Sevgiliye Mektup

26.01.2012

 Bu Eser 25.10.2013 Tarihinde Günün yazısı Seçilmiştir

SEVGİLİYE                   

              Essalatü ve's-selamü aleyke ya Rasulallah,
              Essalatü ve's-selamü aleyke ya Habiballah,
              Essalatü ve's-selamü aleyke ya seyyide'l-evveline ve'l-ahirin,

            Ey sevgili! Nebi makamının efendisi... İşte nisan sabahlarında, dünya beşeriyetinin sana muhtaç olduğu zamandayız. Seni bekliyor; yer, gök bütün tabiat sana tutsak, sana aşık, sana mecbur bütün kainat; evet, belki bazı kalpler korku içinde, gelişinden tedirgin yersiz endişelerde. Ama öyle kalpler varki, Rahmetinden haberdar o eşsiz şefkat ve merhametini bekliyor.
           Senin doğduğun ay geldiğinde, gece olduğunda etrafı kollarım, ellerimi açar, zifiri karanlıkta dua etmeye başlarım. Yanımda olduğunu düşünerek, kendi kendime derim ki; o rahmet yaydığı geceler o nur yüzlü insan yok belki ben inanıyorum ki O'nu anınca, O'nun için salavat edince yanıma geliyor; çünkü O, çocukları -özellikle kız çocuklarını- çok seviyor. Yanımda olup bana sevgi dolu gözleriyle bakıyor. Harama uzanmamış elleriyle başımı okşuyor.
          Ey görmeden inandığımız, inanıp sevdiğimiz peygamber, can peygamber, senin olmadığın mevsimlerde akan sular bile bulanıktı, güneş ise küskündü dünyaya. Bütün dünyayı kaplayan bir dalalet kasırgası beşeriyeti kırıp geçmekteydi. Şirk ve dalalet kasırgaları cihanı kaplıyordu. İşte o gece, kurumayanlar kurumuş, sönmeyenler sönmüş, yıkılmayan zihinler yıkılmıştı. Rabbimden getirdiğin rahmetinin ve hidayetinin güzelliği bütün cihanı sarmıştı. Ama o gözler, kör gözler görmüyor, belki de görmek istemiyordu.
           Sultanım! Senin yardım severliğinden adaletine kadar, birçok davranışın bize örnek olmuştur. Birgün senin için siyah yünden çizgili bir cübbe dokunmuştu, kenarları beyazdı. Onu büyük heyecanla, sevgiyle giymiştin ve ümmetinin karşısına çıkmıştın. O mübarek gül kokulu ellerini dizlerine vurarak; '' Görüyor  musunuz ne kadar güzel.'' demiştin. O giysiyle seni görmeyi çok isterdim, Sultanım! Ama o elbiseyi ümmetinden biri gerçekten çok beğendi ya da senin kokunun giydiğin cübbeye geçtiğini düşündü ve her özlem duyuşunda onu koklayıp ufacık da olsa yaralarının dineceğini ümit ettiği için istedi.
          Sen ise hiç tereddüt etmeden cübbeni ona verdin. Senin bu davranışın belki de onca ümmetinin yardımseverliğini güçlendirmişti,onu bilemem; ama benim yardımsever olmamı, hayatım boyunca hep o yolda yürümemi sağladın. Hele uçurduğun o haber '' Benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız, ne evladımız olsaydı diyecekler.'' sözün duygularımı tamamlıyor. Evet, Şanı Yüce Peygamber! Ne malım, ne annem babam, ne de dostum olmasa da bir anlık bile olsa, o mübarek yüzünü görebilseydim keşke.
         Seni göremesek de, en güzel şerefti seni bilmek. Seni bize bildiren Rabbim'e şükürler olsun. Ya seni bimeseydik, senin ümmetin  olarak gelmeseydik, seni tanımasaydık ne olurdu halimiz. Yediğimiz yemek, içtiğimiz su gibi ihtiyacımız var sana. İsterdik ki baktığımız her yerde, aldığımız her nefeste sen olsaydın Sultanım. İnan biz seni çok seviyoruz, seni çok özlüyoruz. Yanımızda olmanı, bize yol göztermeni çok arzuluyoruz .
        Çok merak ediyorum seni; konuşmanı, gülmeni, yürümeni, seni, seni ve her şeyini. Asr-ı saadette yaşamayı çok isterdim. Hep sana destek olamayı hatta seni korumayı. Yaşasaydın gönlümüzdeki tahtın mekanımızdaki tahta dönüşürdü. Emanetin elimizde Ey Sevgili hiç merak etme bak biz varız. Belki senin eşsiz hidayet vesilene eriştiremiyoruz; ama inan canımız da malımız da sensin ve senin bıraktığın İslamı anlamak ve anlatmaktır Ya Resulallah.
        Ey Sevgili! Sen ümmetine doğru yolu göstermek için ne eziyetler çekmişsin. O eziyetleri duyunca acı çekiyorum, içim kan ağlıyor. Peygamberim, amcan Ebu Leheb bile senin görevini tamamlamanı istemiyordu. Hele sana yaptığı işkenceleri düşünemiyorum. Sen, Allah'a olan aşkından, ümmetine olan sevginden onca eziyetlere katlanıp yine İslam'ı tebliğ etmeye yönelmişsin. Sen, can verirken ruhun bedenden çıkmasının çok zor olduğunu söylemişsin ve '' Ümmetim bu acıya dayanamaz, onların ruh acılarını da benden al. ''demişsin. Son nefesinde onca ümmetinin acısına nasıl dayandın Ya Resulallah?
        Sen bizim için bu kadar fedakarlık yapmışken biz senin yolunda senin izinde nasıl yürümeyelim Ya Rasulallah! Bu zamanda bazı engellerle karşılaştık. O engeller sayılardı. Ey Sevgili! Puanlarla önümüzü kestiler; ama biz onları hoş gördük, yine onlara beddua etmedik; çünkü sen beddua etmemizi istemezdin. Peygamberim, senin duan, senin şefaatin Allah katında büyüktür, sen de onlar için dua et.
       Ey Sevgili, Muhacirler kadar seninle beraber, Ensarlar kadar seni kucaklayan, bulutlar kadar seni gölgeleyen, bu şerefle şereflenen varlıklardan biri de biz olmak isteriz. Sana bait eden bütün insanlar ve canların biatı gibi bizim biatımızı da kabul edermisin? Her şeye rağmen bizi ümmetin olarak kabul eder misin Ya Habiballah? Biz kalbimizi sana açtık bizi sancağına kabul edermisin Ey Sevgili.

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Selma Ciner

Selma Ciner

8 years ago

O nasıl bir sevgidir,O nasıl bir sevgilidir,eşsizdir,benzersizdir.size birşey söyleyeyim aramızda kalsın:))) ben gerçekten kıskanıyorum onu bunu ne zaman anladım biliyormusunuz ezan duası vardır bilirsiniz onun türkçe açıklamasını okuduğumda içiçmdeki sevgi dahada büyüdü ve onu kıskanmaya başladım o zaman