Sihri Helâl Sanatı Kökeni Anlamı Örnekleri

06.11.2022

 

 

Sihr-i Helâl 

 

Osmanlıca yazılışı : sihr : سحر

Osmanlıca yazılışı : Halâl خلال  

 

Sihr ve Halal Smzcüklerinin Kökeni ve Anlamları

 

Sihr sözcüğü sözlüklerde : Sihir, büyü,, gözbağcılık, büyücülük, hilekârlık. Aldatmak. Haktan uzaklaşmak. Bâtıl şeyi hak diye göstermek. Lâtif ve dakik olan şey. Büyü kadar te'siri olan şey. “Şiir ve güzel söz söyleme gibi, insanı meftun eden hüner[1]anlamlarında tarif edilir.

 

Halâl خلال  sözcüğü de Arapça kökenlidir ve sözcüklerde: “Dostluk, ahbaplık.İki şey arasında açıklık olma.Yasak edilmiş olmayan, yâhut yasak edilmiş ise de, İslâmiyet'in özr, mâni ve mecburiyet saydığı sebeblerden birisi ile yasaklığı kaldırılmış olan şeyler. Dostluk. İki nesne arası açık olmak. Mesafe, aralık, açıklık. “anlamlarında tarif edilir.

 

Şu halde Sihr-i halâl, helâl olan büyü, insanı meftun eden hüner olarak tarif edilebilir.Edebiyatta sihri helal bir söz veya söz grubunu “iki ayrı mana birliği” oluşturacak; “ hem üst hem de alt dizeye bağlanabilecek” şekilde kullanma sanatıdır.

 

Edebiyatta Sihri Helal Söz Sanatı

 

Sihri-i helal edebiyatta  “kelâm-ı bedî‘ ( söz güzelliği ilmi ) ve fesahat (uyumlu, pürüzsüzlük, açıklık ve düzgün ifade etme ilmi ) içinde bir söz sanatıdır. “Bir beyitte hem önceki hem de sonraki kelimelerle anlamca ilgili olan bir söz bulundurma” [2], “Bir beyitte hem önceki hem sonraki kelimelerle anlamı bütünleme sanatı; insanı büyüleyici, olağan üstü güzel söz[3] söyleme sanatına denir. Basit tarifi ile sihri helal bir sözün veya söz grubunu hem birinci hem de ikinci mısra ile bağlayıcı bir anlamda kullanabilmek, o tip söz veya sözcüklerin gramer bakımından da aynı görevde olabilmesini sağlamak hüneridir.

 

Eski edebiyatçılar sihri helal sanatını “ hem önceki (dizede olan ) kelimenin tamamlanması hem de son sözlerin mukaddimesi “ şeklinde tarif etmişlerdir. Bu tarif bir sözcüğün hem ilk dizedeki hem de ikinci dizedeki sözler ile bağlantılı olmasını kast etmektedir. Sihr-i helâli oluşturan sözler gramer bakımından her iki mısrada da aynı görevde bulunurlar. Örneğin Fuzuli ve Nedim’in aşağıdaki beyitlerinde bu özellik açıkça görülmektedir. .

Merhem koyup onarma sînemde gamlı dâğın

 Söndürme öz elinle yandırdığın çerâğın     Fuzuli

 

 “Öz elinle” ibaresi ilk beyitteki söndürmek fiilini, ikinci beyitte yandırmak fiili ile ilgilidir.

Gizlice arasam ağzın lebin emsem sorsam

Hiç bir çâre bilir mi dil-i bimâre aceb   Nedîm

 

Nedim bu beytinde sorsam sözcüğü her iki dizede de gramer bakımından aynı görevde kullanmıştır.

 

Güzel ve iyi söylenmiş sözler ive beyitler için “insanı meftun eden hüner” güzel söz anlamına gelebilecek şekilde sihri helal vardır denilmektedir.

 

Sihri helal tabirinin ortaya çıkması ve şiirde söz sanatı olarak yer alamsı Kuran’daki söz güzelliklerinin kâfirler tarafından “ sihirden başka bir şey değildir “ demeleri nedeniyledir. İslamiyet’te sihir ve büyü yasak olduğu için” insana tesir edici ifadeye izin ve ve teşvik[4] vermek amacıyla bu söz sanatına helal olan sihir manasında sihr-i helal denmiştir. Belagat ilmi sihr-i helale hangi sözün hangi kişiye tesir edeceği noktasından hareketle yaklaşır. [5] Bu nedenle sihri helalin tarifi noktasında çeşitli anlayışlar ve görüşler vardır. Sihri helal sanatını bir çeşit enjambement “şiirde cümlelerin bir dize ya da beyitte bitmeyip diğer dize, beyit veya bendlere kayması olarak görenler de vardır.

 

Sihri Helal Sanatı Örnekleri

 

Senin mihr ü vefâ gösterdigün ağyâra çoh gördüm

Galatdır kim seni bî-mihr ahurlar bî-vefâ dirler

 

Galat (yanlışlığı yaygın söz ) sözcüğü birinci mısranın sonunda söylenirse sevgiliye, İkinci mısranın başında olursa sevgiliye vefasız diyenlere söylenmiş olur.

 

Yer oldu kulağa bang-ı rıhlet dehr bağında

Ne durmuşsan temaşa-yı gül-i ruhsar yetmez mi

 

Bu beyitte “dehr bağı” sözcükleri her iki dize ile ilgilidir. İlk dize dehr bağı ile sonlanıp, ikinci dize de dehr bağı ile başlayabilir.

 

Sühandır sırr-ı Hak i‘câz-ı Kur’ân

Sühanla sâbit olmuş iddiâdır          Hersekli Ârif Hikmet

 

Söylemez küşmüş bana cânâne söylen söylesün

Neyledüm ol yâr-ı âlî-şâne söylen söylesün   Baki

 

Devâtım oldu çeh-i Bâbil ü sözüm efsûn

Füsûnger-i kelâmım arz kıldı sihr-i halâl   Hayâlî

 

Leblerin yâd eyledi yârin lisân-ı hâl ile

Kıldı bir şîrîn hikâyet gonca-i rengîn-edâ  Bâki

 

Dünya ona etmiş olsa tariz

Eyler bana iftihâr-ı tefviz

Zeylinde durur iken ol takriz

Meydan okurum sühan-ı verâna

 

Bu dörtlükteki târiz ve  özellikle takriz  sözcüğü 2. ve 3. Dizelerin hem alttaki hem de üstteki dizeler ile mana açısından bağlanabilir.

 

KAYNAKÇA 

 

[1]https://www.luggat.com/sihir/2/2#:~:text=sihr%20%2F%20%D8%B3%D8%AD%D8%B1,B%C3%A2t%C4%B1l%20%C5%9Feyi

[2] İskender Pala, Ansiklopedik Dîvân Şiiri Sözlüğü, Ankara, ts. (Akçağ Yayınları), s. 441.

[3] M. ORHAN OKAY, https://islamansiklopedisi.org.tr/sihr-i-helal

[4] Tahir Üzgör, Türkçe Dîvân Dîbâceleri, Ankara 1990, s. 25, 28.

[5] M. ORHAN OKAY, https://islamansiklopedisi.org.tr/sihr-i-helal

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar