Osmanlıca yazılışı tekabül: - تقابل
Tekâbül Arapça kökenlidir ve Arapçada “ karşılama, yerini tutma anlamında sözcükler üretilen “ kbl “ kökünden gelmektedir. Bu nedenle tekabül: - تقابل sözcüğü kabul, makbul, mukabele sözcükleri ile aynı kökene dayanır.
Tekabül kelimesi sözlüklerde: karşılık olma, karşılama, yerini tutma, karşıolum,“İki şeyin birbirine karşı olması; aynı açıdan, aynı zamanda ve aynı konuda bir araya gelmemesi”, “Karşılık olma, karşılama, yerini tutma: Karşı karşıya gelme, yüz yüze gelme” [1] anlamları ile açıklanır.
“Tekābül-i saffeyn: İki ordunun karşı karşıya gelmesi.”
Edebiyatta Tekabül ve Mukabele
Tekabül ve Mukabele edebiyatta bedi’ sanatlardan biri olarak kabul edilmiştir. Birbirlerine uygunluk veya zıdlık yönlerinden uygun düşen iki kelimeyi sıraladıktan sonra sırasıyla o anlamların anlamca karşılıklarını veya eş anlamlılarını yerine koymak demektir.
Dilde safâ-yı aşkın dîde gamınla nem
Bir evde ayş ü şâdi bir evde ye’s ü matem
İlk dize de birbirlerine zıd olan sefa ( eğlence ) ve gam ( keder ) sözcükleri kullanılmış İkinci dizede ise bir evde eğlence diğer evde ise üzüntü ve matem olduğu yazılarak tekabül ve mukabele sanatı yapılmıştır.
[1] https://www.lugatim.com/s/tekab%C3%BCl