çağırmayın beni artık, hesaba katmayın hesaplarımı. Siz bilemezseniz de ben iyi bilirim, bir ceylanın koşarken dikilip durmayı ve yine dönüp arkasına bakmayı ondan öğrendiğini... Artık ne Artos’ un dumanlı başına aldanacağım ne de güneşin her sabah Van Gölü’ne bu kadar tarifsiz gülüşüne. Eşkıya dudağından kanayan türkü kadar inceden sızıyor bileklerim...