(SİZ) NASILSINIZ?

14.11.2016
"Nasılsın" diyor, muhabbeti az olan ve dinlemekten çok anlatmayı umanlar. "Nasılsınız" diyor biraz hâlden ve nezaketten anlayanlar.
Cevaplıyorum ama yine de ben sevmiyorum bu tür soruları.
Daha doğrusu usûlen yani samimiyetten uzak olan her tür yaklaşımları.
Fakat, gerçek bir nezaket ile devam ederek aklımdan geçenleri olduğu yerde bırakıp kalbime geçerek dilime sen söyle diyorum içten sevecenlikle, 
ve...
Rabbime çok minnettarım, şükür diyorum, çok şükür İyiyim. Kötü olmak ne haddimize...
Asıl sizin duymak istediğiniz nedir diyemiyorum tabi.
Aslında  "sen nasılsın" sorusuna onun ihtiyacı olduğunu çok iyi bilirken ben nasıl kötü olabilirim ki diyorum yine içimden kendime.
İşte böyle...
Bazılarımız güçlü ve hep iyi olmak durumundalardır mecburen. Birisi taşın altına koymalı değil i?
Ya da çivisi düşmesin diye dünyanın göz kulak kesilmeli.
Farkındalık meselesi ya hani...
Çünkü, mutsuz olmak lükstür "neden ve niçin"inini bilene, kalemin ve kelamın manasına vakıf olana ve ihtiyacını ihtiyaçsızlıkta bulanlara...
Nöbete kalmış ecza dükkânı gibi hep açık durmalı kapıları, eksik olmamalı güler yüzlü merhabaları ve dahi hep hazırda bulunmalı bir dilim limonlu demli çayları...
 
Dilimin ucundakiler

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar