Ey bütün kâinatı yoktan var eden Rahman
Hudutsuz şefkatine sığınıp geldim Sana
Bir hiçlikte yokluğu kucaklarken an be an
Bir nutfeydim düşürdün beni mukaddes âna
Karanlıktan sıyırdın benliğimi bir sabah
Kızıl bir gonca gibi nurunla sarmaladın
Ey bütün varlığımı elinde tutan
Allah
Gitmeyecek gönlümden güne doğarken yâdın
Karanlıktan sıyrılıp Sana erdi niyazım
Yeniden diriliştir tende SABAH NAMAZIM
Ey gücüne nihayet olmayan el-Muktedir
Acziyetim diz boyu yine sana el açtım
Bilirim inşirahın gölgeliği sendedir
Hararetin aczinden ulvî bahçene kaçtım
Kör etti
gözlerimi bu
dünya telaşesi
Şimdi Hayy’alel Felah sırrını bekliyorum
Nura aç yüreğimin en tatlı iaşesi
Kıbleye diz çökerek lütfunu diliyorum
Varlığınla can bulur gün ortası avazım
Hasbahçene geliştir şimdi ÖĞLE NAMAZIM
Ey varlığı
zamanı kucaklayan el-Bâki
Varlığına sığındım gün zevale ererken
Yeniden şifa bulur yaralı gönlüm belki
Bîtap düştü vücudum yaş kemale ererken
Bilirim sonum hüsran Rahim ismin olmazsa
Bu sırrı fısıldıyor saçıma düşen aklar
Şu biçare gönlüme sonsuz nurun dolmazsa
Benliğimi ebedi bir karanlık kucaklar
Letafetinden b
aşka yüreğime ne lazım
Varlığını biliştir şu İKİNDİ NAMAZIM
Ey bütün âlemleri ışıklandıran en-Nur
Gün yok olup giderken ışığına muhtacım
Zulmete düşmüş gönlüm seninle hayat bulur
Kurtuluşa çağıran sözün başımda tacım
Rahmet et yıldızların birer birer dökülüp
Güneşin karardığı o n belalı günde
İşte huzurundayım tevazuyla bükülüp
Secdeye varıyorum yalnız senin önünde
Karalardan karayken nurunla bem
beyazım
Vuslata yöneliştir işte AKŞAM NAMAZIM
Ey varlığı yeniden canlandıran el-Bâis
Bir gün gafil ömrümün ışığı kararacak
Zerre zerre dağılıp içimdeki kör nefis
Sonsuz kudretin ile huzuruna varacak
Emrine biat edip önünde diz çökerken
Lebbeyk dedi ruhumda adeta güneş ve ay
Secdeye varır varmaz
gözyaşımı dökerken
Açıldı
gözlerimde
cennetinden bir saray
Seninle derman bulur nefis denen marazım
Nurunla yükseliştir yine YATSI NAMAZIM