KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarŞefâat Nedir Şefaat Kökeni ve Tevessül

Şefâat Nedir Şefaat Kökeni ve Tevessül

18.01.2023

Osmanlıca yazılışı şefaat :  شفاعت

Arapça yazılışı şefâat :  شَفَاعَتْ

Şefâat Köken

Şefâat sözcüğü Arapça “ şfˁ “ kökünden gelir.  Arapçada  "aracı oldu, araya girdi"  anlamına gelen şafāˁat شفاعة fiilinin masdarı olmaktadır. Şafāˁa ͭ شفاعة Arapçada 'çift' anlamına gelen  'şef' (شفع) , "önalım hakkı" anlamına gelen  “ şufāˁ شفاع “ ve [1] şefaatçi, şefaatçilik sözcükleri ile de aynı kökten gelmektedir.

Şefâat Sözlük Anlamları  

Şefâat sözcüğü sözlüklerde: 'Bir işte başka bir kişinin yardımını, aracılığını isteme”, kendi arzu ettiği şeyi başkası aracılığı ile de istetme, "Birinin suçunun bağışlanması veya dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle Tanrı arasında peygamberin yaptığı aracılık.“,  Suçun bağışlanması için aracı olma. Kulun suçunun, günahının bağışlanması için Tanrı’yla kul arasında yapılan,  peygamberlere özgü aracılık.  “Aleyhissalâtü Vesselâm ve sâir büyük zâtların Allah Teâlâ’dan niyaz ve istirhamda bulunmaları. Bağışlanmasını dileme, birine arka olma.[2]Anlamları ile tarif edilir

Ölen bir kişinin ardından kutsal bir kişi tarafından, Tanrı'ya onun günahlarını bağışlaması için dua ve ibadet etme” olarak da izah edilebilir

İslamiyet’te bir Müslüman’ın suçunun bağışlanması, günahlarının affedilmesi için peygamber veya evliyalardan af için vasıta olmalarını dilemeye şefaat isteme denir.  Müslümanlar, evliyaların ve peygamberin Allah dostu olduğuna inanır.  Bu inanca göre Müslümanlar, velilerin ve özelikle Hz Muhammed’in duasının Allah katında çok tesirli olacağına kanidir. Bir Müslüman’ın günahlarının ve kusurlarının Allah tarafından affedilmesi için bu hususta özellikle peygamberin aracı olmasını dilemesi ondan şefaat dilemesi anormal bir talep olarak görülmez.  Müminlerin günahlarının bağışlanması için, peygamberler ve Allah katında makbul kişileri ricacı istemeleri abes görülmemektedir.

İslam inancına göre Hz. Muhammed, kıyamet gününde mü'minlerin affedilmeleri ve itaatli mü'minlerin de yüksek mertebelere ermeleri için şefaatte bulunacaktır. Birçok din âlimine göre Hz. Muhammed’in kendisine inananların affedilmesi için yapacağa şefaat kıyamet koptuktan sonra olacaktır. Bazı din âlimleri ise şefaatçi tutmayı abes hatta günah olarak kabul ederken bazıları ise dünya hayatında da olabileceği, şefaatin hak olduğunu savunur.

Allah katında duası ve talebi makbul veliler ve peygamber aracılığı ile günahlardan arınma çabasına tevessül de denilir. Tevessül,  kişinin günahlarından kurtulmak için Allah'a yakın gördüğü kişiler aracılığı ile Allah’a yakarmasıdır. Kişi duasını Allah’a kabul ettirebilmek için kendi şeyhi ya da mürşidini şefaatçi olarak araya koyar. Bu nedenle tevessül, bir mürşid, pir ya da şeyh vesilesiyle Allah'a yakınlaşmaya çalışmak, dualarının kabulü için piri veya mürşidi ricacı konuma getirmek demek olur.

Diğer dinlerde de buna benzer inançlar bulunmaktadır. Örneğin Hz İsa’nın insanları günahlarından kurtarabileceği inancı Hıristiyanlıkta vardır. Hatta papazlar dahi günah çıkarabilmektedir.

KAYNAKÇA 

[1]https://turkcenedemek.com/arama/%C5%9Fefaat/

[2]https://www.luggat.com/%C5%9Fefaat/1/1

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da