Anlam veremediğim zamanlar oldu. Sebepsiz gözlerim doldu. Fazlasıyla üzdüler beni. Sanki kafama vura vura öldür diyorlardı, içimde seksek oynayan seni. Söylesene sensiz nasıl gülerdi bu deli. Dinlemediler kalbimden yükselen çocuk sesini. Ayıp dediler, kızsın dediler, sus dediler; sustum. Artık büyüdüğüm için kahkahalarım hep kısık olmalıymış, kötü kadınlar gülerken kahkaha atarmış. Sonra ağlamak da ayıpmış, küçük bir tebessüm ardında çekmeliymişim acılarımı. Dik dik bakıyormuşum insanlara, kız dediğin başını önden kaldırmazmış. Büyüdüm, gülüşlerimi kısa kısa, gözyaşlarımı içime akıta akıta büyüdüm. Büyüdükçe dedem gibi biri oldum. Tam kahkaha atacağım vakit, ayıp dedim, sustum. Sokakta eteğime dolanan miniklere bile çattım kaşlarımı, korkuttum. Seni koruyamadım. İçimde gülmek için direnen seni susturdum. Şimdi sana ihtiyacım var. Kendimi bulmak istiyorum. Sınırsız gülüşlerimle yaşamak istiyorum. Gözyaşlarımı çıkarmak istiyorum sakladığım gülüşlerimden. Özgür bırakmak istiyorum hayallerimi. Sevemediğim insanlara eskisi gibi cesurca dik dik bakmak istiyorum. Savunmak istiyorum düşüncelerimi sonuna kadar. Bir çocuk gibi sürekli soru sormak her şeyi öğrenmek istiyorum. Aşık olmak istiyorum. Öylesine korkuttular ki beni, aşık olmaktan korkuyorum. Oysa ilk aşk, içimizdeki çocuğa "Merhaba" demekmiş. Belki de seninle tekrar karşılaşmaktan korkuyorum. Bir kadının ilk annelik deneğimi gibi bir şey bu. Büyük bir tereddüt, devasa bir endişe ama hepsini görmezden gelecek kadar mucizevi bir güç. Bütün korkularıma rağmen sana ihtiyacım var. Geri dön ufaklık, aklım sensiz çok karanlık.
İşte ben gibi içindeki çocuğu susturan insanlarla dolu dünya. Bu yüzden sessiz sakin mahalleler, bu yüzden çocuklar hep evdeler. Şimdi hepimiz biraz cesur olalım ve çıkalım saklandığımız kostümlerin içinden. Bırakın kalpli balonları kovalayalım, bırakın yeni açılmış mağazanın önündeki palyaço yüzümüzü boyasın. Hadi biraz çocuk olalım. Mahallenin önünde telefonlarla oynayan miniklerin eline çocukluğunuzdan kalma ipleri verin, önce onlar sallasın, siz atlayın, eğlendiğinizi hissettirin. Sonra bakın her gün ip atlayacak o minikler. Seksek çizmeyi bilmeyen çocuk mu olur! Hadi mahallenin geniş kaldırımlarına ilk sekseği çocukluğunuzdaki gibi siz çizin. Tütülü eteklerini kaldırıp zıplasın çocuklar. Yarım el işini sonra da bitirirsin, kızının arkasında sen de sıraya gir eline en düz taşı alıp da. Çocukların kahkahasıyla yeniden aydınlansın dünya.
Elindeki tesbihi az biraz bırak be amca, bak oğlunda yanı başında bir elinde tespih diğerinde sigara. Sen gibi kahvehane gülü mü olsun. Az biraz gül şu oğluna. Yoksa gittikçe kirlenecek dünya. Çocuklarımız çabuk büyüyor, çocuk ne demek bilmeden büyüyor. Altı yaşındaki çocuk kız oğlan diye ayırılır mı? Bırak tutuşsunlar el ele, inan onlar tutuşunca dünya daha bir güzel olacak. Bir kez olsun sert yüzüne minik bir tebessüm kondur, kızını omuzlarına al, bak güneş şimdiden daha aydınlık daha...