KategorilerYAZILARMakaleSeleaukoslar ve Roma Döneminde İskenderun Ovası Tarihi

Seleaukoslar ve Roma Döneminde İskenderun Ovası Tarihi

23.02.2012

 

SELEAUKOSLAR VE ROMA DÖNEMİNDE ANTAKYA VE İSSOS- KINIK – OVASI TARİHİ

 

Çukurova, İssos, Amik ovası ve civarı ile Antakya M.Ö. 333'te Büyük İskender'in egemenliğine girdi. İskender'in ölümünde (MÖ. 323) sonra Büyük İskender'in komutanlarından Seleucus Nicator, Babası Antiochus'un isminden Antiocheia adını verdiği Antakya'yı inşa ederek ve Selaukos devletini kurarak bölgeye hâkim oldu. Antakya, Amik, İskenderun Körfezi ve Silifkeye kadar uzanan Çukurova, uzun bir müddet Selaukosların elinde kalmıştı.

 

II. Antiochus Theos, (M.Ö. 261–247) Antakya'yı krallığın ikamet merkezi olarak kullanmış, Mısır Kralı II. Potolemaius ile savaşmıştır. Mısırlılar, Antakya'yı bir ara kontrolleri altına almışlar daha sonra ise geri çekilmişlerdir. Selaukosların zayıfladığı esnalarda bölgenin bir müddet korsanlık ve karmaşa sürecine girdiği anlaşılmaktadır. Fakat bölgenin Roma idaresine girmesiyle düzen yeniden sağlanır. (17 Bekir Uludağ, Tarih Boyunca Çukurova, Mersin, 1948, s.6- 13) 

 

Antiokhos IV Epiphanes Çukurova’ya doğru yayılma siyasetini güderek, bölgede Seleukos devletine ait beş adet şehir kurmuş veya eski şehirleri yeniden imar etmiştir. Bu şehirler: Aias (Ayas) Tarsus, Misis, Anamur ve Erzindeki Epiphaneia adlı şehirleridir.

 

Toros Dağları'ndaki çeşitli yolların birleştiği noktada bulunan, Suriye'nin kuzeyi, Hatay, Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri'nin çevrelediği, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep illerini kapsayan bir coğrafyaya yayılan Kommagene devleti M.Ö. 1.  M.S.72'ye kadar varlığını sürdürmüştü. Mersin'deki Kız kalesi ile Adıyaman'ın Nemrut dağındaki dünyaca tanınan, heykelleri yapan Kommegane devleti zaman zaman Selaukos devletine bağımlı;  zaman zamanda bağımsız olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Selaukosların bölge üzerindeki hükümranlığı M.Ö. 66'da Romalı konsül Pompeius'un hâkimiyeti ele geçirmesine kadar devam etmiştir.

 

Roma döneminde Antakya Dünya'nın en önemli şehirlerinden biri oldu. Roma'nın doğudaki başkenti haline dönüşen Antakya, tarihinin en parlak dönemini yaşamıştır. Romalılar kendileri için Roma ve İstanbul’dan sonra en önemli kent olan Antakya'yı, Çin Seddi’nden sonraki en uzun surlarla çevirmişlerdi.

 

1650 yıllarında Antakya'yı gezen Evliya Çelebi bu surların etrafının on iki mil olduğunu her milin 4000 adım olması hesabı ile çevresinin 48.000 adım olduğunu yazar. Evliya Çelebi surların yüksekliğini tarif ederken hayatında gördüğü en yüksek surların Antakya surları olduğunu belirtmektedir. (18 Evliya Çelebi Seyahatnamesi, MEB. Yayınları, CII, Shf. 183) Antakya, Roma döneminde bu denli önemli bir kent iken Dörtyol ve civarı; Roma imparatorluğunu Antakya'ya ulaştıran geçit yollarının üstündedir. Kinet höyüğü (İssos) önünden geçen Roma yolunun anlamı işte budur.

 

ı) SASANİ İŞGALLERİ VE AYAS SAVAŞI

 

M.S.256 –260 yılları arasında Sasani işgaline uğramıştır. Ardaşir I'in oğlu Şapur I Roma üzerinde birçok seferler düzenleyerek M.S.256 –260 yıllarında Antakya ve civarını işgal edip Antakya'yı yağmalattı. (20 Tekin, Mehmet, “Deprem ve Tarihte Antakya Depremleri”, VI. Hatay Tarih ve Kültür Sempozyumu, Antakya, 2004,s.6)  I. Şapur'un bu işgal ve talan hareketinden sonra bölge iki kere daha kısa süreli olarak İranlıların saldırısına uğramış ve talan edilmiştir.  MS. 540 ve 611–628

 

Bu bilgiler göre Dörtyol ve çevresi demir çağdan başlayarak sırasıyla Kizzuvatna, Geç Hitit   (MÖ. 2000),  Kue Krallığı', MÖ 16, MÖ 9. yy sonlarına doğru Asur, MÖ 6. yy.da Persler, MÖ 333 Makedonyalılar ve İskender, İskender sonrasında Selaukos, MÖ 66'da Roma imparatorluğunun idaresine girmiştir. Roma’nın bölgeden bir müddet için çekilmiş olması esnasında MÖ 64-MÖ 12 yılları arasında bölgenin korsanlar tarafından ele geçirildiği görülür. MÖ 12.yy.da bölge yeniden ve kesin olarak Roma’nın idaresi altında olacaktır.

 

Uzun yıllar Akdeniz çevresinde hüküm süren Roma İmparatorluğu, Kavimler Göçü'yle başlayan karışıklıklardan sonra MS 395 tarihinde doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrıldı. Batı kısmı (Batı Roma İmparatorluğu) MS 476 yılında Kavimler Göçü'nde Avrupa'ya gelen kuzey kavimlerinin saldırıları sonucunda yıkılmış, doğu kısmı da varlığını Doğu Roma İmparatorluğu veya Bizans İmparatorluğu olarak 1453'de Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethine kadar sürdürmüştü. İkiye ayrılınca Çukurova, doğal olarak merkezi İstanbul olan Doğu Roma'nın (Bizans) payına düşmüştü. (21 Bekir Uludağ, Tarih Boyunca Çukurova, Mersin, 1948, s.348) Bölge Bizans idaresinde iken İran Kralı II. Hüsrev, zamanında 622'de Ayas'ta yapılan savaşta İranlıların Bizanslıları yenmesi sonucu yeniden İranlıların eline geçmişse de Emevi ordularının İran'ı işgale başlaması sonucu yavaş yavaş İslam devletlerinin kontrolüne girmeye başlayacaktır.

 

Türklerin Anadolu’ya ve Çukurova’ya ilk girişleri zannedildiği gibi Abbasiler ya da Selçuklular zamanında olmamıştır. Abbasilerin ordusunda gelen veya Selçuklu ordusunun öncüleri olan Türk birliklerinden çok çok önce Anadolu ve Çukurova’ya Hun Türkleri girmiştir.  Roma imparatorluğunu sarsan Hun Türklerine ait Kafkaslardan inen bir akıncı Hun kitlesi Anadolu ve Çukurova’ya gelen ilk Türk birlikleridir.

 

MS IV. yüzyılın sonlarına doğru (395–396), Anadolu’da istilâ hareketlerine girişen Hun Türklerinin doğu kanadı tarafından Erzurum-Malatya yolu takip edilerek Basık ve Kursık adlı başbuğların kumandası altında düzenlenen harekâtlarda bölge istilâ edilmiştir (22 Kafesoglu, 2004: 73; Sevim ve Yücel, 1989: 27).  (  23 Akif Bilge Çelik,Fırka-ı İslahiye, shf, 6-7 ) Bu istila esnasında Hun Türkleri Antakya kalesinin önlerine kadar gelmiş  ve geri dönmüşlerdi.

 

g. II. İSSOS SAVAŞI:

 

 

 IV. Selevcos Philapator (M.Ö.187–173), Romalılara yenilmiş ve Romalılara vergi ödemek zorunda kalması yüzünden devletin ekonomisi bozulmuştu. XIII. Antiochus zamanında, M.Ö.64 Romalı General Pompeius Antakya'yı Roma İmparatorluğu'na bağlamış, Antakya, Romanın Suriye eyaletinin merkezi konumuna geçmiştir ve MÖ47 yılında Ceasar şehre gelerek geniş haklar vermiştir.

 

MÖ 42'de Antakya, artık dünyaca tanınan, Roma ve İskenderiye'den sonra dünyanın 3. büyük kenti olmuştu. Tamamen surlar içine alınan kent idari bir merkezden ziyade yakın şarkın ilim, din ve ticaret merkezi haline dönüşmüştür.

 

Dörtyol’da meydana gelen ikinci İssos savaşı MS 194'te Roma imparatoru olma savaşı veren iki Roma komutanı olan Septimus Severius ile Pescennius Niger, arasında olmuştur. Libya, Tunus ve antik dönemde Kartaca olarak bilinen bölgenin Leptis Magna adlı şehrinde doğan Lucius Severus Libya-Fenike kökenli bir Berberi soylusu idi. (Historia Augusta at LacusCurtius: Latince metin ve İngilizce çevirisi) Severus, 172'de İmparator Marcus Aurelius tarafından Roma Senatosu'na Senatör olarak atandı. 193'de Pertinax'ın kuvvetleriyle beraber öldürülmesi üzerine, Carnuntum'da imparator ilan edilmişti.  Bu sırada Suriye Lejyonları Pescennius Niger'i imparator ilan etti. 197'de Niger'e destek verenlerden intikam almak için Pers İmparatorluğu'na karşı kısa ve başarılı bir savaş yaptı. Pers Ülkesinden zaferle dönmesi anısına Roma'da Septimius Severus Zafer Takı'nı diktirdi. Roma’daki bu meşhur tak İssos ovasında Niger’e karşı kazandığı zaferinin hatırası adına dikilmiştir. Roma forumundaki Zafer Takı onun adıyla anılır.(  Anthony Birley. Septimius Severus: The African Emperor (Septimius Severus:Afrikalı İmparator), 1998. (İngilizce)

 

Pescennius Niger ( d. 140–ö. 194). 193'deki Beş İmparator Yılı İmparatorlarındandır. "Siyah" anlamına gelen "Niger" adı, taht üzerinde hak iddia eden rakibi Clodius Albinus'la (Albinus=Beyaz) tam bir tezat oluşturur. Niger, bir italyan olarak, Syria valiliği yaptığı sırada doğu lejyonları tarafından İmparator ilan edildi. Eyaletlerden Aegyptus doğrudan kontrolü altına girerken Asia Eyaleti yönetimi tarafından da desteklenmenin keyfini çıkardı. Bu Eyaletler büyük zenginliklere sahip olduğu halde diğer bir asi General Septimius Severus, önce Roma'da tahtın varis oldu ardından da doğuya ilerleyerek Niger'le yüz yüze geldi. Niger (193) Cyzicus savaşı'nda ve Nicea Savaşı'nda ardından da son olarak (194) Issus Savaşı'nda bozguna uğradı ,(194)'de Antakya'ya çekilen Niger Parthia'ya kaçmaya denerken öldürüldü. İngilizce Vikipedi'deki 11 Mart 2007 tarihli Pescennius Niger maddesi

 

İki Romalı general arasında meydana gelen bu savaşta Niger kesin bir yenilgiye uğramıştır. (19 Ayşegül DAYI, K. Maraş, Sütçü İmam Üniversitesi, SBE ,Yüksek Lisan Projesi, 2007, shf., 3)


Şahamettin Kuzucular

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da