mukaddime, dibace, önsöz adı ile de anılabilir. Ancak sebeb-i telif bölümünün yazılan bir eserde yer almasının nedeni yazarın bu kitabı ne için yazdığı, bu kitabını kime veya kimlere armağan ettiğini açıklamak içindir. Yazar bu eserini ne için yazdığını, hangi tarihte yazdığını, eserini kimler için yazdığını, ne için yazmak zorunda kaldığını belli ettikten sonra eserini ithaf ettiği veya eserini takdim edeceği mahdumuna övgüler yazar kitabın yazılmasına vesile olan kişi, kişiler veya olaylarda da söz ederdi.

Eski edebiyatta bazı eserlerin sebep-i teliflerinde ortak özellikler ve ortak motifler de bulunurdu. Özellikle mesnevilerin sebep-i telif bölümleri klişe özellikler taşırdı. Örneğin pek çok mesnevinin sebeb-i teliflerinde eserin meydana gelmesine yol açan bir çerçeve hikâyeden söz edilir hikâye içinde hikâye denilebilecek şekilde eserini niçin ve nasıl yazdığını kurmaca Bu hikâye şairlerin rüyalarına giren bir zatın onlara böyle bir eser yazmalarını teşvik ettiği bir olay veya kurmaca içinde anlatırdı. Bu olaylar veya kurmacalar ortak bir motif haline bile gelmişti. Bazı eserlerde ise dost meclisinde geçen bir olay, bir konu ve teklif sonrasında eserin yazılmasına karar verilmesi şeklindeydi.  

Divan edebiyatındaki sebeb-i telifler çoğunlukla bir birlerine benzer özellikler taşır. Bu bölümde şairler genellikle eserini yazma sebeplerini izah eden bir hikâye anlatırlar. Böylece neyin veya nelerin böyle bir eser meydana getirmelerine sebep olduğunu anlatırlar.

Ancak nadiren de olsa özgün sebeb-i telif örnekleri de bulunur. Şairler ve yazarlar bir eser vücuda getirmek konusunda böyle sebepler öne sürseler de eski devirlerde eser yazmaya sevk eden esas nedenlere de değinmişlerdir. Bu sebeplerin başında ise devlet adamlarının bir eserin tercüme edilmesini istemesi,  belli bir konuda bir eserin yazılması için şair ve yazarları görevlendirmeleri, iyi ad bırakma”, “söz söyleme gücünü ispat etme”, “fikir hazinesini ortaya koyma” ve “sanattan anlayanlardan takdir görme” bunların başında gelir. Eski devrilerde eser yazmaya motive eden daha güçlü sebepler hünkârların ve devlet büyüklerinin bayram, nevruz, tahta çıkış, sünnet gibi özel günlerde eser yazanların eserlerini alıp onlara hediyeler,  , memuriyetler verme adetleridir.

Eser meydana getirmenin pek çok diğer önemli sebepleri olsa da divan şairleri bunlar pek değinmemişlerdir. Oysaki bir eser meydana getirmenin esas sebeplerinin eser sahibinin adının öldükten sonra da anılır olmasını istemesi, kendisinin ve eserinin topluma faydalı olması arzusu, eseri sayesinde tanınmış biri haline gelmek hedefidir. Ancak eski edebiyattaki sebeb-i teliflerde bu mevzulara pek de girilmemiştir.

Sebeb-i Telif Örnekleri

Pir Muhammed’in, Attar’ın Musibet-nâmesi’nden çevirerek yazdığı Tarikat-nâme adlı eserin Sebeb-i Telif Bölümünden

 “Sonunda viran olduğu bilindiği halde nice saray ve köşkler yapılır. Kimileri fani bedeni besler, para pul kaygısına düşer. Kimi taneyi tuzağa, kimi küfrü İslâm’a değişir. Kimse öleceğini, nicelerin yok olup gittiğini hatırlamamaktadır. Pir Mehmed de dünyanın faniliğini düşünerek bu ibretle uykularını kaybetmiş, hay anılmak için bir yadigâr bırakmak istemiştir.”(s.223)

Ahmedî‟nin (1413) Cemşîd ü Hurşîd Mesnevisi Sebeb-i Telif Bölümünden

Bana bir gün şehen-şâh-ı memâlik

Kim ol durur yidi iklîme mâlik

Didi kim ‘ışk sözinden sahun-ver

İdüben nazm düzdi dürr ü gevher

Kaşı tutağı resm idüp be-âyîn

Getürdi ma‘niyi bârîk ü şîrîn

...

N’ola ger sen dahı hem i güher-senc

Ki künc-i hâtırunda var besî genc

Bizümçün düzesin bir hûb defter

Ki ola ma‘nî vü lafzı şîr ü şekker

Kitâbı ki adıdur Cemşîd ü Hurşîd

Bu dilce eyidesin (anı) î Cemşîd

Fuzûli Leyla ile Mecnun ‘un sebeb-i i telifinden

““Leyli Mecnun Acemde çokdur

Etrâkde ol fesane yoktur” (Etrak Türk demektir. )

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar