SON AYAK İZİ

09.02.2020

Ölümün kutsallığını tartışan üç yabancı:
Esrik gölgelerin muhatabı tek düze yakarış:
Aşka kükreyen bir düş cambazı gibi
Elleriyle ittiği gelecek ve mahzun gözyaşı.
Bedellerine yenik düşen özürler saklı gök kubbede
Sırat Köprüsünü geçmeye çeyrek kala
Sözleşen yer ve gök
Belki de kıyamet alameti idi bunca yoldan çıkmış
İnsan ve ihanet.
Teyakkuzda bir imleç:
Noksanlar pazarında küredikçe nefsini
Ne çok ihtimal bir içimde
Soyutlarken aşkı ve sevgiyi.
 
Gün müydü mimlenen?
Ve kükreyen gözyaşı?
Sorulara gebe evren,
Delik ceplerinden firar eden
Nice muhteva:
Hani söz birliği etmişçesine ay ve yıldızla
İç içe aşk;
Dip dine yalan ve gerçek.
İçtimada duygular
Sabaha ne gerek?
Yeter ki fıtrat ulaşsın huzura.
 
Ekseni kayık şarkılar
Yıldızlı gecelerde ötüşen çapkın kumrular:
Bir serenat kimi zaman yoldan çıkan
Belki de bir kıyım,
Yalanlara zemin hazırlayan timsah gözyaşı.
 
Ukde kalanla ufkunda karşıladı aşkı ve cefayı
Kimi zaman kindar zaman
Kılıksız bir hecede
Soyutladı nefsini
Aşka delalet o hasret
Çıkarken ayyuka
Sevdiği kadar yoksunlukta nöbet tutan bir şahika:
Pervasız gölgelerden alıp da hıncını
Tünediği akasya ağacında
Dillendirirken muradını.
 
Köhne bir lahit
Kulaklara küpe ölüm ve acı
Kılıktan kılığa giren zemheri
Tutuşan yasına kefen bildi özlemi kimi zaman
Tetiklenen hüznüne sahip çıkandı sadece Yaratan
Kumda kalan son ayak izi
Ölümü kovalayan bir ferman
Sağdıcı idi madem günahların
Hiç uğruna sustu yürekteki son çığlık
Devşiren güne feveran eden bir latif rüzgâr
Ölümlü fani ve bitimsiz imtihanı.
 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar