24.03.2015
Eser, 1988 yılında Pulitzer Edebiyat Ödülünü kazanmıştır.
Romanın konusu, Amerikanın iç savaşını izleyen yıllarda ve ABD nin Ohio
eyaletinde geçmektedir. Eser pek çok dile çevrilmiş sinemaya da uyarlanmış
Pek çok liste tarafından Tüm Zamanların En İyi Romanları arasında gösterilmiştir. Ayrıca eser 2008
yılında Amerikan edebiyatının son 25 yılda yayınlanmış en iyi yapıtı olarak da
seçilmiştir. [1] Toni Morrison, Afro-Amerikanların
yaşam öykülerini anlattığı romanlarıyla üne kavuşmuş, özellikle bu romanı ile
pek çok ödül alırken aynı zamanda da Amerikan Edebiyatının en önemli
romancıları arasında sayılmış, yazar bu ve diğer eserleri sayesinde, Nobel
Ödülü de aldığı gibi ABD de sanatçılara verilen Özgürlük Madalyasına [2]da layık görülmüştür.
Roman, Babası tarafından tacize uğramış, çok çirkin, köle
bir zenci kızın dramını dile getirmektedir. Amerikanın en önemli kadın yazarı
sayılan Toni Morrison, eserlerinde ırkçılığı değişik boyutlarıyla el almış,
siyahların kimliğini yepyeni bir bakış açısı ile ele almıştır. Yoksulluk, şiddet, kaybolan masumiyet, siyah
ırkın yaşamlarına hükmeden karanlık geçmiş. Zencilerin kölelikten kurtuluşunu
ama acı çekmeye devam edişlerini, özellikle şiddetten başka iletişim yolu
bilmeyen erkek egemen toplumu ve ezilen kadın ve çocuklar [3] yazarın romanlarında ele aldığı
belli başlı temalar olmaktadır.
Kölelik kurumunun acımasız yanlarını açıklıkla dile getiren
roman kölelik tarihinin geçmiş ve gelecek arasındaki gelişmeleri kaleme
almaktadır. Eser Romanın kahramanı olan Sethenin yaşamını örnek vererek
kölelerin yaşadıklarını, yaşam mücadelesini tarihsel bir gerçeklik içinde
ortaya koymaktadır. Roman, Sethenin kölelikten özgürlüğe doğru yaptığı
yolculuğu anlatırken, geriye dönüş teknikleri ile Sethenin dramatik
geçmişindeki olayları da ele almaktadır. Irk ayrımını konu edinen roman
beyazlara tutsak olan siyahların, kör inançlarını, ezilmiş ruhlarındaki
acıları, yoksulluk ve köle olarak yaşmaktan kaynaklanan acıları ürkütücü bir
şekilde ele almaktadır. 1993 Nobel Edebiyat Ödülünü de kazanan Toni
Morrisonun lirik ve şiirsel, bir dille kaleme aldığı bu roman dünyanın en iyi
romanları listesindeki yerini her zaman korumaktadır.
ESERİN KONUSU
Kentuckyda köle olarak bulunduğu bir çiftlikten kaçan
Sethe, yakalanacağını anlayınca, beyazların eline geçmemesi için iki yaşındaki
kızın öldürmeyi tercih eder. Fakat bu defa da öldürdüğü küçük kızının ruhunun
evde dolaştığına inanmaya başlamıştır. Güzel ve gururlu Sethe, bu olayın
etkisinden kendisini kurtaramaz. Aradan on sekiz yıl geçtikten sonra Sethenin
evine bir genç kız gelir. Yirmi yaşındaki bu ilginç konuk, nereden geldiğin
bilmemekte, çatlak sesiyle bir çocuk gibi konuşmaktadır. Setheye çok bağlı
olan genç kız, adının Sevgili olduğunu söylemektedir
[4]
ESERİN ÖZETİ [5]
( Bu özetin hazırlanmasında Ayla Oğuz, TONI
MORRISONIN SEVİLEN (BELOVED) ADLI ROMANINDA ÜÇ İLKÖRNEK: GÖLGE, PERSONA,
SELF, adlı çalışmasından büyük ölçüde faydalnılmıştır.)
Sevilen, Sethenin ilk kızıdır. Tatlı Yuvada (Sweet Home)
doğmuştur. Sethe, kaçma planını uyguladığında henüz bebektir. Onu da daha önce
kardeşleri Howard ve Buglar ile birlikte Baby Sugsın yanına göndermiştir. Bir
süre sonra, Denvera gebe iken, nehrin karşı kıyısındaki bebeğine sütünü
ulaştırmak için kaçmayı başarmıştır. Sevilen, Sethenin Baby Suggsın yanına
yerleşmesinden 28 gün sonra boğazını keserek öldürdüğü kız bebektir. Bunu
onları geri götürmeye gelen öğretmeni durdurmak için yapar.
Baby Suggs bir eğlence düzenlemek isteğindedir. O güne kadar
zencilere yardım eden Stamp Paid, eve döner. Baby Suggs ziyafet için bir şeyler
hazırlar ve birlikte yerler. Zenciler, Baby Suggsı kıskanmaktadır. Çünkü Baby
Suggs ailesiyle birliktedir. Oğlu Halleden hiç ayrılmamış, pamuk tarlasında
çalışmamış ve işkence görmemiştir. Evi bolluk içindedir.
Sethenin gelişine kadar zenciler herhangi bir tehdide karşı
hep duyarlı olmuşlardır. Görünürde herkes Baby Suggsa dosttur. Çünkü Baby
Suggs onlara her türlü yardımda bulunabilen bir kadındır. Tatlı Yuvadan gelen
zalim öğretmen ve yeğenine zenciler kayıtsızdır. Öğretmen ve adamları
oraya ulaştıklarında Sethe çılgına dönerek çocuklarını topladığı gibi barakaya
koşar. Oğlanları duvara fırlatıp, bir testere ile kız bebeğinin boğazına keser.
Bebek kanlar içinde can verir. Bu olaydan sonra, bu ev bebek ruhun
rahatsız ettiği hayaletli bir ev olmuştur. Yıllar sonra Tatlı Yuva erkeklerinden
Paul D bebek ruhu evden kovar. Ama bebek ruh, ete kemiğe bürünmüş bir
genç kız olarak eve geri döner.
Denver, Sethenin, kızıdır. Denver, Sevilenin eve
gelmesinden sonra aşırı derecede Sevilene bağlanmış, yılların yalnızlığını,
arkadaşsız geçen zamanların boşluğunu ona kul köle olacak kadar kendini feda
ederek gidermeye çalışmıştır.
Nefesi süt kokan bebeksi kız eve yerleşir. Sethe ve Denver
da onun varlığından çok mutlu olur. Sethe Sevileni kızı gibi benimserken,
Denver onun evi terk eden bebek ruh olduğunu fark etmiştir. Zaman ilerleyip de
Sethe, Sevilenin boğazını kestiği kızı olduğunu anladığında artık onun için
dünyada kendisinden ve Sevilenden başka kimse kalmaz. Denver bu trajedinin
farkına vardığında dışarıdaki dünyaya açılması gerektiğini anlar. Bu Denver
açısından önemli bir olgunlaşmadır. Çünkü Sethe ve Sevilen arasında gelişen bu
anormal bağımlılık Sethenin yaşama karşı duyduğu sorumluluğu da yok etmiştir:
Sethenin Sevilene olan ilgisi bile Denverı rahatsız etmeye başlamıştır.
Sevilenin Setheye derin bir ilgisi vardır. Bütün isteği
sadece Sethe ile olmaktır. Fakat onu sevdiği kadar ona acı çektirmekten de
hoşlanan kötübir yanı da vardır. Sevilen sürekli olarak Sethenin
unutmaya çalıştığı geçmişini hatırlatmakta ve, kendisini keserek öldüren
annesine kırgınlık ve öfke duymaktadır. Öldüğünde annesinin onun ardından
gelmemesi onu çok üzmüştür. Sevilen henüz Setheye karşı değildir.
Sevilenin Setheye duyduğu sevgi iyilikle şeytani b ir yön arasında gidip
gelen bir sevgidir. Setheyi severken boynunu, boğazını sıkmaya
yönelebilmektedir. Paul D, Setheye Tatlı Yuva ve Hallee olanlarla ilgili,
üzücü öyküler anlatmıştır. Sethe, sütünün öğretmenlerin yeğenleri tarafından
çalındığını Hallein psikolojik dengesini yitirmesine neden olduğunu öğrenerek
sarsılmıştır. Bu yüzden de Tatlı Yuvadan kaçma planı ile ilgili olarak, Sethe
ile anlaştıkları buluşma yerine gelmeyerek karısından sonsuza kadar ayrılmayı
tercih edişini de kavramıştır.
Kızlar neler olduğunu sorduğunda Sethe onu boğmaya çalışanın
Baby Suggs olduğunu söyler. Fakat Denver onun olamayacağından o kadar
emindir. Sethenin boynunda boğulmanın etkisiyle rengi giderek koyulaşan
lekeler oluşmuştur. Sethe, zamanla Sevilenin verdiği ipuçlarından dolayı ondan
kuşku duyar duruma gelir. Yine aynı yerde Sethe, Denver ile Sevilenin kardeş
kadar benzediklerini fark eder. Denver bütün olan bitenin farkındadır. Denver
onun bebek ruh olduğunu en başından beri bilmektedir.
Sevilenin istemediği kişi ve nesneleri çevresinden uzakta
tutabilecek veya parmağıyla sandalye kaldırabilecek, görünmez olabilecek kadar
büyülü bir yanı vardır. Bunlar doğaüstü durumlardır. Sevilen, Paul D den hiç
hoşlanmamıştır. Çünkü Sethe ve Paul D bir süredir beraber yaşamaktadırlar.
Denver annesinin kucağında can veren ablasının kanını annesinin sütüyle
emmiştir. Buna rağmen Sevilen Denveri hep kendi istekleri doğrultusunda
kullanır. Paul D ise bir şekilde Sevilen tarafından evden uzaklaştırıldığının
farkına varır. Denver annesiyle Sevilen arasındaki bağlantıyı
keşfetmiştir.Sethe, el testeresinin bedelini ödüyordu; Sevilen de bu bedeli
ödetiyordu.
Paul D ise Sevilenin huzursuzluklara neden
olduğunu ve onun şeytani bir varlık olduğunu düşünmektedir. Sevilenin
kendisini evden uzaklaştırmaması için Paul Dye kendisini sunar. Oysa Paul D
ona sarıldığı an yok olacağını bilmektedir. Bu yüzden onu reddeder.
Paul D ona direnmiş onun aşağılık tarafını dile getirmiştir.
Sevilenin amacı Setheyi sadece kendine ait kılmaktır. Sethe ona hep daha
fazlasını vermelidir ve Sethe ne kadar verirse versin ona yetmemektedir.
İnandığı tek şey Sethenin kendisini, onun Setheyi sevdiği kadar sevmediğidir.
Sevilenin bu açlığın fark eden Denver bile annesini korumaya
çalışmaktadır.
Bebek ruh (Sevilen) bir iblis olarak geri dönmüş, Setheyi
onu asılmaktan kurtaran adamın üzerine saldırtmıştı. Paul D onunla aynı şeye
sahip olmak istemiş olduğundan Setheye baskı yaparak. Paul Dnin evden
uzaklaşmasını sağlamış ve Paulun Sethenin yanında yatmasını engellemiştir.
.Paul Dnin geceyi evin dışındaki kilerde geçirmesi sırasında Sethe
yaşamında ona da yer olduğunu iyice anlar. Paul D nin Sevilenle olan cinsel
beraberliğinden habersiz onu yine odasına davet eder.
Sevilen, Paul D nin yatağına girerek ondan hamile kalmış ve
bu yolla onu Setheden uzaklaştırmayı başarmıştır. Sevilen bu yönünü
yeterince sevdiğine inanmadığı annesi Setheye karşı yansıtır. Çünkü annesi,
testereyle onun boğazını kestiğinde Sevileni terketmiş, onu yalnız
bırakmıştır.
Sevilenin Setheye açtığı bu savaş aynı zamanda Paul D ye
de yöneliktir. Sevilenin. İstekleri giderek artmaktadır. Sethe ona duyduğu
sevginin kölesi olmuştur. Sevilen her yönüyle tam bir asalaktır. iyilik,
yalnızlık, suçluluk, şehvet gibi her türlü duyguları sömürecek bir varlıktır.
Zencileri Setheye yardım etmekten alıkoyan şey, biraz da
onun çocuğunu öldürdüğünde bile başının kalkık, sırtının fazlasıyla dik
oluşudur; yani gururu ve kibiridir. Oysa şimdi acınacak durumdadır. Sevilenin
eziyetlerine boyun eğmiş, çalışmayı bırakmış, ruhunu ona teslim etmiş ve
fiziksel olarak küçülmüştür. Acınacak haldedir. Denver, evin ve annesinin
sorumluluğunu üzerine alarak komşularından yardım ister.
Denver Sevilenin zararlı bir varlık olduğunu anlayacak
kadar benlik duygusuna kavuşmuştur. Sevilenin bir bebek ruh olmaktan öte bir
genç kız olarak geri döndüğünü duyan zenci kadınlar ellerinde İncil ve
ağızlarında dualarla evi bu lanetten kurtarmak amacıyla toplanırlar. Sethe
işittiği ilahilerden irkilir. Öldükten sonra Tatlı Yuvadaki gerçek
yerini anlamak zorunda kalmıştır
Toni Morrison
(doğum 18 Şubat 1931) ABDli Nobel ödüllü yazar.
Morrison Afrikalı-Amerikalı edebiyatının tanınması ve gelişmesinde önemli
rol oynamış, üretken bir yazardır. 8 Şubat 1931 de Chloe Anthony Wofford adıyla
dünyaya geldi. Ailesi Ohioda bulunan Lorain de yaşıyordu. 60 lı yılların
ortasında New Yordta Random Yayınevinde lektör olarak çalışmaya başlayan
Morrison, burada daha çok siyahların edebiyatından sorumlu oldu. Edebiyatla
yakından ilgilendiği bu yıllarda bir yandan da İnsan Hakları Hareketinde aktif
bir rol üstlendi
lk romanı En Mavi Gözleri oluşturdu. Bu roman annesinin
sevgisini kazanabilmek için herşeyden önce mavi gözlere ve sarı saçlara sahip
olmayı dileyen Pecola Breedlove adlı siyah kızın kaderini anlatmaktaydı.
1983 de Albany New York State Üniversitesine atanan yazar,
yeni yetişmekte olan yazarlara altı yıl boyunca ders verdi. Öğretim elemanlığı
yaptığı yıllarda Sethe adında köle kadının öyküsünü anlattığı Sevgili
yayınlandı.
(Beloved) adlı romanıyla 1988 yılında Pulitzer Ödülünü
kazandı. Toni Morrison, 1970 lerin sonlarına doğru yazdığı ve konusunu bir aile
efsanesinden alan Solomonun Şarkısıyla edebiyat dünyasında ün yaptı. 1989 da
edebiyat bilimleri Profesörü olarak Princeton Üniversitesine geçen yazar üç
yıl sonra yayınlanan Jazz adlı romanında 20 li ve 30 lu yıllarda Harlemde
yaşanan siyahların panoramasını çizdi. Siyah halkın dili olan Toni Morrison,
1993 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü alan ilk Afro-Amerikalı yazar oldu.
Eserleri Morrisona ayrıca, 1993 yılında Nobel Edebiyat
Ödülünü kazandırdı.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın