11.01.2013
Kırık kalpleri onaran bildik bir usta tanıyor
musun dostum?
Yağmurun rüzgârla dans ettiği havada, üşütmeyen
bir parkan var mı?
Efkârın delibaş olmuş dağ doruklarında gezerken, bu
efkârı dağıtacak tütünün var mı?
Kaçmış uykularını birer birer çağıracak,
eskilerden kalma bir sevda ninnisi bilir misin?
Ya ayrılığın ateşini söndürecek kadar su bulabilir
misin?
Ne küserim bu dünyaya, ne kızarım kendime, nede
pişmanım seni sevdiğime.
Cahilliğime veririm, aldanmışım derim, şu koca
dünyanın renklerine.
Yarım ada gibiyim, sanki bir yarım bende, bir
yarım sende.
Kaç asır geçerde ben görmem, ada gibi ada olayım,
denizlerin değil okyanusların dibinde.
Yeter! Parsellenmedik yer kalmamış! Zıpkınlanmadık
sevdada.
Her nereye baksam, bir tutam mutluluk bir tutam
acı,
Belki tuzu biberidir bu dünyanın,
Yalanda olsa mutluluk gözyaşları…
Dostum, çok yoruldum! İnan ki, çok yoruldum!
Anladım ki ben, en çok kalbimi yordum.
Seferdeyiz değil mi dostum? Herkes gibi bizde
seferde,
Ne ayaklarımda kalmış derman nede gözlerimde,
Bak! Peşin peşin söylüyorum yarıda kalacağım,
bırak beni!
Taşıyamazsın! Kalbim iflasın eşiğinde.
Buraya kadarmış dediğim günü bir bilsem! “elbette
Allah bilir”
Bir bilsem yeniden,
Yani sil baştan gelebilsem dünyaya, çırılçıplak,
ağlayarak, kan revan içinde.
Bir bilsem yeniden çekeceğim bu acıları!
Yine severdim be dostum! Hiç düşünmeden, öyle saf
öyle temiz öylesi çocuk kalbimle…
Ben, benden geçtiğimde anladım, sevda harında
yanmanın yaşamak olduğunu.
Yaşamanın mutluluk değil! Gözyaşın da saklı
olduğunu,
Acılar, rüzgârlar kadar asi olsa da, ben, onsuz
kalınca anladım yaşamanın üşümek olduğunu.
Hani kuşlar ölürken ağzını açar ya! Son bir kez
daha nefes almak için
Ben her nefeste öldüm be dostum!
Yanımda onca insan varken “ O!” olmadığı için!
Hayalleriyle yaşamayan bir insan, ne demek, ne!
Her gerçek, öncesinde hayal değildi de ne!
Ölüm değil mi ki, öncesinde gelip çatmadan, hayal
gibi gelen…
Sonra ölüm geldiğinde, hayallerim gerçek oldu diye
sevinen,
Kim var ki dostum! Kim! Ama kim! Söyle kim!
Umut, bazen bulut olur… Bazen ekmek, bazen de
yitik bir sevda… !
Biz kaderciyiz değil mi dostum? Hem de sonuna
kadar, yani inandığımız kadar!
İşte! Kader, kiminin yolunu uzun tutar… Kimininkini
kısa.
Bak! Peşin peşin söylüyorum yarıda kalacağım,
bırak beni!
Taşıyamazsın! Kalbim iflasın eşiğinde.
Hangi yolun kısasındayım bilmem… Sürüne sürüne bu
sevda peşinde,
Güzel dostum, bir Allah bilir! Hangi insan yanar
cehennem ateşinde.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın