Tacizade Cafer Çelebi (d. Amasya 1452? - ö. İstanbul 18 Ağustos- 1515) 15. Yüzyıl divan şair, yazar ve devlet adamı.
Şair ve hattat II. Bayezid Devri defterdarı Amasya seraskerliği görevinde de bulunmuş olan Taci Bey’in ( ö. 1485) oğlu, Münşi Tacizade Sadi Çelebi’nin kardeşidir.
Tacizade Cafer Çelebi Amasya’da dünyaya geldi. 1452 Babası sayesinde devrinin en ünlü ilim adamlarından ders gördü. Câfer Çelebi ilk derslerini Amasya’da Şeyhîzâde Abdi, Muîdzâde Muhyiddin Mehmed ve Horasânîzâde Seyyid Abdullah Çelebi’den aldı.[1] (eş-Şakaık , s. 324).
Daha ileri düzeyde bir eğitim için Bursa’ya gitti. Hocazade Muslihiddin , Hatipzade Muhiddin, Kesteli Muslihiddin gibi devrin en ünlü müderrislerinden dersler aldı. Hacı Hüseyinzade’den mülzaım olarak diploma aldı. Amasyalı Şeyh Hamdullah’tan da hat dersleri alarak devrinin en iyi eğitim gören hattatlarından birisi oldu.
İlk önce Simav’da bir medreseye tayin edildi, daha sonra orada kadı olarak görev yaptı. İstanbul’a Mahmud Çelebi Medresesi’ne tayin edildi. 903’te (1497) Dîvân-ı Hümâyun’a nişancı oldu. Selefleri defterdarların altında iken kendisi derece itibariyle defterdarın üzerinde bir mevki aldı. Ramazan 905 - Muharrem 906’da (Nisan-Ağustos 1500) Modon ve Koron seferine katıldı.
II. Bayezid döneminin sonlarına doğru şehzadeler arasında cereyan eden taht mücadelesinde Şehzade Ahmed’i desteklemiş, Şehzade Ahmed taraftarı olanların evlerini yağmalayan yeniçeriler onun da evini yağmalamışlardır. ( Hoca Sâdeddin, s. 190-191) [2]ıBayezid, (24 Nisan 1512) tarihinde oğlu Selim lehine tahttan çekilince. Câfer Çelebi, Selim’in cülûsunu tebrik etmek için Farsça bir kaside sunmuş ve böylece onun hizmetine girmiş, Yavuz, tahta çıktıktan bir yıl sonra tekrar Nişancı olmuştur. (Aralık 1513).
Cafer Çelebi, Yavuz Selim’in gözde adamlarından biri olmuş Şah İsmail’e gönderilen Farsça mektupları o yazmıştır. Çaldıran Zaferi’nde ele geçen esirlerin içinde Şah İsmail’in karısı Taçlı Hatun’da vardı. Yavuz Sultan Selim, Hem Şah İsmail’i küçük düşürmek hem de Cafer Çelebi’ye olan sevgisini göstermek için Taçlı Hanım’ı Cafer Çelebi’yle evlendirdi.
Çaldıran Seferi sonrasında Anadolu Kazaskerliğine tayin edildi. Amasya civarında Yeniçerilerin Muharrem 921’de (22 Şubat 1515) İstanbul’a geri dönülmesi için Piri Mehmed Paşa, Halîmî Çelebi ve Câfer Çelebi’nin evlerine saldırıp yakmaları sonrasında Padişah, Kapı Kethüdası Ahmet Ağa’nın iftirası üzerine, Cafer Çelebi’yi idam ettirdi.
Daha ziyade nesirleriyle tanınan Tacizade'nin; Türkçe, Farsça kaside ve gazelleri de vardır. Daha çok İstanbul ve güzelliklerini anlattığı Hevesname adlı mesnevisi ile tanınmaktadır. Ayrıca II. Bayezid ve I. Selim zamanlarında nişancılık ve kazaskerlik gibi idari görevler de üstlenmiştir. Ancak 1515 yılında İran Seferi dönüşünde Sultan Selim tarafından, askeri itaatsizliğe sevk etmekten suçlu bulunmuş ve idam edilmiştir.
Câfer Çelebi İstanbul Balat’taki mescidinden başka Simav’da bir cami ve hamam, Bergama’da bir kervansaray ve Edirne’de bir sıbyan mektebi yaptırmıştır Aynı zamanda bir hattat olan Tacizade Cafer Çelebi, Osmanlı şifre sistemi olan, emlak defterleri, defteri Hakani ,malî, tapu ve evkâfa bağlı vesikların yazımında kullanılan hatt-ı siyakat yazı stilini de geliştiren bir hattattır.
EDEBİ KİŞİLİĞİ
“Câfer Çelebi’nin şiirlerinde en çok Ahmet Paşa’nın etkisi görülür.. Ayrıca Necati ve Şeyhi’nin etkisinde kalmıştır. Kendisine nazire yazan şairler arasında Basîrî, Nihâlî, Mesîhî, Revânî, İshak Çelebi, Kemalpaşazâde, Zâtî ve Amrî sayılabilir.” [3] Câfer Çelebi dilde sadeleşme hareketlerin başladığı yıllarda döneminde eğilimlerin aksine Arapça ve Farsça sözlüklerle dolu süslü nesri başlatan ve daha üst bir söyleyişi tercih eden bie şair ve nâsir olarak kabul edilir. Tâcîzâde zaman zaman sade şiiler de yazmış, Necati gibi şiirlerinde s atasözleri ve deyimlere de yer vermiştir. Edebî sanatlarda ve kelime oyunlarında da başarılı sayılmış bir şairdir.
Eserleri
Hevesname: ( 1493) İstanbul’un fethedilmesinden kırk yıl sonra yazdığı Câfer Çelebi’nin başından geçen bir aşk hikâyesini de anlattığı İstanbul’un çeşitli semtlerini, sosyal hayatını, doğal güzelliklerini, yaşama âlemini, tasvir eden, içerdiği hasb-i hâl bölümleri ile dikkat çeken en tanınmış eseridir. Eser Necati Sungur tarafından yayımlanmıştır (Ankara 2006).
Cafer Çelebi’nin Hevesname adlı eseri hem Şehrengiz hem de daha sonraki yüzyıllarda bağımsız olarak da yazıldığı görülen hasb-i hâll türünün ya da hasb-i hâl anlatım biçiminin yaygınlaşmasına öncülük eden bir eserdir. “Başka mesnevilerde de Heves-nâme’dekine benzer hasb-i hâl bölümleri bulunmakla birlikte, Heves-nâme’deki hacim ve içerik çeşitliliğine ulaşılamamıştır.”[4]
Mesnevi tarzında yazılan bu eser Şeyhî ve Ahmed Paşa’yı özgün eser yazmamakla eleştirmiştir.[5]
Üç bölümden oluşan eserin ilk bölümünde İstanbul’un önemli yapılarını ve mekânlarını betimlemiş, şehri anlatmıştır. Bu bölüm, sonraki yüzyılda şekillenecek olan “şehrengiz” türünün ortaya çıkmasına ön ayak olması ile dikkat çeker.
İkinci Bölüm: “ Acâibü’l Mahlukat” türüne özgü bilimsel içerikleri ile de dikkati çeker. “Popüler kozmoloji kitaplarına özgü bilgiler, bu bölümde mesnevî biçiminde aktarılır.”
Üçüncü ve son bölüm “hakikî” ve “mecâzî” aşk kavramları ile “ sevgilinin güzellik unsurlarının betimlendiği özgün bir sözlük biçimindedir”[6]
Mahruse-i İstanbul Fetihnamesi:
Sanatkârane bir üslûpla yazılan ayet ve hadisler, Arapça, Farsça ve Türkçe beyitlerle süslenmiş bir eserdir. Adından da anlaşıldığı gibi İstanbul’un fethini anlatan bu eserde devrinin tarihçileri kadar konuya vakıf olduğunu ve güvenilir bir kaynak olduğunu kabul etmek gerekir. Kuşatma ve Fetih için verdiği bazı bilgiler oldukça ayrıntılı, özgün ve yararlıdır. “Eserde yer alan bir pasajdan Cafer Çelebi’nin yazılı kaynaklar yanında görgü şahitlerinin ifadelerini de kullandığı anlaşılmaktadır. Eser, müellifin Hevesnâme’sini yazdığı 899 (1494) yılından bir müddet sonra tamamlanmış olmalıdır. “[7]
Fetihnâme, Hâlis Efendi’nin sahip olduğu bir nüshadan Târîh-i Osmânî Encümeni Mecmuasının eki halinde neşredilmiştir (cüz 20, 21, İstanbul 1331). Eserin girişinde yer alan müellifin hayatına dair kısım Hâlis Efendi tarafından yazılmıştır. Eserin basit bir transkripsiyonlu metnini Şeref Kayaboğazı yayımlamıştır (İstanbul 1953).
Münşeat:
Mektuplarının bulunduğu bir eserdir. Ona ait olduğu iddia edilen eser üzerinde yapılan tespitler, münşeat mecmualarında ve tarihî eserlerde yer alan mektuplardan altısının kesin biçimde Cafer Çelebi’ye ait olduğunu göstermektedir.
Türkçe ve Farça şiirlerini topladığı divanı
Günümüze ulaşan sekiz nüshaya dayalı tenkitli metni İsmail E. Erünsal tarafından yayınlanmıştır. Bu neşirde yirmi sekiz kaside, bir müseddes, 255 gazel, sekiz murabba, üç terciibend, on kıta, dört Arapça kaside, bir Arapça müstezad, bir Arapça gazel, iki Farsça kaside, bir Farsça tahmis, iki Farsça gazel, bir Farsça murabba yer almaktadır. [8]
KAYNAKÇA
[1] İsmail E. Erünsal, TÂCÎZÂDE CÂFER ÇELEBİ , TDV İA, cilt: 39; sayfa: 355
[2] İsmail E. Erünsal, TÂCÎZÂDE CÂFER ÇELEBİ , TDV İA, cilt: 39; sayfa: 355
[3] İsmail E. Erünsal, TÂCÎZÂDE CÂFER ÇELEBİ , TDV İA, cilt: 39; sayfa: 355
[4] H.Dilek BATİSLAM, MESNEVİLERDEKİ HASB-İ HÂL BÖLÜMLERİ VE TÂCÎ- ZÂDE CAFER ÇELEBİ’NİN HEVES-NÂMESİ’NDEKİ HASB-İ HÂLLER, https://www.turkishstudies.net/Makaleler/1971458022_38batislamh_dilek.pdf
[5] HAKAN ATAY, HEVES-NAME’DE AŞK OYUNU: TACİ-ZADE CAFER ÇELEBİ’NİN ÖZGÜNLÜK İDEALİ, Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankr. Haziran 2003
[6] HAKAN ATAY, HEVES-NAME’DE AŞK OYUNU: TACİ-ZADE CAFER ÇELEBİ’NİN ÖZGÜNLÜK İDEALİ, Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankr. Haziran 2003
[7] İsmail E. Erünsal, TÂCÎZÂDE CÂFER ÇELEBİ , TDV İA, cilt: 39; sayfa: 355
[8] İsmail E. Erünsal, The Life and Works of Tâcîzâde Ca‘fer Çelebi, with a Critical Edition of His Dîvân, İstanbul 1983;