Şeh-reva Nedir Gön Mukavva Kâğıt Para
Osmanlıca yazılışı : şeh-reva : شهروا
“Şeh” veya şah; sultan, hükümdar anlamlarına gelir. Reva, sözcüğü ise sözlüklerde “ yerinde, uygun, doğru, yaraşır, yakışır” anlamları ile izah edilir. Bu bileşik kelime “şaha yakışan, şahın reva gördüğü şahın uygun “ gördüğü anlamlarına gelmektedir. Fakat şeh-reva sözcüğü altın ve gümüş karşılığı basılmış olan, altın ve gümüş yerine tedavül edilen deri, mukavva veya kâğıt para ( gön akçe ) anlamında da kullanılmıştır.
Bu bilgiye göre şehreva, altın veya gümüş olmayan altın ve gümüş para yerine tedavüle konulan deri veya kağıt paraya denmektedir. “ Vaktiyle bir hükümdarın göne ( deriye ) sikke vurarak aylın ve gümüş yerine tedavül ettirdiği paralara “ [1]denmiştir.
Tarihi bilgilere göre Dünyada kullanılan ilk deri veya kâğıt para M.S. 806 yılında Çin'de tedavüle çıkmış; ilk deri para ise yine Çinliler tarafından M.Ö. 118 yılında kullanılmıştır. [2]
Kâğıda veya deriye basılan sikke resminin para olarak tedavüle sokulmasının ilk örneği Çin’de görülse de İlhanlılar ve ardıllarının böyle parlara kullandıklarına dair işaretler vardır. Azerbaycan’da da böyle bir paranın yürürlüğe konulduğuna dair işaretler vardır. A.T. Onay, Burhan-ı Katı tercümesine dayanarak şehreva hakkında şöyle bir bilgi verir. “ Tarihte zalim ve güçlü bir hükümdarın mağşuş ( ayarı düşük, değeri düşük ) sikkesidir ki onun cebr ve gayreti ile memleketinde altın veya gümüş para niyetine kullanılmıştır.” [3]
“Burhan-ı Katı tercümesinde çâd kelimesi münasebeti ile “ Cengiziye’den beri mukavvadan kesilmiş sikke vurulup, akça bedeli rayic ve cari edilmiş paradır. Azerbaycan halkı bunu kabul eylemeyip bu parayı icad eden İzeddin Muzaffer’i katl eylediler” bu bilgiler verilmiştir. Azerbaycanlı şair Niğari’nin bir beytinde bu olaya işaret edilmiştir.
Sultanımızın sözleri bir akçeye değmez.
Bir akçeye değmez nice şeh-revâ çıkmış Nigari
Evliya Çelebi ve A.Talat Onay’a göre Özdemiroğlu Osman Paşa, İran Seferinde böyle bir para bastırmıştır. [4] “ Kabartaylarda para yoktu. Özdemiroğlu Osman Paşa bu diyarda yedi sene kışlamış, Şirvan ve Şamahu’da cenk ettikçe akçe kalmadığından gönden akçe yapıp yürütüp geçindiler. Askerler devlete gelip gön akçeleri hazineye verip, yerine çil akçe aldılar. Kabartey beylerinin elinde halen gön akçe çoktur. Gön akçelerinin üzerinde Sultan Murad bin Süleyman Han azze nasruhu duribe semahu sene 986 yazar. “ ( Evliya Çelebi Seyahatnamesi. 7. Cilt . s. 757 )
Hatta Hüseyin Cahit, 7 Gün'de çıkan Enver Paşa'ya ait hatıratlar yazısında Enver Paşa’nın Trablus Harbinde mukavvalar üzerine mühür basarak Libya, Trablus ve Araplar arasında para gibi tedavüle soktuğundan söz etmektedir. Şu halde kâğıt, deri veya mukavva paraların bir nevi senet, altın ve gümüş para değerini gösteren üzerinde miktar belirten geçici para , borç senedi, hatta bir nevi çek olduğu anlaşılır.
Batıda ilk k kâğıt para 1690'lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nde Massachusetts Hükümeti tarafından çıkarılır. İngiltere'de ise kuyumcuların kâğıt para çıkarıp dolaşıma çıkardıkları bilinmektedir. 1694 yılından itibaren İngiliz Merkez Bankası ve daha sonra diğer ülke merkez bankalarının kurulmuş ve kâğıt paraların tedavüle çıkarılmıştır.
Osmanlıda ilk kalıcı kağıt paraların Abdülmecit tarafından 1840 yılında basılmıştır. Bu paralara " Kaime-ı Nakdiye-ı Mutebere " (Para Yerine Geçen Kâğıt )kısaca kâime de denilmiştir. Kaime, nakit para olmaktan çok faiz getirili borç senedi veya hazine bonosu şeklinde bir paradır. “Bu paralar matbaa baskısı olmayıp, elle yapılmış ve her birine de resmi mühür basılmıştır. Kaimelerin zaman içerisinde taklidinin kolayca yapılması ve kâğıt paraya olan güvenin azalması nedeniyle 1842 yılından itibaren matbaada bastırılmasına başlanarak, el yapımı olanlarla değişimi sağlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda 1862 yılına kadar çeşitli şekil ve miktarlarda kaime ihraç edilmiştir.” [5]
Anınçün şehreva ey tâb’ı Lütfî nakd’u vakt olmuş
Zer-i hâlis – ayârın arza çeşm-i i’tibâr ister Kilâri Lütfi [6]
KAYNAKÇA
[1] Hafız Şerhi, I, 64; II, 307 ‘den altıntı yaparak A.T. ONAY, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 458
[2] Kâğıt Paranın Tarihçesi , TCMB: https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/d189b219-fe71-40bf-9754-6a5f7d0a65eb/KagitParaTarihce.pdf?MOD=AJPERES#
[3] A.T. ONAY, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 458
[4] A.T. ONAY, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 458
[5] Kâğıt Paranın Tarihçesi – TCMB, https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/d189b219-fe71-40bf-9754-6a5f7d0a65eb/KagitParaTarihce.pdf?MO
[6] A.T. ONAY, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 458