Şiirimizde Aylar ve Mevsimler
Divan şiirinde, yıl, mevsim, ay, gün, akşam, gece, gündüz, sabah ve seher gibi zaman unsurları, hem belli bir süreyi, hem de tabiattaki değişimleri ifade eder.
Diğer bir yönden de âşıkların sevgililerinden ayrıldıkları zaman dilimini ve hasretle geçen sürenin ifadesidir. Ayrılık olmuş, ama sevgili ilgisiz kalmış, , hasret hâli uzun sürmüş, [1]günler, geceler, aylar, mevsimler ve yıllar geçmiş, ayrılık hâli ağlama, inleme, feryat ve figanla devam etmiş şekillerinde kullanılan zaman dilimleridir.
Bunun yanısra, bahar, yaza, kış mevsimleri veya ramazan, bayram, temmuz ayları ve bayram, nevruz günleri gerçek anlamlarıyla ve gerçek zaman dilimleri olarak da karışımıza çıkar.
Divan şiirindeki zaman dilimi olarak kullanılan ay, mevsim ve özel günler tasavvuru benzer nitelikleri ile hem halk, hem de çağdaş şiirimizde de kullanılmış ve kullanılmaktadır.
Zaman ve zamanı belirten tasavvurlardan biir olan ay unsuru ile birlikte, seher, gece, subh, sabah, şita, temmuz, hazan, güz, bad- ı saba, dem, vakt, eyyam, cünun, ramazan, hilal, teşrin, nevruz, nev bahar vb kelimeleri ile birlikte ve ilgili olarak düşünülmüştür.
Fasl-ı bahâr bülbül okur şi‘r-i gül redif
Vakt-i sabâh mukri ider hoş salâ seher Necâtî,
Ser-sebz oldı işret-i bagı şu resme kim
Sebz oldı kış u yaz u harifü bahar serv Necati
Neler çeker ramazan içre iyde dek göresin
Nedim terk-i mey-i hoş-güvâr edinceye dek” Nedim.
Muğbeçeye çatan şair, ramazan ayındaki vaziyettinden bir hayli muztariptir.
“Divan şiirinde zaman-tabiat unsurları içinde konu edilen mevsimler, hem bir doğa olayı, zaman dilimi, hem de toplumun sosyal yapısı ve yaşam şartları doğrultusunda yansıtılmıştır. Şairler mevsimlerde yaptıkları işler, bayramlar, düğünler ve çekilen sıkıntılar ifade edilmiş; memnuniyetler ve şikâyetler devlet büyüklerine sanatsal bir ifadeyle sunulmuştur. “[2]
Ol rütbe itdi bu keskin soğuk zemine eser ,
Miyan-ı cuyda gömgök kesildi nilüfer Nedim
Örnekte görüldüğü gibi kış - şita- mevsimi kendi özellikleriyle yansıtılmıştır.
Mevsimler ve aylarla ilgili şiirlerde kimi şairler farklı hayaller kurmuşlar hem gerçek hem de mecaz anlamalara gelebilecek şekillerde tahayyüller veya hüsnü taliller yapmışlardır.
Gül tutdı kulak lâle açup ağzını kaldı
Gülşende seher kıssa-i câm-ı Cem açıldı Nev'i
" Seher vakti gül bahçesinde Cem’in kadehinin hikâyesi anlatılmaya başlandı; gül de kulak kesilip açıldı. lâlenin de ağzı açıkta kaldı”
Nevi'nin bu şiirinde gül'ün ve lalenin baharda ve sabah vaktinde açmalarına güzel bir güzel bir sebep bulunmuştur.
Divan şiirinde kullanılan zaman dilimleri ve mevsimler içerisinde genellikle bahar, nevruz ve ramazan ve temmuz ayları üzerinde durulmuş genellikle diğer aylardan ve mevsimlerden çok söz edilmemiştir. Sözü edilen mevsimler genellikle gerçek anlamaları ile de kullanılmış, diğer mevsimler ve aylar genellikle sevgiliden ayrı geçen zaman dilimleri olarak kullanılan aylar ve günler olarak geçiştirilmiştir.
Divan şiirinde tabiat oldukça önemli bir konudur. Divan şiirinde zaman ay ve mevsim kavramları çoğu kez de tabiattaki dönemleri belirten unsur olarak kullanılmış en çok da bahar üzerinde durulmuştur. “Baharı konu edinen şiirler, sadece baharın getirdiği coşkunluğu, canlılığı anlatmakla kalmaz; gelenek ve göreneklerden, askeri yapıya kadar pek çok alana ayna tutar ahar, divan şiirinde deliliğin arttığı mevsim olarak söz konusu edilmiştir” [3]
Ko çogalsun ruhun üstinde perîşân zülfün
Çün kim eyyâm-ı bahâr olıcak artar sevdâ (Necâtî Beg,)
“Bırak yanağının üstünde dağınık saçların çoğalsın. Çünkü bahar mevsimi geldiğinde insanın sevdâsı artar.”
Muanber sünbülünden almadan bû olmadum rüsvâ
Bu rüsvâlık bana senden degül bâd-ı sabâdandur (Fuzûlî, s.48, G. 80/4)
“Senin sünbüle benzeyen amber kokulu saçından koku almadan âleme rezil olmadım; bu rezilliğin sebebi ise sen değil, sabah rüzgârıdır
Divan şiirinde en popüler zaman dilim ve ayları bahar mevsimidir. Bahar, nevruz, gül, gül zamanı, bahar eyyamı, vb olarak zikredilir. Bahar vakti, Gül -bülbül- şarap , işret , lale, nergis, bağ bağban, nuş etmek vb ile birlikte kullanılır.
Baharun zir-i bar-ı minnet-i nevruzı olmakdan
Hararet-dide-i eyydm-ı bahur olmamuz yegdür Nabi
Yek-tavr ile bahar u hazanım geçer gider
Hecr ü keder ne işler eder yaz II kış bana Erzurumlu Zihni
Gül mevsiminde tevbe-i meyden benim gibi
Zannım budur ki sen de peşîmânsın ey gönül Nedim
(Ey gönül! Gül mevsiminde içki içmeye tövbe etmekten sanırım sen de benim gibi pişmansın.)
Rakibe yaz mevsimi gibi mülayimsin sen
Bize şimal-i zemistan gibi mizacun serd Behişti
İlac-ı derd-i ser etsin div-i tabib-İ zaman
Bu demde var ise pilr tab-ı ıztırab olmuş Naili
Divan edebiyatında ay ve mevsimlerle ilgili yazılmış olan müstakil şiir türleri, kaside bölümleri veya bir bütün eser olarak yazılmış şekilleri de vardır. Divanlarda şitâiye, nevrûziye, bahariyye, temmuziye, ıydıyye başlığı taşıyan kasideler olduğu gibi redifleri şitâ veya nevrûz olan gazeller de vardır. Örneğin kasidelerin teşbib bölümlerinde yaz mevsimini konu alan şiirlere Temmuziyye, Nevruzu konu alanlara nevruziye , ramazanı konu lan kasidelere ramazaniye, ıydiyye ( bayram) , sayfiye, şitaiye ( kış) kar ile ilgili olanlar berfiye gibi adlar verilmiş, Ramazaniye gibi müstakil bir tüm eser olarak da eserler yazılmıştır.
Mevsimler, aylar, günler veya zamanı ortaya koyan diğer unsurlar elbette ki halk ve günümüz şiirinde de kullanılmıştır. Konu çok uzayacağından ve zaten halk günümüz şiirinde ne şekilde kullanıldığına dair izahatlar ve örnekler gerekmeyeceğinden konuyu burada kesmekle yetineceğiz.
KAYNAKÇA
[1] Hüseyin GÜFTA, DİVAN ŞİİRİNDE VAKT-İ SEHER, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi h Volume: 3 Issue: 15
[2] Abdulkadir ERKAL, DİVAN EDEBiVATI'NDA TEMMUZİYEVE VE MUSTAFA SAMi'NiN TEMMUZİYESİ, https://www.turkiyatjournal.com/Makaleler/1101559039_4.%20D%C4%B0VAN%20EDEB%
[3] Zehra GÖRE, DİVAN ŞİİRİNDE “CÜNÛN EYYÂMI” OLARAK BAHAR, https://www.turkishstudies.net/Makaleler/645515405_gorezehra.pdf