Osmanlıca yazılışı: sünnet : سنت
Sünnet Arapça kökenli bir sözcüktür. Sünnet sözcüğünün çoğulu ise “ sünen “ dir.
Sözlüklerde Kanun, yol, âdet. İyi ahlak, âdet, “izlenen yol, yöntem, örnek alınan uygulama, örf ve gelenek” anlamları ile tarif edilir.
Sünnet İslamiyet’te” Resûl-i Ekrem’in yolunu izleme “ manasında bir terim olarak da kullanılır. Terim anlamı ile: Hz. Peygamber'in Müslümanlara söz ve hareketleriyle yapılmasını emir ve işaret ettiği hususlar; “Resûlullah’ın söz, fiil veya tasvipleri” ; söz, fiil ve hareketlerine dayanan prensipler demektir.
Sünnetler Kur'ârı-ı Kerîm'den sonra gelen dinî hükümlerdir. Ehl-i sünnete mensup olan hadis âlimlerinin çoğunluğu sünnet ile hadisi eş anlamlı görmüşler; sünneti, hadis veya hadislerin fiiliyata dökülmesi olarak kabul etmişlerdir. Ehl-i sünnet taraftarları hadis ve sünneti, Kuran'ı açıklayıcı bir hüküm veya emir olarak görmüşlerdir.
Ehl-i sünnet : “İslam’ın temel konularında Hz. Peygamber ile ashabının takip ettikleri yolu benimseyenler”
Sünnet-i gayr-i müekkede: Hz. Muhammed’in ara sıra yaptığı (namazda uzun okuma, ikindi ve yatsı namazlarının ilk sünnetleri gibi) sünnetler
Sünnet-i müekkede : Hz. Peygamber’in devamlı yaptığı (sabah, öğle, akşam namazlarındaki) sünnetler)
Sünnat-i gayr-i müakkede: Şia'nın haricindeki İslâm mezheplerine mensup olan çoğunluk.
Sünnet- i kavliyye: Peygamberimizin sözleri
Sünnet-i fi'iliyye: Peygamberimiziyaptığı filler
Viicûb-ı sünnetine Mustafâ'nın etti şurû'
Düzeni çerh-i felek gibi meclis-i a'zam Yahyâ Bey
Günde istiğfarı yüz kez eyle çün sünnettür
Vermez istiğfar eden kullarına Mevla hûn AHMED KUDDÛSÎ
Bu aşkı farz vacip sünnet ise de
Çekilecek sefil başta hal değil
Boyu fidan gibi servi ise de
Meramımca meyve verir dal değil Seyrani