Tekerleme Nedir Örnekleri Türleri ve Yapıları

27.05.2011

 

 

Tekerleme için, ‘1. Tekerlemek işi. 2. Çoğunlukla basmakalıp söz. 3. ed. Çoğunlukla masalların başında bulunan kafiyeli giriş sözleri. 4. Birbiriyle uyumlu hazır söz kalıbı. 5. ed. Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışı. 6. tiy. Orta oyununda, özellikle Kavuklunun kullandığı sözler.’ (Türkçe Sözlük 1998: 2171)biçiminde tanımlar yapılmaktadır.

 

Sözlükte "ağızda yuvarlanan söz, saçma sapan söz, eş sesli kelimelerle kurulu konuşma" anlamlarına gelir. Özellikle anonim edebiyat türlerimiz olan masal, halk hikâyeleri, bilmece, meddah, karagöz, ortaoyunu, köy seyirlik oyunları gibi geleneksel halk tiyatrosu türlerinde ve bazı edebi türler içinde söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir.

 

Doğu Anadolu'da döşeme, Güney Anadolu'da sayışma denir. Karagöz ve ortaoyununda muhavere, çocuk oyununda ebe, çıkarmada ise sayışma diyebiliriz. Türk edebiyatında ilk tekerleme örneklerine İslami dönemin ilk yazılı eserlerinden biri olan Divan-i Lügati't Türk'te bazı tekerlemelere yer verilmiştir. Bu folklorik anonim edebiyat türüne çocuklar arasında eş ve ebe seçmek, hoş vakit geçirmek, konuşma kabiliyeti kazanmak ve kazandırtmak için başvurulur.

 

Tekerlemelerde anlamdan çok, kelime oyunları, ahenk, ses uyumu, uyak, sözcük tekrarı ve şiirsellik ön plândadır. Bu nedenle anlamsal açıdan birbiriyle hiçbir ilgisi olmayan sözcükler rasgele ve alışılmamış bağdaştırmalarla bir araya gelerek, birbirini izleyen anlamsız, zincirleme bir yapı oluşur. Bazen normal düzyazı, bazen şiirsel bir anlatımın söz konusu olduğu ve hatta yer yer şiirlerin araya serpiştirildiği nesir biçiminde, bazen de dizelerle tamamen şiirsel özellikleri içeren nazım biçimindedir.,[1]

 

Tekerlemelerde söz yakıştırmaca, ses benzeşmesi, kafiyeye getirme temel amaç olduğundan birbirlerinden kopuk anlamsız bağdaştırmalar, anlamca bağıntısı bulunmayan anlam parçaları art arda gelir. Hayal, yakıştırma ve benzeştirme esasına dayandığından gerçek hayattan kopuk ve mantıksal yanı olmayan sözler benzeştirme için birbirini izlemektedir. Bu anlamsız ve mantıksız söz ve cümle dizilerinin belli bir ölçüde kalıplaştığı gözden kaçmaz. Karışık, şaşırtıcı, hatta gülünç bir sıralama göze çarpar.

 

Tekerlemelere özellikle masal türünde çok sık başvurulur. Masalların baş, orta ve sonlarında yer alan özel masal tekerlemeleri vardır.

 

Tekerlemelere Doğu Anadolu’da "döşeme," Güney Anadolu’da "sayışma "denir. Karagöz ve ortaoyununda muhavere, çocuk oyununda ebe, çıkarmada ise sayışma diyebiliriz. [2]

Türk edebiyatında ilk tekerleme örneklerine Divan-ı Lügati’t Türk’te rastlanmaktadır.

Tekerlemeler MANZUM ve NESİR şekillerinde iki tip özellik gösterirler. Manzum yapıdaki tekerlemelerde şiirin şekli hususları gözükür, fakat ölçü ve durak sistemine genellikle kayıtsız kalan manzum tekerlemelerde kuvvetli ses benzeşmeleri ve kafiye bulunur. Nesir olanlarında da kafiye ve ses benzeşmesi tekerleme olmasını sağlayan başlıca unsurlardandır.

 

Tekerlemeleri maksat ve yapıları bakımlarından üç ana kola ayırmak mümkündür. Bunlar:

 

  1. a) Masal Tekerlemeleri
  2. b) Söz Cambazlığı Tekerlemeleri
  3. c) Oyun ve Tören tekerlemeleri[3]

 

MASAL TEKERLEMELERİ:

 

Tekerlemeler masallarda anlatılanların yalan olduğunu, masalda belirtilen yer, mekân, olay, kişi ve zaman unsurlarının gerçek olmadığını, anlatanın dahi buna inanmadığını, amacın hoşça vakit geçirmek olduğunu vb belirtmek maksatlıdır. Masal tekerlemeleri masalın özellikle başlarında dikkat çekiciliği arttıran bir unsur olarak kullanılır. Türk halk masallarının başlarında kalıplaşmış birçok giriş tekerlemeleri vardır.

 

Masal başı tekerlemeleri:

 

"Var varanın, sür sürenin destursuz bağa girenin hali budur padişahım."

" Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde deve tellaklık eder, eski hamam içinde, hamamcının tası yok, külhancının baltası yok, koca karılar hamama gider, koltuğunda bohçası yok. Handedir hande, yetmiş iki zorba ile bir manda, yedik içtik, dişimizin dibi et yüzü görmedi. Bereket versin hacı cambaza. Bize bir at verdi durdur diye, at bize bir tekme vurdu geri dur diye... Kızkule açığına uğradık, kıyıdır diye... Tophane güllesini cebimize doldurduk, darıdır diye... Kızkulesi’ni belimize soktuk, borudur diye... Tuttu bizi bir zaptiye, delidir diye... Attı tımarhaneye bir gün, iki gün üç gün... Tuttuk pirenin birisini, yüzdük derisini... Çadır kurduk Üsküdar’dan birisini... Masaldır bunun adı, söylenmekle çıkar tadı. Hekim dinlemezse hakkından gelsin kambur kadı. Evvel zaman içinde bir padişah bir de karısı varmış..." [4]

 

" Bir varmış bir yokmuş, Allah'ın kulu çokmuş...) Masalların ortalarında yer alan tekerlemelere örnek verecek olursak Az gittik uz gittik dere tepe düz gittikbir de bakmışız ki bir arpa boyu yol gitmişiz" “Tepelerden yel gibi, derelerden sel gibi…”, masal sonu tekerlemeleri ise : "Onlar ermiş muradına, bir çıkalım kerevetine.” " ... Gökte üç elma düştü..." şekillerindeki kalıplaşmış masal tekerlemeleridir.

 

SÖZ CAMBAZLIĞINA DAYANAN TEKERLEME ÖRNEKLERİ

 

Halk arasında latife etmek, hoş vakit geçirmek, bir tür oyun oynamak maksatlı tekerlemelerdir. Bu tip tekerlemelere, meddah, ortaoyunu ve karagözde de rastlayabiliriz.

Çocuklara dili öğretmek, konuşmada ustalık kazandırmak maksadı da taşıyan bu tekerlemelere örnekler:

 

Bir dalda kara kartal kartal kalkar dal sarkar, dal sarkar. Kartal kalkar

Ramazanda Rizeli Rıza rümeysaya; radyo, radyoaktif, ruh, rencide, ralli, radyo, ring, rengeyiği, radyoloji, rivayet, ranzarot nedir diye sormuş?

Çatalca da topal çoban, çatal, sapan yapar, satar; niçin yapar, niçin satar çatalca da topal çoban çatal, sapan.

 

Çağatay'da çarmıha çakılan çarın çavuşu, çamurlu çamçağı çakıllı çayda çalkalarken, çantasından çamaşırlarını çaldırdı...

 

EMİŞLE MEMİŞ MAHKEMEYE GİTMİŞ, MAHKEMELEŞMİŞLERMİ, MAHKEMELEŞMEMİŞLER Mİ?

 

Bir berberi berber, bir berberi berbere," Bre berber, gel beraber bir berberi berberle beraber, bir berberi berber dükkânı açalım" demiş.

 

Hakki, hakki ya gitmiş, Hakki. Hakki’dan dan hakkini istemiş, Hakki, Hakki’nin hakkini vermeyince, Hakki’da Hakki’nin hakkından gelmiş.

 

Sen ne zamandan beri tekere mekere şekere mekere bir porsuksan bende o zamana kadar şekere mekere tekere mekere bir porsuğum.

 

Şu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak sarımsaklamasak da mı saklasak.

Şemsi paşa pasajında kırk kulpu kırık tunç tas has hoş kayısı hoşafı

İndim dereye sarul seke teke çepiç tek otlarlar. Dedim niçin sarul seke teke çepiç tek otlarsınız? Dedi bizim sorumuz sopumuz torumuz topumuz sarul seke teke çepiç tek otlarlar.

Gökten bir damla düştü, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına...

Al bu takatukaları takatukacıya takatukalattırmaya götür, eğer takatukaları takatukacı takatukalatmazsa takatukaları takatukacıya takatukalaştırmadan getir.

 

Be birader buraya bak, başı bereli burma bıyıklı bastı bacak bayan berberiyle bizim Bedri bey birlikte bir pirinci birinci buluşta birbirine dizip Bursa pazarına indi.

 

Cüce çinici Celali Hoca gizlice marpuççular içindeki zücaciyecilere gidip içi Çince yazılı cicili bicili cam çubukları cepceğizine indirmiş.

 

Bir pirinci birinci buluşta bir inci gibi birbirine bağlayıp, Perlepe berberi bastıbacak Bedri ile beraber Balıkesir pazarına parasız giden bu paytak budala, babası topal Baki’den biberli bir paparayedi.

 

 

OYUN VE TÖREN TEKERLEMELERİ

 

Çocuklar arasında oyunlar, törenler, eş ve ebe seçme maksatlı vb oluşan tekerlemelerdir.

 

TEKİR

 

Bir iki tombul tekir

Camdan bakar

Başına takar

Hop hop, altın top

 

MISTIK

Mustafa, Mıstık,

Arabaya kıstık,

Üç mum yaktık,

Seyrine baktık.

 

LEYLEK

 

Leylek leylek havada,

Yumurtası tavada,

Gel bizim hayata,

Hayat kapısı kitli,

Leyleğin başı bitli

 

KUZU

Kuzu kuzu me

Bin tepeme

Haydi gidelim

Ayşe teyzeme.

 

YAĞMUR

Yağ yağ yağmur,

Teknede hamur,

Bahçede çamur,

Ver Allah'ım ver,

Sicim gibi yağmur.

 

KARGA

Karga karga "gak" dedi,

"Çık şu dala bak" dedi,

Karga seni tutarım,

Kanadını yolarım.

 

PORTAKAL

Portakalı soydum,

Başucuma koydum.

Ben bir yalan uydurdum,

Duma duma dum.

Duma duma dum.

Öğretmeni kandırdım,

Kandırdım.

 

OYUN

Oooo.....

İğne battı,

Canımı yaktı,

Tombul kuş Arabaya koş.

Arabanın tekeri,

İstanbul'un şekeri.

Hop Hop altın top,

Bundan başka oyun yok.

 

HANIM KIZI

Çan çan çikolata,

Hani bize limonata?

Limonata bitti,

Hanım kızı gitti.

Nereye gitti?

İstanbul'a gitti.

İstanbul'da ne yapacak?

Terlik pabuç alacak.

Terliği pabucu ne yapacak?

Düğünlerde,

Şıngır mıngır oynayacak.

 

KEÇİLER

Ayşe Hanımın keçileri,

Hop hop hopluyor,

Arpa, saman istiyor,

Arpa, saman yok,

Kilimcide çok.

Kilimci kilim dokur,

İçinde bülbül okur.

İki kardeşim olsa,

Biri ay, biri yıldız,

Biri oğlan, biri kız,

Hop çikolata çikolata,

Akşam yedim salata,

Seni gidi kerata.

 

SINIFLAR

Mini mini birler,

Çalışkandır ikiler,

Mavi gözlü üçler,

Dayak yiyen dörtler,

Misafirdir beşler,

Altılar, altınımı çaldılar,

Yediler, yemeğimi yediler,

Sekizler, semizdirler,

Dokuzlar, doktor oldu,

Onlar bizi okuttu.

 

EBE

Ebe ebe gel bize

Uzaktan vur elimize

Eğer vuramazsan

Ebesin ebe

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,

Bunu sana kim dedi?

Diyen dedi on yedi

Yağlı böreği kim yedi?

 

TAVUK

Pazara gidelim,

Bir tavuk alalım,

Pazara gidip,

Bir tavuk alıp ne yapalım?

Gıt gıdak diyelim.

Happur huppur,

Happur, huppur yiyelim.

 

TOP

Bir iki üç

Söylemesi güç

Sana verdim bir elma

Adını koydum Fatma

Hop hop hop

Bir büyük altın top

 

DEDE

Altı kere altı otuz altı

Dedemin sakalı yolda kaldı

Sakalını aldı dereye attı

Dedem sakalsız kaldı

 

EV

Evli evine

Köylü köyüne

Evi olmayan

Sıçan deliğine

 

İĞNE

Ooooo

İğne iplik

Derme diplik

Çelik çubuk

Sen çık.

 

NACAK

Nacak sapına

İki kes

Bir sana

Biri de bana

 

HEDİYE

Kızın adı Hediye

Ekmek vermez kediye

Kedi gider Kadıya

Kadının kapısı kitli

Hediyenin başı bitli

 

 

EL EL EPENEK

El el epenek

Elden düşen kepenek

Kepeneğin yarısı

Keloğlan'ın karısı

 

KARNIM AÇ

Karnım aç

Karnına kapak aç

Değirmene kaç

Değirmenin kapısı kitli

Heybaşı bitli

 

DEĞİRMEN

Değirmene girdi köpek

Değirmenci vurdu kötek

Geldi yedi köpek

Hem kötek

Hem yedi köpek

 

ALİ DAYI

 

Ali dayının keçileri

Kıyır kıyır kişniyor

Arpa saman istiyor

Arpa saman yok

Kilimcide çok

Kilimci kilim dokur ÇARŞI

Çarşıya gittim

Eve geldim hanım yok

Bebek ağlar beşik yok

Çorba taşar kaşık yok

Ali baba öldü tabut yok

 

HAKKI

Hakkı hakkının hakkını yemiş.

Hakkı Hakkı'dan hakkını istemiş.

Hakkı Hakkıya hakkını vermeyince

Hakkı da Hakkı'nın hakkından gelmiş.

 

HASAN

Hasan Hasan

Helvaya basan

Kapıyı kıran

Kızı kaçıran

 

KÜÇÜK DOSTUM

Küçük dostum gelsene

Ellerini versene

Ellerimizle şap şap

Ayaklarımızla rap rap

Bir şöyle, bir böyle

Dans edelim seninle.

 

ELLERİM PARMAKLARIM

Sağ elimde beş parmak,

Sol elimde beş parmak

Say bak, say bak, say bak.

Hepsi eder on parmak.

Sen de istersen saymak

Say bak, say bak, say bak.

Hepsi eder on parmak.

 

ALİ

Ali baksa dum dum

Sakalına kondum

Beş para buldum

Cebime koydum

 

KUZU

Kuzu kuzu mee

Bin tepeme

Haydi gidelim

Hacı dedeme

Hacı dedem hasta

Mendili bohça

Kendisi hoca

 

KOMŞU, KOMŞU

 

-Komşu, komşu !

-Hu, hu!

-Oğlun geldi mi?

-Geldi

-Ne getirdi?

-İnci, boncuk.

-Kime, kime?

-Sana, bana.

-Başka kime?

-Kara kediye

-Kara kedi nerede?

-Ağaca çıktı

-Ağaç nerede?

-Balta kesti

-Balta nerede?

-Suya düştü.

-Su nerede?

-İnek içti.

-İnek nerede?

-Dağa kaçtı.

-Dağ nerede?

-Yandı, bitti kül oldu

 

TAVŞAN

Kapıdan tavşan geçti mi?

Geçti

Tuttun mu?

Tuttum

Kestin mi?

Kestim

Tuzladım mı?

Tuzladım

Pişirdin mi?

Pişirdim

Bana ayırdın mı?

Ayırdım

 

NEREDEN GELİRSİN?

Nerden gelirsin?

Zikzak kalesinden.

Ne gezersin?

Açlık belasından.

Nerde yattın?

Beyin konağında.

Altına ne serdiler?

Perde.

Desene kupkuru yerde.

Bıyıkların neden yağ oldu?

Bıldırcın eti yedim.

Bıldırcın yağlı mıydı?

Gökte uçarken gördüm.

Saçların neden ağardı?

Değirmenden geldim.

Değirmen dönüyor mu?

Zımbırtısını duydum.

Ayakların neden ıslandı?

Çaydan geçtim.

Çay derin miydi?

Köprüyü dolaştım,

İşte geldim sana ulaştım.

 

 

CAM

 

Bir cam

İki cam

Üç cam

Dört cam

On cam

Bu da benim amcam.

 

EBE

Ebe ebe nerede

Su doldurur derede

Dere boyu çalılık

Derede olur balık

Şu ebe de ne alık

Oltamı attım,

Balığı tuttum.

Balık suya dalamaz,

Ebe beni bulamaz.

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi

Bunu kim dedi,

Diyen dedi on yedi,

Yağlı böreği kim yedi? 5]

 

ALINTILAR

1) https://www.mizahcafe.com/98/Tekerleme

2_ https://www.izafet.com/komikler/20512-tekerlemeler-siz-de-deneyin.html

3- https://www.memocal.com/Tekerlemeler.asp

 

FAYDALANILAN KAYNAKLAR: 

 

Boratav, P. N.: Masal tekerlemelerinin çeşitleri veanlamları: Folklor ve Edebiyat 2. İstanbul 1982. 280-287

İlyas Uçar, https://www.ilyasucar.com/edebiyat/588.html

Dursun Zengin,TekerlemelerinÇevirisi,https://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler

 

TEKERLEME VE ANONİM EDEBİYAT TÜRLERİ İÇİN KAYNAKÇA:

 

Aksan, Doğan. 1996. Türkçenin söz varlığı. Ankara.

Apel, Friedmar 1983. Literarische Übersetzung, Stuttgart.

Boratav, P. N. 1982. Masal tekerlemelerinin çeşitleri ve anlamları. Folklor ve edebiyat 2. İstanbul.

Caferoğlu, Ahmet. 1943. Anadolu ağızlarından toplamalar: Kastamonu, Çankırı, Çorum,

Amasya, Niğde, İlbaylıkları Ağızları, İstanbul: TDK Yay.

Caferoğlu, Ahmet. 1942. Doğu illerimiz ağızlarından toplamalar: Kars, Erzurum vs. İstanbul.

Caferoğlu, Ahmet. 1940. Anadolu diyalektolojisi üzerine masallar I. İstanbul.

Diller H.J.-J. Kornelius. 1978. Linguistische Probleme der Übersetzung. Tübingen.

Dursun Zengin,TekerlemelerinÇevirisi,https://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler

Göktürk, Akşit. 1994. Çeviri, dillerin dili. İstanbul.

İlyas Uçar, https://www.ilyasucar.com/edebiyat/588.html

Koller, Weiner. 1987. Einführung in die Übersetzungswissenschaft. Heidelberg.

Reiss, Katharina. 1976. Texttyp und Übersetzungsmethode. Kronberg: ITS.

Sakaoğlu, Saim. 1973. Gümüşhane masalları metin toplama ve tahlil. Ankara: Atatürk Üniv.Yay.

Spies, Otto. 1967. Türkische Märchen. Düsseldorf-Köln.

Steuerwald, Karl. 1972. Türkçe-Almanca sözlük. İstanbul.

Steuerwald, Karl. 1974. Almanca-Türkçe sözlük. Wiesbaden.

Tezel, Naki. 1938. İstanbul masalları. İstanbul.

Tezel Amca. 1962. Talih kuşu. Ankara.

Türkçe Sözlük. 1998. Ankara: TDK Yay.

Vardar, B. 1988. Açıklamalı dilbilim terimleri sözlüğü. İstanbul.

Wills, Wolfram. 1977. Übersetzungswissenschaft. Probleme und Methoden. Stuttgart.

 

KAYNAKÇA

[1](Dursun Zengin,TekerlemelerinÇevirisi https://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler)

[2] ( https://www.ilyasucar.com/edebiyat)

[3]  https://static.ideefixe.com/images/25/25372_2.jpg

[4] ( Dursun Zengin, TekerlemelerinÇevirisi,https://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler) Tüylü Kız Masalı ( a.g.e. Dursun Zengin...)

[5] https://www.memocal.com/Tekerlemeler.asp

 

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar