17.07.2023
Osmanlıca yazılışı : Şemâme – Şemmâme (ﺷﻤّﺎﻣﻪ)
Şemmâme Arapça kökenlidir ve koklamak anlamında sözcükler türetilen “şmm “ sülasi ( üçlü ) kökünden gelmektedir. Şamma شمّ "güzel koktu", şemmāme “koklamak “ , şamāmat شمامة veya şemâme Türkçe'de "güzel kokusu için yetiştirilen bir tür mini kavun"[1] anlamındadır. “ Kavun biçiminde üstü dilim dilim ve türlü renklerde olan kokusu çok güzel küçücük bir yemiş “[2]
Bu minik kavunlara, Osmaniye’de alabaş, Bolu’da cırdatan, Denizli’de , cırlangıç, Mersin’de eşememe, Maraş’da ise şebeden denilir. Kars ve Güneydığu Anadolu türkülerinde ise şamama veya şemmâme olarak geçer.
Şemâme sözcük anlamı ile güzel kokan fakat yenmeyen, üzeri benekli ufak bir kavun biçimindeki meyveye denir. Bu manadan hareketle minik kavunlara da denmiştir. Şamama, elma büyüklüğünde, parfüm kadar etkili ve güzel kokan küçük kavunlardır. Güzel kokması nedeni ile eskiden evlere asılır, elbiselerin arasına, gelin çeyizlerine, askere giden gençlerin bohçalarına konulur ve güzel kokması sağlanırmış.
Tadı güzel olmadığı için yenemeyen bu kavunlar aroma vermesi için şurup, tatlı, şeker, lokum, şerbet yapımında kullanılırmış.” Evliya Çelebi, Şamama kavunlarının zenginler ve padişahlar arasında hediye olarak sunulduğunu yazar. Osmanlı döneminde elde şamama taşımak âdeti varmış. “
Mecazi manada ufak tefek kimselere de, “şamama veya şemmame ” dendiği anlaşılır.[3] Şemâme sözcüğü şamama, şemmame gibi değişik söyleniş versiyonları ile Divan ve Halk şiirinde de karşımıza çıkmaktadır.
KAYNAKÇA
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın