ŞEPPER ŞEPPİR İLE HÂSEN VE HÜSEYİN

23.06.2023

 

 

 

 

 

Şepper veya Şeppir sözcükleri Süryanice iki kelime olmaktadır. Süryanice’de “güzel” anlamlarına gelen bu sözcülülerin Arapçadaki anlamca karşılığı “hasen” ( hasan)  olmaktadır.  “Şepper, ve Şeppir, Süryani’de güzel manasındadır. Arabîde hâsen ve hüseyn denir. “ [1]

 

Şepper ve Şeppir, aynı zamanda Hz Harun’un iki oğlunun özel isimleridir.  Bundan hareketle Hz Ali’nin oğulları olan Hasan ve Hüseyin’e Süryanicede güzel anlamlarına gelen şepper ve şeppirin Arapçadaki anlam karşılıkları verilmiştir.

 

Hz. Harun’un iki oğlunun adı da olan Şepper ve Şeppir,  İslami ve Alevi rivayetlerine göre Hz. Peygamber (s) tarafından, Hz. Ali (r)’nin oğullarına verilmiştir. “Hz. Hasan doğduğu zaman Cebrail (a.s.) Allah’ın Hz. Ali’nin Hz. Muhammed’e, Hz. Hârûn’un Hz. Mûsâ’ya olan yakınlığı derecede yakın olduğu haberiyle gelir. Bu yakınlıktan ötürü Allah, Peygamberin torununa Arapça karşılığı “Hasan” olan, Hz. Hârûn’un büyük oğlunun adı, “Şebber” isminin konulması ister. Hz. Muhammed de Allah’ın bu isteği üzerine torununa bu ismi verir. Daha sonra Hz. Hüseyin dünyaya gelince aynı durum yaşanır. Bu sefer Allah, yeni doğan torununa, Arapça karşılığı “Hüseyin” olan, Hz. Hârûn’un küçük oğlunun adı “Şebbir”in isminin konulmasını ister ve Peygamberimiz bu ismi koyar.”[2]

 

A.T.Onay’ın belirttiğine göre Şeppir, aynı zamanda yüksek bir dağ adıdır. Ancak bu dağın nerede olduğu bertilmemiştir.

 

Şepper ve Şeppir sözcükleri özellikle Alevi – Bektaşi dini kültürü ve ritüellerinde Hasan ve Hüseyin’i sembolize edecek şekillerde karşımıza çıkmaktadır.

 

Ki Ĥārūn’uñ o vaķt bir oġlı ŧoġdı

Aña Şebber diyüben ad virildi

Ki ‘İmrān dilidür Şebber bilince

Ĥasan dimek olur ‘Arab dilince

Bu kez şimdi ‘Alī’nüñ oġlı ŧoġdı

Cihān ħandān oluben yüzi güldi

Ĥasan ķosunlar adını didi

Ĥaķ Ki ya‘nī Ĥārūn’a beñzeye muŧlaķ[3]

 

Öşr-i muharrem içre revân edip âb-ı saf

Muhkemledim muhabbet-i şeppir-i şepper-i   Şeyh Galip [4]

 

Şupeyr u Şepper, mürşîd ü rehber

Sundular kevser elhamdülillah Üsküdarlı Hâşim Mustafa Baba

 

 

KAYNAKÇA

 

[1] A.T.Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 459

[2] Fâtih Ramazân SÜER , MÜELLİFİ BİLİNMEYEN BİR KERBELÂ MERSİYESİ, C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi 2011, Cilt: XV, Sayı: 1 Sayfa: 425-455

[3] Fâtih Ramazân SÜER , MÜELLİFİ BİLİNMEYEN BİR KERBELÂ MERSİYESİ, C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi 2011, Cilt: XV, Sayı: 1 Sayfa: 425-455

[4] A.T.Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 459

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar