SERÇENİN ÖĞÜTLERİ
Karanlıkla aydınlık dalaşırken bir sabah
Güneş hâlâ kendini saklıyorken dağlarda
Penceremde bir serçe, kıpırdanıp duruyor
Uyarmak için beni gagasıyla vuruyor.
Gözlerimi açarak gerindim uzun, uzun
Bir an durakladı kuş, bana baktı pek mahzun
Hadi artık gerinme, diyor sanki duruşu
Kalk yataktan der gibi, cama tık, tık vuruşu
Gönül gözünü aç da, gökyüzüne baksana
Rabb’im nimetlerini sunuyor anlasana.
Rahmetini Rabb’imin görmezden uzak mısın?
Akından zorun mu var, kuzum sen bunak mısın?
Bu serin seher vakti, görevli meleklerle
Hazineler sunulmuş, isteyin dileklerle.
Birazdan güneş doğar çaresiz kalırsınız
Kapılar kapanınca perişan olursunuz.
Bu küçücük kuş kadar beyniniz yok mu sizin?
Silkinip miskinlikten, rızkın peşinde gezin
Karıncalar, böcekler, uyandı gelincikler
Sunulan bunca nimet, nasiplerini bekler.
Uğraş, çalış, çabala boşa gitmez emeğin
Gayret yoksa kendinde gökten düşmez yemeğin.
Hey dedim garip serçe, beyni kuş olan benim
Sopası yok derler ya, sopa sensin feleğin.
Çanakkale - 11.04.2010
Halit Arpacı
7 years ago
Cansu
7 years ago