SEMAİ NEDİR
Semai, âşık şiirinde koşma düzenine sahip sekizli hece ölçüsü ile yazılan bir koşma türü ve müzikte bir terimdir. Terim anlamı ile “bir kurala bağlı olmadan yalnız işitmekle öğrenilen söz” manasına gelmektedir. Semai Alaturka müzikte iki basit usulden biri olarak da bilinir. Semainin özel ezgisi ve besteleri bulunur.
Aşık Şiiri Ve Semai Nazım Şekli
Halk şiiri nazım şekillerinden biridir. Semai 4+4 duraklı 8’li hece ölçüsüne 3 veya 5 dörtlükten oluşan, sevgi, aşk, gurbet, ayrılık, kavuşma, sılaya özlem, sevda, tabiat gibi lirik konular işleyen, halk ozanları tarafından özel bir ezgi ile söylenen şiirlerdir. Âşık edebiyatında koşma nazım şeklinden sonra en çok semai şekli ile şiirler yazılmıştır. Semai halk şiirinin en lirik özellikli türlerinden biridir. Semainin aruz ölçüsü ile yazılan ve söylenenleri de bulunur.
Semai, nazım şekli olarak 8’li hece ölçüsü ile yazılmış bir koşma türüdür. Semailerin konuları, kafiye sistemleri, dil ve diğer şekil unsurları koşmaların özelliklerini gösterir. Diğer koşma türleri gibi halk ağzı, halk dili ve gündelik konuşulan Türkçenin sadeliği ve yalınlığını taşır. Semailerde kolay kolay Türkçe kökenli olmayan yabancı asıllı sözcükler kullanılmaz. Yabancı kökenli sözcükler kullanılsa bile bunlar herkesin bildiği Türkçenin malı haline gelmiş çok yaygın kullanılan kelimeler olabilir.
Semaileri koşmalardan ayıran hususular 8’li hece ölçüsüyle söylenmesi ve semailerin özel bir beste ve ezgiye sahip olmasıdır. Semainin kafiye örgüsü (uyak düzeni) koşmların uyak düzenindedir. İlk dörtlük aaab - abab - aaba - abcb şeklinde olabilir diğerdiğer dörtlükler ise dddb - eeeb - fffb şeklinde uyak düzenine sahiptir.
Semailerin en güzelleri hece ölçülü ve halk dili ile söylenmiş olanlarındır. 19. Asırdan itibaren semaiyi aruz ölçüsü ile yazan halk ozanları da olmuştur. Semailler aruz ölçüsü ile musammat biçiminde yazılmıştır. Divan şiir tarzındaki semailer beyit esasına göre yazılmış musammatlar şeklindedir.
Medrese tahsilli olan ve aruz ölçüsüne vakıf halk Ozanlarının divan şairlerine özenerek yazdıkları semailer çok da başarılı değildir.
Semai Türleri
Hikmet Dizdaroğlu’na göre ilk semâi XVI. Yüzyılda Usûlî tarafından yazılmıştır.[1] Ahmet Talat Onay Dîvânü lugāti’t-Türk’teki şiirlere dayanarak, dört “mefâîlün” kalıbına tekabül eden ve âşıkların semâi dedikleri nazım şeklinin aslında 8 + 8 = 16 hece kalıbıyla söylenen musammatlar olduğunu zamanla 8’li hece ölçüsüyle söylenen semâi şeklini aldığını söylemektedir. [2]
Karacaoğlan, Erzurumlu Emrah, Tokatlı Nuri, Âşık Dertli, Aşık Seyrani semai türünde en güzel örnekler veren halk ozanları olmaktadır.
DÜZ SEMAİ
Her vakit seher olanda
Tevhit okur lisânımız
Cezbesi câna dolanda
Kuvvetlenir imânımız
Biz âşıkız taşlanırız
Her ne gelse hoşlanırız
Aşk oduna haşlanırız
Arşa çıkar figânımız Aşık Sümmani
Musammat semâi.
Vefasın görmedim ol şûha/ meftûn olduğum kaldı
Düşüp sevdasına âlemde/ mahzûn olduğum kaldı
Görüp gözyaşına rahm etmedi devletlü sultânım
Döküp âb-ı sirişki dîde / pür-hûn olduğum kaldı
MÜTEKERRIR MÜSEDDES SEMAI
Şeha hanemize teşrif buyur / her şeb fenersiz gel
Dolaş tenha sokakdan/ görmesin ağyar habersiz gel
Rakib rahında boş gezme/ sakın tig ü teber siz gel
Havalardan uçup kuşlar gibi / ol bahr u bersiz gel
Yanında alma yalınız biradersiz pedersiz gelOlalım zevk il işret saz ü sohbet bir kedersiz gel KÜTAHYALI ÂRİFÎ
mefailün l mefailün / mefailün / mefailün/ mefailun
Kaynakça
[1] Hikmet Dizdaroğlu, Halk Şiirinde Türler, Ankara 1969, s. 89-90, 127-130.
[2] Ahmed Talat [Onay], Halk Şiirlerinin Şekil ve Nev’i, İstanbul 1928, s. 81-93.