SEVİYORUM TÜM EVRENİ ELİMDE OLMADAN

13.09.2022

Matbu değil düşlerim ve hayallerim sere serpe.

İklimlerle doğarım her gün iklimsiz bir hiçim ve öz veri ile sevdiğim ve hemhal olduğum duygular ve sevdiklerim.

Hazanın keyfini sürüyorum bir yandan da hapşırıp duruyorum. Gecenin nezlesine teslim oldum ve işte kalemin yanında demli çayımla demleniyorum mavinin her tonunda.

Başıma üşüşen kuşlar var misal.

Örtülü ödenek gibi her sabah pencereye ekmek koyan annem akabinde nasibim neyse kahvaltıda kuşlarla paylaştığım çünkü bunun adı sevgi iklimi.

Tek lüksüm sevmek illa ki sevmek ve coşkuma eşlik eden ve sayacı kırık yüreğimi tamir edip bodoslama sevdiklerimin.

Bir rüzgâr gülü değilim çünkü ben rüzgârın ta kendisiyim.

İzafi bir rahleye serildiğim ve düşlerimi ekip şiirler b/içtiğim.

Tonlaması dünyanın bazense tozu dumana katanlar ve tozu yutmadığım kadar da toz kondurmuyorum sevdiklerime hem onları sadece sevmekle kalmayıp yüreğimi açıyorum ardına dek elbet eşlik eden güven duygum ve işte ansızın tökezleyip yere kapaklanıyorum.

Günlerdir düştüğüm yerdeyim. Tama ayağa kalkacağım kalbimin kapısını çalıyorlar ve nereden geldiği belli olmayan sesler ve insanlar kalbimdeki yamayı da söküp firar ediyorlar ansızın.

Kalbimin kanadığı günler aldı beni benden ve ben de başkalarını yüreğine kanattım mı diye kıyasıya mücadele ediyorum sevgi iklimi ile.

Evet, mevsimlerden hazan ama benim için her mevsim sevgi iklimi.

Günün nazarında solan bir çiçeğim.

Çiçeğin nazarında devasa bir vazo.

İçimde şakıyan kuşlarsa özgürlüğümü ilan ediyorlar ve ben hala yere kapaklanmış kalkmayı bekliyorum.

Beklentisiz yaşadığım ve sevdiğim bir ömür.

Nazenin günler nazenin güller ve nazenin şiirler.

Hızması yârin.

Hazzı sevginin.

Hamt ettiğim kadar da mutluyum.

Sevgiden üreyen bir cennet önümde uzanan ve içimde saklı kırgın pervaneler ve kırılgan gök kuşağı.

Elimi uzatsam tutacağım ve ha gayret, Gülüm, diyorum ama tüm renklerin beti benzi atıyor.

Bir şelale içimde ç/ağlayan ve ısrarla seviyorum seviyorum da kendimden de uzağım kaç gündür.

Kırgın kalbim ve kırık dizelerim ve parçalanmış dizlerim.

Günler öykündüğüm.

Bazen günler öldürdüğüm.

Güller açacakken yüzümde güleç yüzümün solduğu ve tutulan nutkumla sekiyorum tek tek yüreklere.

Kalibresi kaç sahi?

Kalitesi ne peki?

Ne mi arıyorum? Elbet sevecek birilerini elbet içimde sakladığım onca insan ve sayıklıyorum uykuda.

Sevdiğimden fazlasını sevmekle iştigalim ve havsalam almıyor ben sevgiyle eşleşirken dünyanın neden tadı kaçtı, anlamıyorum.

Günlerden gecelere ulaştığım.

Gecelerle tokalaşıp gök kubbeye uzandığım.

Mintanı mavi gecenin ve yeni battı güneş.

Dikenlerim kanatırken dizelerimi ve dizlerimi…

Kaybolduğum kadar arıyorum da kendimi oysaki az evvel buradaydım.

Güneşin batmasının üzerinden dakikalar geçe kalbimin kapısı çalıyor hızlı hızlı elbet koşa koşa açıyorum ve işte güneşin gecede ansızın doğduğu…

Saatler ilerliyor nerede ise gece yarısı ama her yer aydınlık.

Kalemse hazır ol da beklerken bir bakıyorum ki; sözcükler çağlıyor kalemin kanamalı yüreğinden adeta birer damla her sözcük.

Duygularımı damıttığım.

Hırpalanmış benliğimle yürüdüğüm Hak Kapısı.

Ellerim terli.

Ellerim boş.

Yüreğimde çalan ziller ve çanlar.

Ruhumdaki esinti ve yalnızlığın ta kendisi ansızın soluveriyor ve gökten nur yağıyor rahmet yağıyor.

Hınca hınç içim: duygularım kanatlanmış ben de göğe kanat açıyorum ve hiç olmadığım kadar hafif ve mutlu ve huzurluyum.

Sevgi ikliminde doğan güneş geceyi deldi geçti işte.

Ve ben ayaktayım hep de olduğu gibi.

Ayaklanan duygularımsa yalın ayak yetişiyor imdadıma elbet gökte de bir batında doğan güneş ve ay.

Üstümdeki tozları silkeliyorum.

Üstüme bulaşan çamuru su ile yıkayıp akıtıyorum.

Berrak gözlerim ve alnım açık. Yüreğimdeki kırıklarsa çoktan kaybolmuş ve kırağı çalıyor sözcükleri bense acımı kıtlarken ve katlarken illa ki kat izi ile seviyorum hayatı ve insanları.

Bir şükürse daha da fazlası.

Dilimde Yasin suresi.

Uğruna ömrümü heba ettiğim sevdiklerim ve ailem ama ben onlarla mutluyum.

Bazen uzağımda bazen yakınımda ama hep benle olan.

Mutluluksa vardiyalı çalışıyor bizim semtte. Nasıl ki gecenin nuru saklı inancın izi ve rahmetin de boca olduğu gök kubbe.

Ayakta kalmaksa iman gücü ile mümkün ve sevgiyle.

Severek ektiğim tohumla baş veriyor ve filizleniyor yüreğim ve büyüyor da maneviyatım.

Ben dünyanın en zengin insanıyım çünkü ben sevgi ikliminde yaşıyorum ve yazıyorum da ve sözcüklerim katık olurken sevgime ben hala etrafa şaşkın ve gülen gözlerle bakıyorum ve işte tüm benliğimle duyumsuyorum sonsuzluğun çağrısını ve geçen ağrılarımın ardından avaz avaz bağırıyorum tıpkı çocukluğumda olduğum gibi:

Ben seviyorum tüm evreni tüm insanları seviyorum üstelik elimde olmadan…

Sevgiyle kalın sevgili dostlarım…

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar