Tahmis-i Mutarraf Nedir Özellikleri Örnekler
Divan şiirinde gazeli veya kasideyi beşleme anlamında bir terim olan tahmis sözcüğü Arapça kökenlidir.
Tahmis; divan edebiyatında bir gazelin her beytinin önüne veya dizeleri arasına anlam bütünlüğüne sahip; aynı vezinde, ahenk, üslüp uyumu içinde üçer mısra ilâve edilerek oluşturulan beş veya yedi bendelik, beyitleri arttırılmış gazeller olan musammatlara verilen addır.
Divan edebiyatında sadece gazeller değil kasidelere de tahmis yapıldığı görülmüştür. Gazellerin veya kasidelerin beyitleri önüne aynı vezin, aynı kafiyede, benzer üslupta, üç mısra’ eklenerek muhammes haline getirmeye “tahmîs etme” denir. Böylece gazel veya kaside bir muhammese dönüşmüş olur. Tahmis yapılan gazel veya kasidenin nazım birimi beyit olmaktan çıkarak muhammes gibi her bendi beş dizeden oluşan bir şiir hakine gelir.
Bir gazelin beyitlerine üçer dize ilave edilerek tahmis yapılırken gazelin ve beytin veznine, konusuna, ahenk, ritim ve üslubuna sadık kalınması, eklenti olduğunu hissettirmeyecek kadar uyumlu olabilmesi en önemli husustur. Aksi takdirde tahmis yapmanın gerekçesinden ve başarısından söz edilemez.
Bir gazel veya kaside iki şekilde tahmis edilir. En çok rastlanılan yöntem beytin üstüne üç dize eklemek şeklindedir. Beytin üstüne ilave eilen üç dize doğal olarak beytin ilk dizesi ile kafiyeli olmaktadır.
Beytin üstüne üç dize ilave edilerek yapılan tahmîsin kafiyeleri şu şekilde gösterilebilir:
aaa (aa) bbb (ba) ccc (ca) ddd (da)
Ancak beytin dizeleri arasına- yani 1. dize ile 2. dize arasına - üç dize eklenerek de tahmis yapılır. Bu tip tahmislere “Tahmis-i Mutarraf” denir. Bu şekilde yapılan tahmisin kafiyeleri de aşağıdaki şekilde olmak zorundadır.
a aaa a / b bbb a / c ccc a / d ddd a
Hangi şekilde yapılırsa yapılsın tahmis yapmanın şartı ilave yapılan şiire ve beyitleri ile anlam bütünlüğü ahenk ve üslup uyumu sağlamasıdır. Zaten tahmis beğenilen bir gazele ilave bir güzellik katmak amacıyla yapılır. İlave edilen dizeler esas alınan şiire göre zayıf kalacaksa tahmis yapmanın anlamı yoktur.
Divan şairlerimiz tahmis yapmaya önem vermişler, pek çok divan şairi özellikle pek beğendikleri gazellere çok sayıda tahmisler yapmışlardır.
Hayali Bey - Zati’nin Gazeline Tahmis
Cânına ateş vurur bir mihrî rahşanın mı var
Sînede dağ-ı gâmından nâr-ı suzanın mı var
Subha dek şebnem döker bir çeşm-i giryânın mı var
Noldun inlersin felek hercâyi canânın mı var
Her makamı seyreder bir mâh-i tabânın mı var
Esmez iken ab-ı hâkün üzre hergiz bâd-ı sert
Çekmez iken bülbülün goncandan alâm ile dert
Ziynet eylerken seni gâh lale gibi sürh vert
Benzini ey bûstân fasl-ı hazân mı etdi zerd
Yoksa başı taşra bir serv-i hırâmânın mı var
Gül güler gülşende sana ağlamak olmuş nasîb
Yoksa goncana rakîb-i hâr mı oldu karîb
Derde mi düştün ki dermân edemez ona tabîb
Ağlayıp feryâd edersin her nefes ey andelîb
Hâr ile hem-sâye olmuş verd-i handânın mı var
Mürde ihyâ kıldığı içün yâra ben Îsa dedim
Yoktur ey Hızr-ı Skender leb sana hemtâ dedim
Yoluma can terkin etmezsin dedi haşâ dedim
Yoluna canum revân etsem gerek cana dedim
Hışm ile bakdı yüzüme dedi kim canın mı var
Ey Hayâli aşka kul olalı sultansın yine
Yani bir hûriveşin hüsnüne hayransın yine
Bir melek sûretlinin derdiyle nalânsın yine
Zülf-i dilber gibi ey Zâtî perişansın yine
Cevr-i bî-had yoksa bir yâr-ı perişanın mı var
Bakî’den Tahmîs-i Gazel-i Necâtî
Râyet-i fitne çeküp ol kad-i dil-cû begler
Uşdılar yanına her şûh-ı cefâ-hû begler
Bir yire geldi nice gamzesi câdû begler
Bir âlây oldı perî şîvelü âhû begler
Gözi âhûlaruñ âlâyına yâ Hû begler
Kaynadup nâr-ı gam-ı ‘aşk ile hûn-ı cigeri
Gözlerümden akıdur kendü görinmez o perî
Sanmanuz nev’-i beşerden gele bu şîveleri
Bir perî içün akar iki gözüm çeşmeleri
Sakınuñ bilmiş oluñ ılıdur ol su begler
Cân yidürseñ eger ol husrev-i şîrîn-dehene
Gâlib olsañ reh-i ‘aşkında bu gün Kûh-kene
Ne kadar nakd-i revânuñda nisâr olsa yine
Bî-vefâlıklar ider yolına cânlar virene
Acebâ böyle m’olur dünyede hep bu begler
Pâk-rû tâze-cevâñdur baña cânumdan e’az
Gelmedi yanuma zen kısmı meger duhter-i rez
Bakmadum atlas u dîbâsına dehrüñ bir kez
Raht u bahtum götüri oda urursañ dütmez
Bir iki gün beni bu dünyede mahbûb egler
Boynuña hîle kemendin biri baglar nâ-gâh
Çıkarur togru yoluñdan biri eyler güm-râh
Bu belâya bulımaz çâre ne dervîş ü ne şâh
Kimseye uymasun ulaşmasun Allâh Allâh
Zülf-i bî-dîn ile ol gamze-i câdû begler
Bâkıyâ gel olalum Ka’be-i dil yolına peyk
Diyelüm sem’a nidâ iricek âhir Lebbeyk
Girelüm râh-ı Hudâya diyüp e’s-sa’yü ileyk
Ne Necâtî ne güzeller ne selâmün ne ‘aleyk
Fâriguz eylemezüz kimseye tapu begler Baki'nin Hayatı ve Edebi Kişiliği
Tahmis-i Mutarraf’a Örnek
Yahya Kemal’den Baki’nin Gazeline Tahmis-i Mutarraf
“Fermân-ı aşka cân iledir inkıyâdımız”
Pürdür hayâl-i yâr ile her lâhza yâdımız
Mevkûfdur o mâha samîm-î fuâdımız
Âhır varınca haddine hestî-i şâdımız
“Hükm-î kazâye zerre kadar yok inâdımız”
“Bâş eğmeziz edâniye dünyâ-yı dûn içün”
Ettik fedâ zevâhiri şevk-î derûn içün
Sattık metâ-ı ömrü mey-î lâ'lgûn içün
Nevbet çalınca rıhlet-i milk-î sükûn içün
“Allaha'dır tevekkülümüz itimâdımız.”
“Biz müttekâ-yı zerkeş -i câhe dayanmazız”
Bâlîn-i bahtı cây-i mübâhât sanmazız
Pervâne-vâr şem'-i mükâfâte yanmazız
İkbâl içün mevâid-i iblîse kanmazız
“Hakkın kemâl-i lûtfunadır istinâdımız”
“Zühd ü salâha eylemeziz ilticâ hele”
Âsâr-ı ittikaaye bedel câm alıp ele
Dünyâda vârımız yoğumuz vermişiz yele
Çekmekteyiz kavâfil-i uşşâka meş'ale
“Tuttu eğerçi âlem-i kevn'i fesâdımız.”
“Meyden safâ-yı bâtın-ı humdur garaz heman”
Değmezdi yoksa sekrine peymâne-î mugan
Her câm içinde seyredilür başka bir cihan
Şürb-î müdâm içün neye kıldık fedâ-yı can
“Erbâb-ı zâhir anlayamazlar murâdımız.”
“Minnet Hudâ'ye devlet-i dünyâ fenâ bulur”
Elhak gazelde neşve-i Bâkî bekâ bulur
Ahlâf o nazm'e gûş tutarken safâ bulur
Teştîrimiz bu sâyede az çok bahâ bulur
“Bâkî kalur sahîfe-i âlemde âdımız.”