Şiirlerimizde Sevgilinin Saçları Saç ile İlgili Tasavvurlar
Divan şiirinde saç ile eş anlamlı olan veya saçları ifade etmek için kullanılan sözcükler şunlardır. Mû ( mûy, saçın teli ) gîsû (omuza dökülen saç, uzun saç ) , zülf ( saç, yüzün iki tarafında sarkan saç bölükleri ) kâkül ( çiçek destesi), zülfe ( püskül) , külâle (kıvırcık saç, kâkül, çiçek destesi ) turra ( kargaşa, saçın arkadan bağlanan şekli ) ve perçemdir. Saç yerine bu kelimelerin yanı sıra saça benzetilen kement, mar, sümbül, zünnar vb. sözcükleri de kullanılmıştır.
Saç divan şiirinde sevgili tasavvuru ile alakadar olarak karşımıza en çok ve en sık çıkan unsurlardan biridir. Divân şiirinde şairlerin, sevgiliden söz ederken üzerinde en çok durdukları şey sevgilin saçları ve gözleridir. Saçlar bazen gözleri de kapatır. Saçlar ve gözler aşığı esir etmek veya aşığı yok etmek için bazen birlikte hareket eder. Âşıklar için sevgilin saçlarına bağlanmak hem en çok arzu edilen, hem de en çok şikâyet edilen bir durumdur. Sevgilinin saçları ve gözleri bazen birbirleri ile ilişkili olarak karşımıza çıkar. “Saçlar, âşığı cezbeden aynı zamanda da eziyet eden özellikleriyle karşımıza çıkar. Âşıklar için saçlar yakalanmaktan, bağlanmaktan kaçılamayacak bir güzelliktedir.” [1] Âşık böyle bir güzelliğe bağlandığı için çok hoşnuttur ama sevgilinin vefasından mahrum kaldığı için de aşırı şikâyetçidir. Saçların şeklinden, renginden, kokusundan ve diğer özeliklerinden şikâyet etmek veya bunlarla ilgili tasavvurlar oluşturmak çoğu kez kalıp unsurlar veya mazmunlar şeklinde olabildiği gibi bazen de özgün benzetmeler ve hayaller şeklinde olur.
Olmazdı dil o kâkül-i fettâna giriftâr
Bin fitne nihân olmasa zîr-i külehinde Nefî
Saç divan şirinde zülüf, perçem, kâkül, karanlıklar ülkesi vb olarak karşımıza çıkar. Sevgilinin saçları kement, ip, rişte, kol bağı, darağacı ipi, kırbaç gibi özelliklere bürünür. Saçlar, aşığı yakalar, kement olup aşığı kavrar ve esir eder. Darağacının urganı olup aşığın boynuna geçer ve aşığı telleri ile asıp idam eder. Âşık sevgilinin saçlarında idamlık gibi sallanır. Saçlar gaddar bir avcı olan sevginin kemendi veya kırbacıdır. Aşığı kemendi ile avlayıp, kırbaç gibi tasavvur edilen saçları ile yaralayıp yakalar.
Sevgilin saçları, perişân, dağınık, uzun, karanlık hallerde bulunabilir. Bazen de zincir ve sırma gibi örülüdür. Hangi halde olursa olsun saçlar aşığı her şekilde aşığın aklını başından alacak ve onu tutsak edecek durumdadır. Saçların her hali âşık için bir tehlike arz eder. Saçların şekli, rengi kokusu âşık için tehlike oluşturur. Sevgilinin saçları aşığı müptela eden çekici kokular saçar. Bu kokular, misk ve anber kokularından da güzeldir. Sevgilinin saçlarındaki kokuyu aşığa ulaştırmakla görevli olan saba yeli ve rüzgâr gibi haberciler veya işbirlikçileri de vardır. Yel ve rüzgâr bu kokuları alıp uzaktaki aşığa götürür ve aşığı mest ederler.
Divan şiirinde sevgilinin saçları daima kap karadır. Sadece Nedim’in bazı şiirlerinde sarışın veya kumral olabilmiştir. Saçlar daima simsiyahtır. Saçlar çoğu kez zincir bend gibi örgülü, fes veya ferace altında da olabilir. Ancak çoğu kez de Ay gibi parlak tasavvur edilen hatta Güneş’ten de ışıltılı sevgilin yüzünü kapatabilir. Bazen de sevgilinin gözleri üstüne düşer.
Hasretiyle özünün yüzünü jeng eyledi ay
Gördü kim gün yüzüne zülf-i perîşân dökülür Şeyhî,
Geleneğe göre saç her ne kadar örülü, fes veya ferâce altında gizli; sarışın, kızıl vs. renkli ise de divan şiiri onu daima kara ve dağınık görür ve gösterir.
Sevgilinin saçları çok çeşitli şeylere benzetilir. Sevgili, aşığı avlayan bir avcı iken saçları, kement, rişte, mar, ejderha, zincir, çevgan, olta, ağ, dâm, dâr ( darağacı) çenber, halka, halhal, çember, cadu, darağacı ip, urgan ( resen ) , halat ( risman), rişte ( ip ), yağlı ip, bend, deste, fitil, târ, silsile (müselsel), kemende benzetilir. [2] Avcı sevgili saçlarıyla âşık ile çevgan oynar gibi oynar, ona dâm ( tuzak ) kurar.
Arzû-yı dâne-i hâl-i ruhunla âkıbet
Düşdi hayfa mürg-i dil sayyâd-ı zülfün dâmına Bâkî
Dil ki ser-menzili ol zülf-i perîşân olmuş
N’ola cürmü ki asılmasına fermân olmuş Fuzuli
Sevgili bir büyücü gibi tasavvur edildiğinde sevgilinin saçları sihir, cevr, Harut ve Marut, hemayil, cim, dal, lam, fitne, bela, cevr gibi sihir ve büyü ile alakalı şeylere benzetilir.
Zikr-i lebinde zülfüne cân oldu destres
Anun kimi kim okuyup efsûn yılan tutar Fuzûlî
Sevginin saçları aşığın gönlünü çaldığında hırsız, yankesici, hilekâr, hilebaz, fitne çıkaran, ayyar eşkıya vb. dir.
Zülfün izâra dökme beni sayd-ı bend içün
Kılmam girifte gönlümü öyle kemende bende Enderunlu Vâsıf
Sevgilinin saçları şekil yönünden: Resen, silsile, mâr, ejderhâ, su'bân, zehr, çevgân, âb-ı revân, tûl-i emel, ömr-i câvidân, kıssa, yol, tesbîh, fetîl, kandil, râyet, şehper, berg, Kâ'be örtüsü, seccâde, nikâb, zırh, câme, sâyebân, çengâl, fitrâk, na'l, akrep, nerdüban, hat, ukde, sünbül, hûşe, cârûb, çeri, kalem, nâme, heykel, bağbân, nakkaş, kâm-rân, hırsız, şahbâz, tâvus, Hümâ, ebr, mahşer, rivâyet, bid'at, ahd, ferzâne, İbrahim vs. benzetilir. [3]
Sevgilin saçları kokuları yönlerinden: Misk, nâfe, anber, “semen, ud, âbir, galiye, nükhet, şemîm, râyiha, micmer “ [4] benefşe, gül, sünbül, şebbûy, semen, reyhân, karanfil, leylâk-zâr, ıtr, attâr, gül vs. benzetilir. Misk ve amber kokularının vatanı olarak düşünülen Çin, Hıta (Hatâ), Hoten (Huten), Tibet, müşg-i Buhâra, Tâtâr’a ise dolaylı olarak misk, ahu ve amber yerine kullanılmış olur. Sevgilinin saçları tüm bu kokular ile kıyas edilir. Sonuçta sevgilinin saçları tüm bu kokulardan veya güzel kokuları işaret eden her şeyden çok çok daha güzel kokar.
Dest-i sabâ saçını dağıttıkça sanırım
Bezm-i bahârda saçıtırır müşg-i nâb gül Ahmed Paşa
Sevgilinin saçları renk yönünden: Gece, Leylâ, leyi, şâm, şebistân, zulumât, mağrib, duman, sâye( gölge) Şebdîz, şeb-rev, dâğ, menekşe, ebr ( bulut), Hind, Hindistan, hindû, küfr, kâfir, Frengistan, Kâfiristan, Zülumat ülkesi, zindan, karga, bîdin, bütperest, zünnâr ( papazların kara kuşağı) ,[5] sevdâ, esved, belâ, süveydâ, tuğra, zıll[6] vs.ye benzetilmiştir.
Ancak sevgilinin saçları kıyas için kullanılan bu kara şeylerin hepsinden de simsiyahtır.
Ey musavvir yâr timsâline sûret virmedün
Zülf ü ruh çekdün velî tâb u tarâvet virmedün Fuzuli
Hâl kâfir zülf kâfir çeşm kâfir el-amân
Ser-be-ser iklîm-i hüsnün kâfiristân oldu hep Nedîm
Mektebde ağzı misk kokar tıfl-ı turre kim
Zülfünden ilm-i sihr içün âheng-i çîn eder Şeyh Gâlib
Âşiyârı-ı mürg-i dil zülf-i perîşânındadır
Kande olsam ey perî gönlüm senin yanındadır Fuzûlî
Değmesin ellerin kâkül-i dildâra sakın
Sonra Mansûr gibi çıkman olur dâra sakın Şeyh Gâlib,
Tâvûs-ı rûh mu çemen içinde perçemin
Yâ kuds-i şâhbâz ki âlem-şikârdır Şeyhî.
KAYNAKÇA
[1] Erdoğan ULUDAĞ, BİR GÜZELLİK UNSURU OLARAK FUZÛLÎ’NİN
GAZELLERİNDE SAÇ, Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları Dergisi [ESTAD]
Cilt: 3 Sayı: 1 Şubat 2020 ss. 241-294
[2] Kürşat Şamil ŞAHİN, “SEVGİLİNİN GÜZELLİK UNSURLARINDAN SAÇ VE SAÇIN ÂŞIK
ÜZERİNDEKİ ETKİSİ,” Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume6/3 Summer 2011, p.1851-1867 TURKEY
[3] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, s.398
[4] Kürşat Şamil ŞAHİN, “SEVGİLİNİN GÜZELLİK UNSURLARINDAN SAÇ VE SAÇIN ÂŞIK
ÜZERİNDEKİ ETKİSİ,” Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume6/3 Summer 2011, p.1851-1867 TURKEY
[5] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, s.398
[6] Erdoğan ULUDAĞ, BİR GÜZELLİK UNSURU OLARAK FUZÛLÎ’NİN
GAZELLERİNDE SAÇ, Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları Dergisi [ESTAD]
Cilt: 3 Sayı: 1 Şubat 2020 ss. 241-294