Yazıda “ William Golding’in Sineklerin Tanrısı, Lord of the Flies” romanı hakkında bilgiler, romanının özeti, romanın konusu, ana fikri, romanın kahramanları, romanın olay örgüsü, romanın yazarı, “William Golding’in Sineklerin Tanrısı, Lord of the Flies” hakkında bilgiler “Sineklerin Tanrısı, Lord of the Flies “ romanın şahıs kadrosu yazarın diğer romanları, “William Golding’in Sineklerin Tanrısı, Lord of the Flies “ adlı eserden alıntılar yer alır. Eser hakkında yorumlar, romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
ESERİN YAZIMI BASIM ÖYKÜSÜ
Sineklerin Tanrısı, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi de olan meşhur İngiliz romancı ve şairi William Golding’in bir romanıdır. Goldıng’ın bu romanı 1954 yılında yazılmış alegorik bir romandır. . Özgün adı Lord of the Flies olan roman Türkiyede özgün adının tam çevirisi olan Sineklerin Tanrısı veya özgün adından farklı olarak İşte Bizim Dünya adıyla yayımlanmıştır.
[1]
Eserin konusu yakın bir gelecekte olmuş olduğu varsayılan bir nükleer savaşın içinde geçmektedir. Bu roman yazarın R. M. Ballantyne’ın yazmış olduğu Mercan Adası adlı romanına karşıt bir konuyu ele alır. Mercan Adası’nda çocuklar ve gençlerin kökenlerindeki iyiliği keşfetmelerini anılırken bu romanında ise insanlığın doğalarında var olan vahşi yanlarına ortaya çıkarmalarını konu edinmiştir. II Dünya savasşı esnasında gördüğü vahşetin tesirinde kalmış olan William Golding, bu kitabı, insanın doğasında, kökenlerinde ve yüreklerinde var olan kötülüğü irdelemek için yazmış olmalıdır.
Bu eser yazarına Nobel ödülü kazandıran eserlerinin başında gelmektedir. Eser yayımlandıktan sonra çok satanlar listelerinin başında bulunmuş gördüğü alaka sonunda eser 1963 yılında İngiltere de Peter Brook tarafından filme de alınmıştır.
R. M. Ballantyne’ın Mercan Adası gibi eşsiz bir mercan adasının cenneti andıran ortamında başlayan bu roman, çağdaş toplumlardaki çöküntünün, insan yaradılışındaki köklerini göz önüne sermek amacıyla Mercan Adası’ndaki duygusal iyimserlikten apayrı bir yönde gelişir. Uygar insanın yüreğinde gizlenen karanlığı deşerken Sineklerin Tanrısı; daha çok Conrad’ın kısa romanı Karanlığın Yüreği’ni andırır. Golding’in romanındaki çocuklar da başlangıçta tıpkı Kurtz gibi, uygar toplumun baskılarından uzak bir örnek düzen kurmak isterlerken, gitgide hayvanlaşır, korkunç bir kişiliğe bürünürler. Bu yönüyle Sineklerin Tanrı’sının Mercan Adası ile öbür ıssız ada serüvenlerinden ayrıldığı en önemli nokta, ıssız ada yaşamının çetin güçlüklerini ya da mutluluğunu anlatmaktan daha çok, bir insanlık durumunu, kişiler arasındaki çatışma aracılığıyla ortaya koymaya çalışmasıdır. -Akşit Göktürk- (Arka Kapak)
[2]
YAZAR HAKKINDA BİLGİ
William Golding 1911 yılında Cornwallda doğdu. Oyuncu, öğretim görevlisi, denizci, müzisyen ve son olarak okul müdürü sıfatlarıyla çalıştı.1934te Poems adlı ilk kitabını yayımladı.1940 yılında Kraliyet donanmasında görev aldı. 1954te yayımlanan ilk romanı Sineklerin Tanrısını kaleme aldı. 1961 yılında öğretmenliği bıraktı ve kendini tamamen yazmaya adadı; Kule ve Çatal Dilde dâhil olmak üzere toplam on iki roman yazdı. Sineklerin Tanrısı 1963 yılında Peter Brook tarafından filme alındı.1983 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldü. Golding 1988 yılında Sirünvanını aldı.1993 yazında hayata gözlerini yumdu.
KONUSU
Sineklerin Tanrısı, günümüzde bir atom savaşı sırasında, ıssız bir adaya düşen okul çocuklarının, uygarlığın sağladığı tüm medeni yönlerden koparak, insan yaradılışının temelindeki vahşiliği ve vahşetin çirkin yüzünü ortaya koymalarını dile getirmektedir.
KİTABIN ANA FİKRİ:
Lider olmak duygusu ve bu amaç için diğer rakipleri yok etmek güdüsü insanların vahşi doğasında vardır. Doğasındaki liderlik duygusunu kuvvetli hisseden insanlar dost kazanmak ve düşmanı yok etmek için her şeyi yapar. Medeniyet insanın vahşi doğasını örten bir örtü gibidir. Şartlar elverir elvermez, insanın vahşi tarafı aniden ortaya çıkar.
KAHRAMANLAR
- RALPH: Kendine güveni olan uzlaşmacı bir lider olarak görünür. Toplanmaların başladığı sırada gösterdiği soğukkanlılık sayesinde karizmatik bir kişilik olarak ortaya çıkar.
- SİMON: Sezgileri sayesinde olayları önceden görüp grubunu uyaran altıncı hisleri güçlü bir gençtir.
- DOMUZCUK, Doğruyu ve yanlışı mantık süzgecinden geçirirken mantığına uyanlardan yana olana ama korkularına yenilmesiyle sonu ölümle biten gençtir.
- JACK: Her şeye farklı bir bakış açısı kazandıran doğal liderliğini sürdürmek isteyen lider durumda iken u-yönetilmeye başlayan savaşçı biridir.
Issız bir adaya düşen dört kişilik bir çocuk grubu yaşam savaşı vermek için kendi aralarında iş bölümü ve uyum sorununda anlaşırlar. Bu gruba adanın başka köşelerine düşen çocuklar da katılınca, yönetim ve liderlik konusu ortaya çıkar.. Kargaşanın çözümünü lider seçmekte bulurlar. Sonunda lider olarak Ralph’ı seçerler. Domuzcuk lakaplı çocuk bulduğu deniz kabuğuyla bir anda dikkatleri üstüne çeker fakat lidere bu kabuğu kaptırınca üzerindeki tüm dikkatler de bir anda dağılır.
Bununla beraber Katolik Lisesi öğrenci grubunda deniz kenarındaki gruba yaklaşır ve bu gruba katılırlar. Liderlik ciddi anlamda sorun olmaya başlar. Çare olarak ise liderliği bölmekte bulurlar. Avcılıkla ilgili konuları Katolik Okulu başkanı olan Jack’e verirler. Çocuklara (küçük olanlara) bakma görevini Domuzcuk’a verirler.
Önceliği karın doyurmaya, yatacak barınaklar ayarlamaya, korunmaya ve kurtulmaya ayırırlar. Kurtulmak için dağın en tepesine ateş yakmayı planlarlar ve bunun sorumluluğunu avcılığı üstlenen Jack’e kabul ettirirler. Ne de olsa avlanırken ateşe de bakabilir düşüncesi hâkimdir. Yemek ve yatma ile ilgili işlerde sahilde kalan gruba düşer. Ateşin başındaki nöbetin aksadığı bir anda, adaya yakın bir yerden gemi geçer ve ateş söndüğü için adadakileri göremezler. Sonunda zincirler kopar ve adadaki çocuklar iki gruba ayrılırlar. Bir yanda Ralph diğer yanda Katolik Okulu başkanı Jack. Jack ve onun grubunda olan çocuklar dağa çıkar ve Ralph ve Ralph’in yanında bulunan çocuklara düşmanca tavırlar takınırlar. İki tarafın da belli başlı eksikleri vardır. Bunları tamamlamak için karşılıklı karşılaşmalar olur ama bu karşılaşmalar da sonuçsuz kalır. Simon’un bir gece ormanda gezerken gördüğü canavar (paraşütçü) onun sahile kadar kaçmasını sağlar. O sırada sahilde bulunan ve canavar için çözümler arayan Jack ve Ralphin grubu Simon’u görünce karanlığın da etkisiyle canavar zannedip linç ederler. İki grup Simon’u öldürdüklerini anlayınca tekrar ayrılırlar. Tekrar barışmak için çaba harcayan Ralph ve Domuzcuk, dağdaki kalede kalan Jack ve grubunun yanına giderler. Domuzcuk, Roger’in tepeden üzerine yuvarladığı kaya ile birlikte uçurumdan yuvarlanarak denizdeki kayalara çakılıp ölür. Ralph ise kaçıp çalılıklara saklanarak kurtulur. Jack ve grubunun Ralp’ı öldürmek için tekrar aradıkları sırada adaya bir gemi yanaşır ve çocukları kurtarır.
Sineklerin Tanrısı, Liderlik savaşının insanların doğal yapısında olduğunu ve bunu kazanmak içinde dost kazanma ve düşman kaybetme (gerekirse yok etme) yöntemlerini uygulamasını gösteren bir roman. Gruplaşmaların temelinde insanın en derinlerinde saklı pırıltıları ve kötülükleri meydana çıkarma uğraşındaki insanları betimliyor.
[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Sineklerin_Tanr%C4%B1s%C4%B1
[2] Sineklerin Tanrısı, Lord of the Flies, William Golding İş Bankası Kültür Yayınları / Modern Klasikler, Çeviri : Mina Urgan, İstanbul, 2006
[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/Sineklerin_Tanr%C4%B1s%C4%B1