Selis sözcüğü Arapçadaki “ sls “ kökünden gelir ve edebiyatta selâset ile birlikte“ ibarenin ahenkli olması “ anlamında belagat ilmi terimi olarak kullanılmıştır. Belahat terimi olarak selis cümlelerin dizelerin veya ibarenin ahenkli, ifadenin açık, akıcı, pürüzsüz olması; söyleyişleri zor olan seslerin arka arkaya gelmemesi demektir. ( bkz
Âşık Şiirinde Selis Nazım Şekli
Selis nazım şekli aruz vezni eğitimi de almış olan medrese tahsilli halk ozanlarının ortaya çıkardığı bir nazım şeklidir. Divan şairlerine veya divan edebiyatı nazım şekillerine heves eden halk Ozanlarının icadı olan bu nazım şekli 19 yy halk ozanları tarafından kullanılmaya başlanmıştır.
Aruz vezni ile şiir yazmak hevesinden kaynaklanan selislerin beyit, dörtlük, muhammes ve müseddes şekillerinde de yazıldığı dikkati çeker. O nedenle selislerin belli bir biçimsel niteliği de yoktur. Selislerin en önemli niteliğinin aruz vezni ile yazılmış olan âşık edebiyatı nazım şekli olmasıdır.
Selis olarak adlandırılan âşık şiiri türü aruz vezni ile yazılır. Selis nazım şekli Türkçe sözcüklere en uygun olan “fe’ilâtün fe’ilâtün fe’ilâtün fe’ilün “ kalıbıyla yazılır. Halk şairleri selis olarak adlandırdıkları şiirleri genel olarak gazel şekli ve beyit sistemi ile yazmışlardır. Ancak halk şairlerinin murabba, muhammes, müseddes şeklinde yazmış oldukları şiirlere de selis dedikleri dikkati çekmektedir.
Selislerin diğer bir özelliği aruz ölçüsü ile yazılmalarına rağmen on beşli hece ölçüsü kalıbına da uyabilecek şekilde yazılmış olmalarıdır. Selislerin diğer en belirgin özelliği halk ozanları tarafından farklı bir ezgi ile söylenmiş olmalarıdır.
Selsi adı verilen âşık edebiyatı şiir türünün kafiye düzeni divan, semai ve kalenderi nazım şekilleri ile aynıdır.
SELÎS MURABBA ÖRNEĞ
SELÎS ÖRNEĞİ 2
0
0
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın