20.06.2020
SINIRLAR AÇILDI
Üç ay bir hafta sonra Almanya’ya gidebildik. “Bu kadar önemli miydi?” diyebilirsiniz. Benim için de önemli değildi. Büyük alış verişimizi -daha ucuza geldiğinden- Almanya’dan yapıyorduk. Pandemi öncesi, herkes her şeyi stoklarken, biz normal yaptık alış verişi. Sonra sınırlar kapandı. Noolacak canım İsviçre’de market mi yok, üstelik her yerden daha kaliteli... Yiyecek-içeceksiz kalmayız ya... Kalmadık da...
Bugün Almanya’ya geçince evde olanlardan değil, olmayanlardan almayı düşünüyordum. Bir şeyleri abartmaya gerek yoktu... Zaten ne olacak ki biz koskoca karantinayı atlatmışız.
Almanya marketlerini özlemişiz. Özellikle Almanya’daki Türk marketlerini özlemişiz... biraz daha ucuz olduğundan değil, biraz daha bizden olduğundan.
“Selamün aleyküm”ler, “Aleyküm selam”lar, “Vallaha özlemişiz, gözlerimiz yollarda kaldı”lar, “Siz mi biz mi... biz de özledik”ler, “Kolay gelsiin”ler, “Hoş gelmişsiniz”ler... Bulgurlar, kuru fasülyeler, tarhanalar... Sınırı geçip Almanya’ya değil, boyutları geçip memlekete gelmişiz.
Elimde market arabası, koşa koşa çekirdeklere yöneldim. Sonra kahvelere... “Ayy damla sakızlı Türk kahvesi bitmemiş olsun lütfen lütfen... heyyy burda yaşasııın... evdeki bitmesin diye öbür kahveyle karıştırıyor, azar azar pişiriyordum.” Abartmıyorum, aradığım kahveyi bulunca, cebimdeki yedek maskeyi mendil yapıp halaya duracaktım nerdeyse.
Sonra... peynirler... aman İsviçre’den gelmiş insan, peynir için Türk marketine girer mi?... Girer... Kars kaşarı, Ezine beyazı, İzmir tulumu hangi İsviçre reyonunda var? Hele bir de Kayseri’nin ürünleri (O konuya fazla girmeyim.)... Farkına varmadan doldurmuşuz arabayı.
Herkes karantina öncesi abartmıştı, biz de alış verişi, karantina sonrası abarttık, bizim ruh halimiz de böyleymiş.
Hepimize geçmiş olsun...
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın