Güzelleme
Ne lazımdır sürmelenmek bezenmek
Ezelden halk etmiş Hüdai güzel
Tek nazarda gönül getdi gelmedi
Gönderdi ser'ime sevdayı güzel
Peri misli güzellikde berkemal
Onu seven bu dünyada neyler mal
Nakşı pencereden gösterdi cemal
Benzer havlet olmuş sevdası gözel
HIFZI derki bahar geldi bu bağa
Çıkar gül döşürür düzer tabağa
Olmuş tülek terlan gelmez duzağa
Sekişi hoş keklik hudası gözel
GÜZELLEME
Şu yalan dünyaya geldim geleli
Severim kır atı bir de güzeli
Değip on beşime kendim bileli
Severim kır atı bir de güzeli
Atın beli kısa boynu uzunu
Kuru suratlısı elma gözünü
Kızın iplik iplik süt beyazını
Severim kır atı bir de güzeli
Atın höyük sağrı kalan döşlüsü
Kalem kulaklısı çekiç başlısı
Güzelin dal boylu samur saçlısı
Severim kır atı bir de güzeli
At koşu tutmasın çıktığı zaman
Yalı kaval gibi yıktığı zaman
At dört kız on beşe yettiği zaman
Severim kır atı bir de güzeli
Dadaloğlu'm hile yoktur işimde
Yiğit olan yiğit görür düşünde
At dördünde güzel on beş yaşında
Severim kır atı bir de güzeli
Gel ha güzel gel ha medhin eyleyim
Ağzın şeker dudakların bal gibi
Yaştak küçük amma boyda münasip
Sallanıyor bir fidanca dal gibi
Kalem aldım kaşlarını çatmaya
Hicap ettim adın sual etmeye
Baban seni çok bahaya satmaya
Bakıp durur bin liralık mal gibi
Gezdireyim yeşil ilen alınan
Besleyeyim şeker ilen balınan
Baban seni bana verse malınan
Koklarıdım yeni açmış gül gibi
Hezele de Dadaloğlu'm hezele
Melhem eyle gel yaramı tesele
Ağ saray gerektir böyle güzele
Çalışırdım on halayık kul gibi
Dadaloğlu, Yaşamı ve Şiirleri, Öner Yağcı, İleri Yayınları, No.108, Birinci Basım, Ekim 2006, s.217.
Şunda Bir Güzelin Salınışını
Şunda bir güzelin salınışını
Selviye benzettim, dallar içinde
Irmak kenarında, derya yüzünde
Kuğuya benzettim, göller icinde
Yörü güzel yörü, yolun basmazlar
Söyledip de şirin dilin kesmezler
Güzel sevmis deyi çekip asmazlar
Koy ben de söylenem diller icinde
Benim yarim gelişinden bellidir
Ak elleri deste deste güllüdür
Eşinden ayrılan neden bellidir
Gezer melil melil iller icinde
Alına da deli gönül alına
Ciğerciğim aşk oduna deline
İller atlas geye, çıkıp salına
Ko, ben de kalayım çullar içinde
Karac'oglan der ki, isim zar m'ola
Aşk kemendi boynumuza dar m'ola
Acap yarim gibi güzel var m'ola
Hakk'ın yarattığı kullar içinde
Güzelin Yanağı Ayın Tekeri
Güzelin yanağı ayın tekeri
Ağzı oğul balı firenk şekeri
Omuzları aşağı gerdan yukarı
Her bir yeri mamur olur güzelin
Güzellerin salağına varmalı
El bağlayıp divanına durmalı
Kırmızı kolçaklı altın burmalı
Ak elleri topak olur güzelin
Güzel olan elvanesin bağlanır
Güzelin yanında yiğit eğlenir
Garbi değmiş kavak gibi sallanır
Yürüyüşü ne hoş olur güzelin
Karac'oğlan der ki güzel öğmeli
El bağlayıp divanına durmalı
Kaşları kara da gözü sürmeli
Ala gözü söbü olur güzelin
Karacaoğlan
Karaca Oğlan - Bütün Şiirleri, Cahit Öztelli, s.192.
Dertli Bülbül (Kerem Güzellemesi)
Dertli bülbül olmuş deli
Güle dolana dolana
Bezirgan yolun şaşırmış
Yola dolana dolana
........
...........
Çobanoğlu can çekildi
Sinem tarlası ekildi
Saç ağardı bel büküldü
Bele dolana dolana
Erzurum Erzurum Namlı Erzurum
Dadaşın göğsünde yıldırım çakar
Palandöken dağı Dumlu'ya bakar
Abıhayat gibi suları akar
Koçakları kahramanlı Erzurum
Bingöl yaylaları Pasin dağları
Yaz olanda seher subhun çağları
Ballı kaymakları tereyağları
Sofrası meydanda nanlı Erzurum
Sultanseki Dadaşların bar yeri
Çek Dadaşım kaddereyi var yeri
Erler meydanında göster hüneri
Tarihte gazi unvanlı Erzurum
Evliya yatağı şehitler yurdu
Yüreğinde durur kahraman ordu
Dursun Cevlani'ye bir nişan verdi
Ölmez eserlerin canlı Erzurum
Aşık Cevlani
Güzelleme (Gezerken Sahrada)
Gezerken sahrada bir güzel gördüm
Boyu da selvinin dalına benzer
Yanakları berelenmiş al derim
Müzeyyen bahçenin gülüne benzer
Henüz on sekizdir yirmi yaşı
Mevlam hilal etmiş çekilmiş kaşı
Açmış ak göğsünü sehere karşı
Baktım Erciyes'in karına benzer
Al giyinmiş bahar mısın yaz mısın
Aşıklara cilve misin naz mısın
Sormak ayıp gelin misin kız mısın
Dolaşmış zülüfler geline benzer
Sana tay gelir mi dünyanın varı
Yarinden ayrılan kılmaz mı zarı
Bozulmuş kovanı inleşir arı
Lebleri oğulun balına benzer
Nedir böyle aşıkları yakışın
Ak gerdana dürdaneler takışın
Aşık Haydar yorgun meral bakışın
Mısırda Zelha’nın yarine benzer
Aşık Haydar
GÜZELLEME
Ay gız yâdında mı sözün söhbedin
Aramızdan getdi dil mehebbeti
Gizli şifreyidi bahışlarımız
Sanki bülbül ile gül mehebbedi.
Derdinle gurumaz gözümün nemi
Galbten galbe girdih sevişdih hemi
Sanki yerde biten sarmaşıh kimi
Gerdan mehebbeti gel mehebbedi.
İLHAMİ’yem gan ağlaram gülemem
Daha çok hatam var peh incelemem
Kaderden mi neden oldu bilemem
Seni menden çaldı el mehebbedi.
Not: Âşık bu parçayı Kesik Keren Makamı ile söylemiştir
İlhami Demir – Kars